31 Aralık 2016

Hayır, öyle değil böyle olacak

Eski yıldan yeni yıla, boş bir yolun bir tarafından diğerine geçer gibi geçeceğim

Ozanköy

Hayır, kendimle hesaplaşmayacağım.

Hüzünlenmeyeceğim.

Hayıflanmayacağım.

Pişmanlık duymayacağım.

Zaman ne kadar hızla geçiyor, ömrüm daha da kısaldı diye düşünmeyeceğim.

Kadere isyan etmeyeceğim, kendime acımayacağım, hayatımı boşa harcadım demeyeceğim.

Ölmüş olanları düşünmeyeceğim.

Sabahleyin her zamanki saatte uyanacağım.

Belki güneşli, belki yağmurlu olacak.

Kediye mamasını vereceğim.

Kuşların yemliğini dolduracağım.

Şampanyayı buzdolabına koyacağım.

Kahvaltı yapacağım, çizmelerimi giyip kaşkolumu boynuma saracağım, İsviçre çakısı cebimde bahçeye çıkacağım.

Günlerdir ara ara yağmur yağıyor, bitkiler mutlu, köklerini birbirine dokundurup cilveleşiyorlar.

Dünden bu yana zambaklar ne kadar büyüdü, çiçek açan siklamen var mı, ektiğim düğünçiçekleri, fritillaria çıkmaya başladı mı, bakacağım.

Kulağıma yenidünya çiçeklerindeki arıların sesi gelecek.

Topraktan burnunu uzatan arpa çiçeklerine basmamak için dikkatli yürüyeceğim.

Her yer yeşil, keşke yerden birkaç santimetre yukarıda yürüyebilsem ve hiçbir şeye basmasam diye düşüneceğim.

Islak olduğuna bakmadan kuyunun yanındaki zeytin ağacının dalına oturacağım, çocuklar küçükken ağaca tırmandığında orada oturduğumu, şimdi büyüdüklerini, belki bir gün onların da burada çocuklarıyla olacağını düşüneceğim.

Başım dallara değecek ve yapraklardan üstüme yağmur damlaları dökülecek.

Her adımda daha iyi olacağım.

Bu yeri, ben satın almadım da sanki bana verilmiş gibi.

İçim, her zaman olduğu gibi minnettarlık hissiyle dolacak. Orada birisi olsa da olmasa da, duysa da duymasa da başımı kaldıracağım, gökyüzüne bir şükür yollayacağım.

Ağaçtan mandalina, portakal koparacağım, belki bahçede yiyeceğim, belki eve getireceğim.

Eve odun taşıyacağım, şöminenin yanındaki kazanı dolduracağım.

Gece olacak.

Ne biri bana gelecek, ne ben birisine gideceğim.

Ateşi yakacağım.

Tabağa portakal dilimleyeceğim.

Şampanyayı açacağım.

Belki, sonunda açılan bir kapı, rüzgârda sallanan ekinler ve başaklara değen bir el olanGladiator filmini izleyeceğim.

Havai fişekler, silahlar patlamadan çok önce, üst kata, yatakta olmayan birinin yanında yatmaya çıkacağım.

*

Eski yıldan yeni yıla, boş bir yolun bir tarafından diğerine geçer gibi geçeceğim.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor