26 Şubat 2024

Cazın, Bebop kraliçesi Sarah Vaughan

O, bir yenilikçi ve modern olmanın yanı sıra kaybettiğimiz cazın o heyecan verici döneminin de en etkili temsilcilerinin başında geliyordu.

Sarah Vaughan

Marangoz baba Asbury ve çamaşırcılık yapan anne Ada’nın kızı olarak 27 Mart 1924’te Newark New Jersey’de dünyaya gelen Sarah Vaughan, müzik eğitimine yedi yaşında başladı. Sekiz yıl piyano ve iki yıl org dersleri aldı. Yetenekli ve ilerlemeye istidatlı olduğu fark edildi. Henüz çocuk yaştayken Newark’ taki MT. Zion Baptist Kilisesi’nin korosunda şarkı söyledi. Sanat lisesi öğrencisiyken, lisenin organizasyonlarında org ve piyano çaldı. Daha sonra kulüplerde ve salonlarda geçirilen onca dumanlı geceden, kokteyl bardaklarının tıngırdamasından, baladın ortasındayken patlayan bir müşteri kahkahasından bıkmıştı.

Newark, NJ’nin en derin, en karanlık bölgesinde büyüyen küçük bir kız çocuğu iken, önündeki açık olan yolu takip etti; bu da onu önce şehrin caz kulüplerine ve sonunda New York-Harlem’deki efsanevi Apollo Tiyatrosu’nda düzenlenen amatör caz yarışmasına götürdü. Klasikleşmiş ünlü caz standartı Body and Soul şarkısını seslendirdi. Gösterdiği performansla on dolarlık ödülü kazandı ve müzik hayatındaki bu ilk ödülle caz kariyeri başlamış oldu. Bu ödüle ilave olarak, caz dünyasında prestij kazandıracak Apollo’da ayrıca bir haftalık şarkı söyleme şansı verildi.

Ses yelpazesinin genişliği, doğaçlamalarının yaratıcılığı ve ustalığıyla zengin sesiyle bir caz şarkıcılığının yanı sıra, klavyede yetenekli piyanist kıvamına ulaşarak kısa sürede sağlam adımlarla caz dünyasına giriş yaptı.

Mükemmel kontrollü vibratosu ve geniş ifade kabiliyetiyle, istediği her şeyi yapabileceği intibaını veriyordu. Apollo Tiyatrosu’ndaki amatör yarışmayı kazanıp dikkatleri çektikten sonra idolü Earl Hines’in büyük grubunda şarkıcı ve ikinci vokalist olarak işe alındı. Ama müzisyenlerin kayıt grevi bu dönemde yani 1943-44 yıllarında yapıldığından, kayıt projesi gerçekleşemedi.

Arkadaşlığı hayatı boyunca süren Billy Eckstine kendi orkestrasını kurunca Vaughan’da ona katıldı. 1940-50’ler Amerika’sında siyahi bir müzisyenin, beyazları eğlendirdiği, konserden sonra da mutfaktan bir şeyler yiyip yalnızca siyahların kaldığı otellerde pire torbası yataklarda uyulan hayatı, hatta daha fazlasını tattı. Bu deneyim onu daha da güçlendirdi, hayata karşı biledi.

Bu süreçte, cazın devleri ve Bebop akımının yaratıcıları Charlie Parker ve Dizzy Gillespie’den çok etkilendi.

Şarkı söylerken bop sözcüğünü ilk telaffuz eden ve bunu Parker ve Gillespie düzeyinde başaracak vokal yeteneğine sahip ilk şarkıcılardan biriydi.

Vaughan, Parker ve Gillespie 1945’te Lover Man adlı parçayı birlikte kaydettiler. Bu olağanüstü bir başarıydı ve artık Vaughan, caz âleminde, eleştirmenler, ustalar ve dinleyiciler nezdinde önemli bir isim olarak anılmaya ve değer görmeye başladı. “Amerika’da en çok konuşulan ses”, olma seviyesine geldi.

Ella Fitzgerald ve Billie Holiday ile cazın zirvelerinde yer aldı. Hızla olgunlaştı ve popüler şarkılara şaşırtıcı Scat yeteneğiyle bop cümleleri ekledi. Ancak zaman zaman ticari bulunan bazı seansları olsa da 1949-53 arasında kayıt yaptığı Columbia’ya imza atarak kariyerinde önemli bir basamak atladı. Teatral yeteneği ve ipek kadar pürüzsüz ve esnek sesi ile Sassy (şımarık demek; İlahi Olan ve Kadife Tilki diğer lakaplarıydı) lakabını aldı. Popülaritesini hızla arttırdı.

18-19 Mayıs 1950’de Miles Davis’in de katıldığı Jimmy Jones’un grubuyla sekiz klasik seçkideki performansında en iyi caz şarkısı söyleme yeteneğini sergiledi. Artık bir caz solo yıldızıydı.

 

Caz müziğine özgü çok farklı bir kabiliyet gerektiren spontane (kendiliğinden) ve emprovizasyona (doğaçlamaya) dayalı usta bir Scat şarkıcısı oldu. Bu üstün vasfının yanı sıra bir de kayarak yayılma tekniğinin yani Glissandi’nin yaratıcı kullanımıyla, Ella Fitzgerald hariç neredeyse herkesi geride bırakıyordu.

Dört oktav aralığına sahip kontralto sesi, şarkı sözlerinin dramatik yorumlanmasını sağlayan bir araçtan çok melodik bir enstrüman işlevi gören benzersiz vasıflarıyla önce ABD sonra da Avrupa turlarında çok geniş bir hayran kitlesinin sahibi oldu. Sarah, yaşlandıkça derinleşen bir göğüs sesiyle caz sanatında şarkının lirik anlamlarını vurgulama becerisiyle, şarkı sözlerindeki anahtar sözcüklerin özgün ifadelerini renklendirirken, zengin vokal tınılarıyla eğlenceli yollar da icat edebiliyordu. Bu vasıfları onu, özgün ve kendine has, olma ayrıcalığının sahibi yaptı. Vaughan, özgünlüğünün sihrini şu sözlerle açıkladı.

 “Ezgileri öğrenirken melodinin nasıl oluşturulduğunu anlayın ve ardından destekleyici armonilerin mantığını öğrenin. Bu şekilde hiçbir şarkıyı asla unutmayacaksınız.’’

Scat tarzındaki yaratıcılığı, tarzının bireyselliği ve kendine özgülüğü sayesinde, kendisinden sonra gelen kuşakların şarkıcıları tarafından taklit edilemedi.

O, bir yenilikçi ve modern olmanın yanı sıra kaybettiğimiz cazın o heyecan verici döneminin de en etkili temsilcilerinin başında geliyordu.

Vaughan, 1940'ların sonlarında ve 1950'lerin başlarında Amerikan yayınlarında ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılmasına aktif biçimde yardımcı oldu.

Ana akım başarıyı arayan gelecekteki Afrikalı-Amerikalı sanatçılara kapılar açtı ve aynı zamanda 1960'lar ve 1970'lerin sivil haklar aktivizmine zemin hazırlanmasını destekledi; önemli katkılar verdi.

Bebop'un oluşumunda önemli bir figür olan Sarah Vaughan, kendisini takip eden geniş bir şarkıcı yelpazesini etkiledi, ancak etkisinin genişliği ve derinliği sadece bir sanatçı olarak değil, aynı zamanda bir Afrikalı-Amerikalı kadın olarak da yol ve yön gösterdi.  

Kronoloji

27 Mart 1924’te Newark New Jersey’de doğdu.

İlk albümü, Sarah Vaughan, Kolombiya etiketiyle,1950’de yayınlandı.

48 stüdyo albümü, 10 canlı kayıt albümü, 35 derleme albümüyle çok kıymetli bir külliyat bıraktı.

Cazın çığır açmış büyük isimleri Lester Young, Count Basie, Dexter Gordon, Fats Navarro, Art Blakey, Duke Ellington, Michel Legrand ile çalıştı ve albümler yaptı.

Ella Fitzgerald, Carmen McRae, Betty Carter ile aynı albümlerde yer aldı.

