22 Haziran 2014

Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır'daki sözü HDP Kongresi'nde ses buldu

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ilk kez eleştirel değil, attığı bir adımla anılıyor

Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır'daki sözü
HDP Kongresi'nde ses buldu.

HDP Kongresi.

Kongre yöneticilerinin masasının hemen arkasında Türkiye'nin bayrağı.

Masada ve tribünlerin pek çok yerinde madenci kaskları.

Esselamun aleyküm, merhaba, rojbaş diye açılıyor Kongre.

HDP'nin bugün görevi devredecek iki eş başkanı sırayla konuşuyor.

Önce Ertuğrul Kürkçü.

Türklerin, Kürtlerin ülkede yaşayan tüm halkların ortak geleceğinin kurulmasından bahsediyor.

Kürkçü konuşmasında “Bu hayalin peşine düşmek cesaret isterdi. HDP bundan 4 yıl önce, umuda yelken açan bir avuç insanın zihninde doğdu” diyor.

Soma'daki facia için Doğu'da üzüntü ile sokağa çıkıp protesto edenler ve Lice'de öldürülen genç için Batı'da canı yanıp tepki gösterenleri örnek gösteriyor.

HDP'nin "CHP-MHP'den daha çok ülke partisi olmayı amaçladığını" anlatıyor.

"Sadece Kürt halkının değil, tüm ezilenlerin partisi olmayı" yeniden vadediyor.

Bir de ilginç bir cümlesi var:

"Anladıkça, tanıdıkça seveceksiniz."

Ardından Sebahat Tuncel kürsüye çıkıyor.

Onun HDP tarifi: Kürdistan özgürlük hareketiyle Türkiye devrimci hareketinin birlikteliği.

Demokrat Müslümanlara, işçilere, Alevilere kendi deyimiyle "ezilen herkese el" uzatıyor.

Bu arada ilginç de bir gelişme yaşanıyor.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ilk kez eleştirel değil, attığı bir adımla anılıyor.

CHP Genel Başkanı cuma günü Diyarbakır'a gitmiş orada çözüme destek verdiklerini söylemiş, hatta "çözümün yasal zemine kavuşması" için destek vadetmişti.

Tuncel, hükümetin daha önce "'Muhalefet karşı diyerek' müzakere ve yasal zemine yanaşmadığını, CHP'nin bu sözünden sonra artık bahanenin kalmadığını" söyledi.

Günün ilginç notlarından biri buydu.

Yazarın Diğer Yazıları

Suriye’de ABD desteğinde Kürtlerle seküler denge arayışı; Şam-SDG anlaşmasını Ankara nasıl okuyacak?

Silahlarla ilgili kritik madde: Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların, Suriye devlet yönetimine entegre edilmesi. Burada bölgeyi iyi bilen kaynaklardan biri ‘ağır silahların devlete teslim edilirken, başka bir yapıda (mesela polis gücü) kimi silahların kalabileceğinden bahsediyor

DEM’li üst düzey kaynak: Öcalan’ın okunan mektubunun dışında sözlü iletilen not konusunda devletle mutabakat vardı

“Öcalan en üst noktada bir irade beyanında bulundu. Bundan sonrası devletin atacağı adımlar da önemli. Etap etap gidecek ve sonucu güzel olacak bir geleceği umuyoruz"

Erdoğan ‘sistem değişimi-revizyonu’ düşünüyor olabilir mi, Öcalan’ın beklenen açıklaması sonrası yeni bir dönemi mi ima etti?

Serap Yazıcı Özbudun’un önümüzdeki dönem konuşulmaya devam edileceğini öngörüyorum. ‘Muhalefet sandalyesinde hiçbir şey değiştiremedim’ cümlesi onunla beraber unutulmayacak cümledir. Demokrasilerin olmazsa olmaz gücü muhalefetin değişimde oynadığı-oynayabileceği rolü dışlayan-azımsayan bir bakış

"
"