25 Kasım 2017

Ya muhalefet? Ya muhalefet?

"MHP iktidara stratejik yardım sundu" dedim. CHP sunmadı mı?

Türkiye'deki iktidar yapısının bir "tek adam" diktatörlüğüne doğru hızla evrilmesi, ağır aksak da olsa, Türkiye içinde bir muhalefet birikimine yol açıyor. Dışarıdan bakanların bu ülkede ne olduğuna dair fazla bir şüpheleri yok. Bilinen örneklere de uygun biçimde faşizan bir yapıya gidiyoruz. İçeride ise birtakım maddi çıkar örgütlenmeleri iktidar blokunun oy tabanını bir arada tutmaya devam ediyor.

Türkiye'de iktidarın gitgide sorun haline geldiği besbelli. Bu böyle ve böyle olması da endişe verici bir durum ama sorun bununla bitmiyor. Dünyada birçok yerde iktidarların pervasızlaştığı görülmüştür. Yetkilerini aşan iktidarların, yönetimlerin pek çok örneği vardır. Bu durumlarda insanlar önce muhalefete bakarlar doğal olarak. Ancak Türkiye'de iktidar sorunun yanında bir de "muhalefet sorunu" var.

İktidarın başı Türkiye'de çeşidi bol bulunan "sağ" ideolojilerin hepsine birden sahip çıkma stratejisi uyguluyor. Bu ideolojilerden bazılarını sahiplenenlerden de (örneğin MHP) çok güler yüz görüyor. MHP şimdiye kadar az armağan sunmadı AKP'ye (karşısında koalisyon kurulmasını baltalamak ve Anayasa değişikliği oylamasının yolunu açmak gibi son derece hayati konularda.) MHP'den ayrılanların İyi Parti'si de AKP milliyetçiliğine ne ölçüde muhalefet olur, pek iyimser bir şey söylenemez.

Ama asıl sorun o cenahta değil, CHP'de. CHP'nin muhalefeti zaman zaman "gürültülü" olabiliyor. Ama gerçekten etkili değil, çünkü gerçekten demokratik değil. Özellikle iki kritik alan var.

"MHP iktidara stratejik yardım sundu" dedim. CHP sunmadı mı? MHP ile aynı konularda değil; ama iktidarın Kürt politikaları karşısında CHP, AKP'den ve üstelik MHP'den farklı bir ses çıkarabildi mi? Kürt milletvekillerini hapse tıkma politikasına destek vermedi mi?

İkinci konu daha karmaşık "İktidarın kuvvetleri ayrılığı" ilkesini yok ederek "tek-adam" düzenine doğru giderken, attığı her adımı, "Sizin tek-parti döneminizden ne farkı var?" diye savundu. CHP'den "O zamanın koşulları öyleydi"den daha güçlü bir cevap gelemedi. CHP kendi geçmişine bu üslupla sahip çıkma zorunluluğuyla hareket ettikçe iktidar karşısında güvenilir bir demokratik alternatif olma imkânını eline geçiremez. Ama bu tavrını değiştirme niyeti olmadığı da anlaşılıyor.

Bu koşullarda "muhalefet" kavramının düşündürdüğü ve vaat ettiği şeyleri yapan HDP'den başka parti yok (seçimde varlık olan). Ama iktidarın HDP'yi nasıl bir yaylım ateşi altında tuttuğunu (ve CHP'nin bunu da umursamadığını) hep birlikte izliyoruz.

İktidar önümüzdeki günlerde milliyetçiliğin, yabancı düşmanlığının dozunu olabildiğince artıracak. Başta Zarrab, Batı dünyasında olacak şeylere karşı bir korunma duvarı çekmek üzere iktidar Batı'yı düşman ilan etmek zorunda ve bunu yapmaya zaten başladı. Reza Zarrab'ın "itirafçı" olacağını Türkiye'de ilk haber veren Tayyip Erdoğan oldu. Şu anda iktidar cenahının bu konuya ayırdığı vakit, enerji ve sayıda orada bunun nasıl bir hava yarattığını gösteriyor ve bunu da gören görüyor. Ama görmeyenler ve görmek istemeyenler için iktidar yoğun bir kampanya başlatacak, emperyalizmin oyunlarından dem vuracak, komplolardan söz edecek ve bir yığın komployu da düşünüp sunacak. Bütün bunlar dozu son derece yüksek tutulacak bir hamaset ortamında yürütülecek ve iktidarın kullandığı dilin, söylemin dışına çıkanlar vatana ihanetle suçlanacak, ajan ilan edilecek. Hükümetten birilerinin yasal olmayan işler yaptığını ve bundan maddi çıkar sağladığını söylemeyi, bu konuda "acaba?" demeyi burada yasakladılar. Ama şimdi benzer sesler Amerika'dan gelecek. Birileri böyle şeyler yaptıysa bunları söylemek niçin vatana ihanet olsun? O işleri yapan kişiler "vatan" mıdır? Bunlar boğuntuya getirilecek elbirliğiyle.

Bu elbirliğinin içinde CHP'nin eli de olacak mı? Yoksa CHP de "Türkiye'ye iftira! Türkiye'ye hakaret!" kampanyası içinde mi yer alacak, göreceğiz. Bu günlerde CHP'nin bir karar vermesi gerek: AKP karşısında bilmem kaç seçim kaybetmiş bir parti olarak, şimdi, onu daha güçlü bir milliyetçilik yaparak mı geçecek? Yoksa zemini AKP'nin tamamen terk ettiği demokrasiye çekerek mi? Bu "yol"ların biri, bence, yokluğa gidiyor, CHP açısından,.. Hangisi, söylemesem de olur.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Futboldan al haberi

Futbolun oyuncusu da değil de özellikle seyircisinin davranışlarının bize toplumda yerleşmeye başlayan bir şeyleri haber verdiğini akılda tutmamızda yarar var

Kıran kırana

Erdoğan'ın kendine yakıştırdığı siyaset yapma üslubunda hedef, karşı tarafı yenmek ya da sadece yenmek değil, yok etmek

İki cepheli mücadele

Sınıf kavgasının kimlik sorunlarıyla iç içe geçtiği bir mücadele bu; onun için, muhalefeti ilerletirken, bunların ikisini birden gözetmek durumundayız