19 Ağustos 2017

Rumlar süper dev bir gaz rezervi bulursa ne olur?

Kıbrıslı Rumlar biliyorlar ki gazın gelirini rahat harcamak istiyorlarsa Türklerle anlaşmak zorundadırlar

Kıbrıs’ta toplumlararası görüşmelerin cenaze namazı kılınmışa benziyor, ama ufukta ölüyü çarçabuk mezardan kaldırabilecek bir  gelişme var: Doğal gaz.

Geçen ay Fransız ve İtalyan enerji devleri Total ve ENI, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nden aldıkları lisansla adanın güneyinde gaz sondajına başladı. Resmi açıklamalara göre ilk sonuçlar Eylül ayının sonuna doğru alınacak.

Kıbrıslı Rumlar biliyorlar ki gazın gelirini rahat harcamak istiyorlarsa Türklerle anlaşmak zorundadırlar

Kıbrıs’ın sahip olduğu alanlarda daha önce de sondaj yapıldı ve küçük miktarlarda gaz bulundu. Bu defa farklı olan beklentinin yüksek olmasıdır.

Total ve ENI’nin kazdığı yer, 2015’te Mısır sularında bulunan  850 milyar metreküplük Zohr sahasıyla neredeyse sınırdaştır. 

“Süper dev” olarak nitelendirilen Zohr, bugüne kadar Akdeniz’de bulunan en büyük rezervdir. 

Ümit edilen Zohr’u bulan ENI’nin Fransız ortağıyla, Kıbrıs sularında benzer miktarda gaz bulmasıdır.

Eğer bu ümit gerçekleşirse Kıbrıs enerji zengini ülkeler arasına katılacak, Doğu Akdeniz önemli bir enerji bölgesi haline gelecek. Bu gelişmelerin uluslararası arenaya önemli yansımaları olacak.

Bu yansımalardan biri, Kıbrıslı Türk ve Rumların ortak kaderiyle ilgilidir.

Önemli miktarlarda gaz bulunması, Türklerle Rumlar arasındaki görüşmelerin bir şekilde yeniden başlamasını kaçınılmaz hale getirecektir.

Kaçınılmaz hale getireceği bir başka şey, Kıbrıs sorunun şu veya bu şekilde çözümünü acil hale getirmesi olacak.

Kıbrıslı Rumlar biliyorlar ki gazın gelirini rahat harcamak istiyorlarsa Türklerle anlaşmak zorundadırlar.

Aksi takdirde Türkiye, gazın bulunduğu bölgeye müdahale edecek, öngörülmesi mümkün olmayan ama tatsız olması kesin gelişmeler yaşanacaktır.

Rum hükümeti bulunacak gazın bütün Kıbrıslılara ait olacağını söylemektedir. Fakat gaz işine Türkleri karıştırmamaktadır. Ve bölüşmenin nasıl olabileceği konusunda ayrıntıya girmemektedir.

Kesin olan şudur: Zohr ayarında gaz bulunması Kıbrıs sorununu değişik bir paradigmaya taşıyacaktır. Bu paradigmadan ilginç yeni fırsatlar çıkabilir.

Benim aklıma ilk gelen; Türk tarafının gazın gelirinin bir bölümünden veya tamamından vazgeçerek KKTC’ye Avrupa Birliği içinde bağımsız bir devlet statüsü aramasıdır: Rumlar KKTC’yi tanır ve aynı anda Brüksel, KKTC’ye adaylık statüsü verir.

KKTC’nin AB üyesi olmasının önemli bir avantajı, toplumlararası görüşmelerde uzlaşmaya bağlanamayan çetrefil sorunları otomatik olarak çözmesidir. Bunlar; garanti anlaşması, Türkiye’nin adada asker bulundurması, yerleşim, dolaşım ve çalışma özgürlüğü gibi konulardır.

Total ve ENI devlet şirketidir. Böyle bir gelişme, gaz konusundaki barikatları ortadan kaldıracağı için, Almanya ile birlikte AB’nin en önemli devletlerinden olan Fransa ile İtalya’nın da desteğini alabilir.

Bu formülün belki de en önemli yanı, bir yandan Kıbrıs ile Türkiye ve Yunanistan, diğer yandan Türkiye ile AB arasında, bütün tarafların yararına olacak bir rapprochement ortamı yaratmasıdır.

Bilmiyorum, çok mu hayalperestim?

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor