21 Şubat 2017

Erdoğan’la Türkiye’yi ölüm ayırır

AKP ülkenin bütün demokratik kurumlarını yozlaştırdı. Bu şöyle de söylenebilir: Bütün kurumlar yozlaştırılmalarına izin verdiler

16  Nisan’da yapılacak olan referandumun konusu, özünde anayasa değişikliği değildir.

Erdoğan Türkiye’yi hemen hemen her alanda kalitesizleştirdi ve geriye götürdü.

Bu yolda devam et” veya “Dur, kendine çekidüzen ver,” referandumu olacak nisandaki oylama.

Erdoğan’ın Türkiye’yi nereden alıp nereye getirdiği apaçık. Nereye götüreceği de.

Mantık, herkesin veya çoğunluğun “Dur,” demesi gerektiğini söylüyor.

Ama bu konuda mantık iyi bir rehber mi, emin değilim. Referandumun gidişatı değiştireceğine de.

AKP, Erdoğan’ın güçlü cumhurbaşkanı kürkünü giymesi ile ekonominin düzeleceği, terörün sona ereceği propagandasını yaymaya çalışıyor ama bunlar yapılamayacak. Yapılabilseydi zaten yapılırdı.

Ekonominin inişe geçmesi, terörün azması, dış ilişkilerin bir felaket bölgesi haline gelmesi ve diğer illetler otoritesizliğin değil kötü yönetimin sonucudur.

Referandum, sonucu ne olursa olsun, yönetimin kalitesini değiştirmez.

Erdoğan daha güçlü olursa ülkeyi daha iyi değil daha kötü yönetecek. Çünkü referandum sonuçlarını, politikalarının onaylanması olarak görecek.

“Dur,” kararı çıkarsa da durum radikal olarak değişmeyecek çünkü Erdoğan durmayacak.

Ezici bir çoğunlukla olsa bile, anayasa değişikliğinin reddedilmesi Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını sona erdirmeyecek, AKP’nin Meclis’teki çoğunluğunu da ortadan kaldırmayacak.

Erdoğan, “Dur”u yönetiminin kalitesini yükseltmek için bir teşvik olarak algılamayacak. Otoritesine densiz ve geçici bir meydan okuma olarak görecek.

O, bildiği yolda devam edecek – daha kızgın, daha acımasız ve daha kararlı bir biçimde.

AKP yönetiminde, Türkiye kör topal ilerlediği demokrasi yürüyüşünü sona erdirdi ve başka bir yola girdi.

Bu, ülkenin kaderine kurumların değil kişilerin, hatta bir tek kişinin, hakim olduğu bir yoldur.

AKP ülkenin bütün demokratik kurumlarını yozlaştırdı. Bu şöyle de söylenebilir: Bütün kurumlar yozlaştırılmalarına izin verdiler.

Esas  - ve referandumla iyileşmesi veya kötüleşmesi mümkün olmayan - sorun budur:

Halk çoğunluğunun ve onları temsil eden kurumların yozlaştırılmayı sessiz sedasız kabul etmesi, hatta AKP’yi tekrar tekrar seçerek teşvik etmesi. 1923’ten bu yana gıdım gıdım elde edilen ilerlemenin eskimiş bir tren yolu hattı gibi sökülmesine izin vermesi. Yoz bir Orta Doğu ülkesine dönüşmesine rıza göstermesi.

Bunun arkasındaki nedenler tarihin derinliklerinden geliyor ve kolay değişmez.

*

Erdoğan’la Türkiye’yi birbirinden ölüm ayırır. Hangisinin eceli daha yakındır, onu Tanrı bilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor