22 Mart 2024

Alkışlar arasında tercüme edilmeyen acı reçete: İşsizlik ve artacak yoksulluk…

Yoksulluğun her şeklinin yaşandığı bir ülke artık burası… Derin yoksulluk, yatay yoksulluk, insani yoksulluk, kadın yoksulluğu, kentsel yoksulluk, kırsal yoksulluk…

Türkiye'yi bir fotoğraf karesine sığdır desen ilk 10'a girer… İktidarın Kilis'te düzenlediği iftarda "partinin önde gelenleri" porselen tabaklarda halk köpük tabldotlarda yemek yedi.

Şaşıran oldu mu ya da utanan? İkisinden de vazgeçmemek gerektiğini düşünüyorum, şaşırmak da utanmak da lazım. Aslında bu fotoğraf iktidarın halka layık gördüğü düzenin bir özeti. Bir avuç iktidar yakını ya da her devrin adamı kazanırken yoksulluk ve yoksulluk üzerinden politika yapma düzeni kurumsallaşıyor-kurumsallaştı. 2018 yılında devletten değişik isimlerle yardım alan hane sayısı 3.5 milyon iken bu sayı 5 milyona ulaştı. Doğrudan gıda yardımı alan hane sayısı 768 binden 958 bine yükseldi. 20 milyon kişiye denk geliyor bu…

Yoksulluğun her şeklinin yaşandığı bir ülke artık burası… Derin yoksulluk, yatay yoksulluk, insani yoksulluk, kadın yoksulluğu, kentsel yoksulluk, kırsal yoksulluk…

Beslenemeyen, az beslenen memleket evlatları… Türkiye Okul Yemekleri Koalisyonu'nun hatırlattığı üzere; Türkiye 37 OECD ülkesi arasında yüzde 19.2 ile son 30 günde haftada en az bir kez yiyecek parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranıyla birinci ülke. Rica etsem bir önceki cümleyi tekrar okur musunuz? Okuduysanız devam… TÜİK verilerine göre üç çocuktan biri maddi yoksulluk yetersiz beslenme ile karşı karşıya.

Meseleyi sadece sayılarla okuyanlar, dünü hatırlatmadan sadece bugüne bakanlar…Alınan kararların yarın nelere yol açacağını söylemeden günü anlatanlar… Sadece iktidarda değil bir kısmı "ortada" durduğunu söyleyen bir kısmı "muhalif" uzmanlar…Doğrudan iktidarın kontrolündeki Merkez Bankası seçim öncesi döviz atağını görerek faizi beş puan artırınca alkışa başladılar. Faiz sebep enflasyon sonuç politikasının en acı faturasını ödeyen milyonların bu kararla daha da ağır bir fatura ödeyeceğini ya anlatmadılar ya az anlattılar. 

İşinin uzmanı bir ekonomist yıl sonuna kadar işsiz kalacak insanların tahmini sayısını (sayıyı söyledi ama ben burada birkaç yerden daha check etmediğim için yazmayayım) bana izah ettiğinde yüreğim sıkıştı. Krediye erişimin zorlaşacağı, iç talebin kısılacağı, üretimin azalacağı zor bir süreç.

Acı reçete deyip geçilemez. Detaylarıyla anlatılmalı.

Ve şunun altı çizilmeli. Sadece faiz artırarak çıkış olmadı-olamayacak.

Enflasyon düşürülecek diye uygulanacak zorlu süreçte ücretliyi-yoksulu ezdirmeyecek bir program ortaya konmadan atılacak adımlar zaten zorlanan milyonları iyice sıkıştıracak. 

Tabii bu memleketin adalet terazisi de bozuk. Hepsi iç içe geçmiş durumda. Biri olmadan diğeri düzelmiyor.

Merkez Bankası'nın attığı adımları, nedenini-niçinini, ekonominin gittiği yönü, bu tahribatın nasıl ortaya çıktığı, bundan sonra olabilecekleri toplu olarak anlayıp-anlatılmalı.

Alkışlar arasında kaybolan-kaybedilmeye çalışılan gerçekler… Hepimizin gerçeğe borcu var.

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Murat Karayalçın: CHP Genel Başkanı’nın Cumhurbaşkanı ile görüşmesini doğru buluyorum

"Anayasa yapım süreci önemlidir. Bu konuda da karşılıklı birbirini dinleyerek, geniş toplum kesimlerinin de görüşü alınarak bir süreç işletilebilir. Burada partiler üstü ortak bir devlet aklı inşa edilebilir"

Kurtlar sofrasında bir ‘Özel CHP’si; Bahçeli’nin mesajı kime, yol ayrımı mı var?

Şu an karşılıklı satranç hamlelerini izliyoruz. Siyasette adeta bir ‘kurtlar sofrası’ kurulmuş

Yerli, milli, helal Rolex’li, ticarete gelince İsrail’e ‘eyvallah’lı iktidar

Her fırsatta ‘yerli ve milli’ olmayı öne çıkartıp, Gazze’de İsrail’in ortaya koyduğu zulmü ‘sözle’ kınayanların, gerçek hayatta kişisel lükslerinden ve ‘ticaretten’ vazgeçmediklerini görüyoruz