Demokratik Gelişim Enstitüsü'nün çatışma çözümlerinin yaşandığı ülkelerdeki farklı tarafların yaşadığı tecrübelerin olumlu sonuçlarını analiz için yaptığı karşılaştırmalı örnek çalışmalarını takdirle anmak gerekiyor. Bir çatışmanın çözümünü arıyorsanız, farklı ülkelerdeki çatışma çözümü örneklerini titizlikle incelemelisiniz. Çoğunda yıllar sonra çözüm aşamasına giren çatışmalar ne yazık ki çatışmaların yaşandığı her ülkede temel insan hakları ihlallerinin yıllarca devam etmesini sağladı. Bu ihlallerin ve çözümsüzlüğünün bitmesi için kıyaslar, çıkarımlar yapmaya gayret edilmesi, nasıl kolaylaştırıcı olunabileceğinin hesabının yapılması, her zaman için son derece önemli bir gayrettir.
Demokratik Gelişim Enstitüsü'nün son çalışması Ankara'da oldu. Türkiye'de 2.5 yıllık çözüm sürecinin kesintiye uğraması ve yeniden çatışmaların başlaması toplantıyı tetikleyen nedendi. Bir süredir çatışma çözümü yaşanmış bölgelere süreçte rol almış önemli kişilerle görüşen heyetler oluşturarak giden kuruluş, son toplantısını da etkili ve geniş bir katılımla yaptı.
Son toplantıda farklı partilerden milletvekilleri, sivil toplum temsilcileri, akademisyenler, gazeteciler, aydınlar, yerli, yabancı bürokratlar, Kocaeli Barış Platformu adına ben de vardım ve Ankara'da sabahtan akşama kadar barışı konuştuk. Sonuçta umutlandık. Her kesim vardı. Farklı kesimlerden insanların birbirini görmesi, karşılıklı konuşması hep faydadır. Bunu yaparak barışı sağlayacağız. Buna vesile olanlar hayra aracılık etmiştir.
Toplantıda İrlanda eski Dışişleri Bakanı Dermot Ahern bir sunum yaptı. Uluslararası arenada deneyimli bir siyasetçi olan Ahern, yaşadıkları çatışmanın çözümü için verilen büyük mücadeleyi bir insan olarak anlattı. İnsan olarak çünkü bir politikacı için çok zor olmasa da bir insan olarak çok zor olanı nasıl başardıklarını anlattı. Anlaşamamak için her türlü zeminin olduğu bir ortamda çözüm için nasıl karşılıklı yapıcı olduklarının altını çizdi. Yerine göre tüm olumsuz insani duyguları ayaklar altına alıp çözümü sağladıklarını içtenlikle anlattı.
Ayrıntıya girmeden toplantı sonucunda altının çizilmesi ve hiç unutulmaması gerekeni hatırlatayım. Bir yerde çatışmanın çözümünü istiyorsanız bıkmadan, usanmadan gerçekleştirmeniz gereken ilk ve en önemli şart olan konuşmayı devam ettirmektir. Ne kadar zor bir sorun olursa olsun, ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar can kaybı yaşanırsa yaşansın, olmazları olmaz eden sözün, konuşmanın devam etmesidir. Yaşanan tüm uluslararası tecrübelerde çözüm için gayret sarf eden her kesimin mutabakatı bu yöndedir. Yunus Emre'nin deyişiyle "söz ola kese savaşı" anlayışını bu topraklarda da kesintisiz devam ettirdiğimiz müddetçe aşılmazları aşacağız. Ahern "sabah uzun görüşmelerde anlaşamıyorduk ama akşam sosyal ortamlar konuşmamızı sağlıyor ve ilerliyorduk, İrlanda'da ilk zamanlarda çözümü sağlayamamıştık ama en azından konuşarak çözmede anlaşmıştık. Daha sonraları AB içinde yaptığımız toplantılarda örneğin HAMAS'la görüşmeyi savunanlar, çatışma çözümünü yaşamış olanlardı" diye yaşanmış konuşma tecrübesini aktarıyordu.
"Konuşmanın şartları var tabii, devam ettirebilmenin en başta geleni hasmınızı şeytanlaştırmamaktır." diyor Ahern. Bizde de karşılıklı şeytanlaştırmanın yaşandığı bugünlerde barışın hatırı için aslında en başta terk edilmesi gerekenin şeytanlaştırma olduğu açıktır. Siyasi görüşlerimize, duygularımıza, öfkemize ters gelse de konuşmayı devam ettirmek için şeytanlaştırmamayı öğrenmemiz gerekir.
İkinci husus ise sürekliliktir. İrlanda eski Dışişleri Bakanı bu yolun inişli, çıkışlı uzun bir yol olduğunu hatırlattı. Bir keresinde tam görüşme günü öncesi yaşanan ve 8 askerin ölümüyle sonuçlanan olay sonrası görüşme konusunda tereddüt yaşadıklarını söyledi. Zira gizli görüşmeler yaşanırken yaşanan bu olayın duygularında büyük deprem oluşturduğunu ama yine de devam etme kararı aldıklarını belirtti. "Yoğun görüşme trafiğinden çıkıp Meclise gittiğimde başbakanımı görüşme olmadığına dair meclise yeminler ederken buluyordum, şeytanın vücut bulmuş hali olarak gördüğüm İRA lideri Garry Adams ile yaptığımız görüşmelerde zaman zaman yumruklaşacak kadar geriliyorduk ama hep görüşmeye devam kararı aldık. Uzun yıllar süren görüşmelerde artık torunlarımız olmuştu, Adams bana "barışı torunlarımız için istemeliyiz" demişti. Birbirimizden bugün de haz etmiyoruz ama şeytan gibi gördüğümüz kişiler de sonuçta insandır. 10 yıl karşılıklı 3'er kişilik heyetlerle görüştük ve durmadık, sürekliliği koruduk ve 20. yılda başarıya ulaştık" diyor Ahern.
Barışı devam ettirebilmek için güçlü bir isteklilik lazım diyor Ahern. Tabii bu isteklilik samimi olmayla sağlanabilecektir. Üçüncü şart da samimiyettir. Karşısındakini aldatmak üzere oturulan bir masa ancak ve ancak çok kuvvetli olan güvensizliği arttırır. "Kızımın arkadaşı İRA liderinin yakınının kızıydı, görüşmeye devam etsinler mi diye düşündük, karar verdik, görüşmeliler, barış konusunda güven sahibi ve içten olmalıydık" diyor Ahern. Sürecin bir samimiyet işi olduğunu vurgulayarak "Karşı taraf görüşmelerin video kayıt altına alınmasını istemiyordu, kayıt istememelerine saygı gösterdik, yenildikleri veya aşağılandıkları izlenimi oluşturmamaya içtenlikle özen gösterdik" diye ekliyor Ahern.
Alınması gereken dersler çok ve yazı uzadı, ikinci bölümde devam edeceğim.
@gergerliogluof
www.omerfarukgergerlioglu.com