Üç filmde oynadı: Disk Jokey (1951),Caz Festivali (1956) ve Basin Street Revue (1956)

1981 yılında bir caz şarkıcısından hiç beklenmeyecek bir sürpriz yaparak grubun şarkılarından oluşan, Beatles Şarkıları, albümünü yaptı.

1982 yılında Big Band ve Jazz hall of fame’e girdi.

Hayatı boyunca demokrat olduğunu defalarca söyledi ve Lyndon B. Johnson ABD başkanlığı döneminde sık sık Beyaz Saray ‘da konuk şarkıcı olarak sahne aldı.

VH1’in Rock&Roll en iyi kadın listesinde 50. sırada gösterildi.

31 Temmuz 1985’te 124 Vine St’de Hollywood Walk of Fame’de kayıt dalında yıldızla ödüllendirildi.

1990 yılında ölümünün ardından Bloomfield New Jersey’deki Glendale mezarlığına defnedildi.

Müzik Simgeleri serisinin 29 Mart 2011’da basılan, resminin olduğu, Sonsuza Kadar, hatıra pulu ile saygı gösterildi. Bu önemli onur, pulun yayınlandığı ilk gün Newark-New Jersey’deki Newark Symphony Hall’in Sarah Vaughan konser salonunda törenle kutlandı.

Yakınları, Sassy’nin hayattaki en iyi arkadaşlarının ABD’li caz şarkıcısı Betty Carter (1930-1998) ve ABD’li caz besteci ve piyanisti Errol Garner (1921-1977) olduğunu vurguladılar.

Leslie Gourse’un mükemmel biyografisinin adı Sassy-The Life Of Sarah Vuaghan, Da Capo Press’ten 1994 yılında çıktı.

Sarah Vaughan, yirminci yüzyılın en etkili ve yenilikçi müzisyenlerinden biri aynı zamanda da kadın hakları ve sivil haklar alanında öncü bir caz şarkıcısı olarak nitelendirildi.

Elaine M. Hayes tarafından yazılan, The Musical Lives Of Sarah Vaughan-Queen Of Bebop, kitabı 4 Temmuz 2017’de yayınlandı.

Hayes, kitabında, Vaughan için, “Dolu, zengin ve görkemli ama aynı zamanda da zil kadar canlı ve net” bir sese sahip olduğunu belirtti.

The Musical Lives Of Sarah Vaughan-Queen Of Bebop, yayınlandığı yıl şu başarı grafiğini çizdi:

Publisher Weekly 2017'nin En İyi Kitabı

Washington Post 2017'nin En İyi Kitabı

Amazon Editörlerinin Yılın En İyi 100 Seçimi

Amazon Yılın En İyi Mizah ve Eğlence Seçimi

Kitap Listesi En İyi On Sanat Kitabı

Bill Clinton’ın ABD devlet başkanı olduğu dönemde, bir gün hiç beklemediği bir davet aldı. Beyaz Saray’da şarkı söylemeye ve başkanla yemek yemeğe davet edildi. Başkanla dans etmesi de istendi.

Geceyle ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu hayatımın en mükemmel akşamıydı. Beyaz Saray’da ABD başkanı ile dans ettim. Ve Washington’a ilk geldiğimde bir otel odası bile bulamamıştım.”

İlahi Olan, Ella Fitzgerald ve Billie Holiday’ın yanına eklenen üçüncü altın halka oldu. Caz severler bu altın üçlüyü yüz yıldır dinliyor, saygıyla anıyor ve kendilerini onlara müteşekkir hissediyor.

Ella ile devam edeceğiz.

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

100 Sene 100 Nesne: Cumhuriyete Nesnelerin Gözünden Bakmak

100 Sene 100 Nesne mamulü ve Kültür Hane mütekabiliyeti denklik bağlamında birbirine yakışmış

Yapay zekâ ile sanat ve müzik

Yapay zekânın egemenliği, romantizmin sonu olacak ya da başka bir tür romantizm yaratacak. Fakat bu yeni romantizmin duygulanımı, organik zekânın yerini alabilecek mi?

Anımsanan hatıralar ve siyasi belleğin tahkimatı

Yazar Recep Tatar, gönüllerde cürmünden fazla yer kaplayacak bu kitabıyla şimdi bir kapı araladı...