31 Temmuz 2015

Üniversiteye hoş geldin!

Dört sene gözünü açıp kapayıncaya kadar geçecek. Her anının değerini bil!

Üniversite sonuçları ansızın açıklandı. İki milyondan fazla adayın yarıştığı bu acımasız yarışın sonucunda yıllardır süren eğitim çilenin son yıllarına geldin. Artık üniversitedesin! Hendeği atlayabilenlerden oldun ve kampüsün içine daldın. Üniversiteye hoş geldin! Üniversite içerisinde artık daha özgürsün. Belki ailenden uzak, belki yeni bir şehirdesin. Yeni bir yaşam kuruyorsun kendine. Yetişkin bir insansın artık. Herkes daha çok önemsiyor seni. Artık oy kullanabiliyorsun. Ülkenin geleceğinde senin de söz hakkın var. Peki ama kendi geleceğinde ne kadar söz sahibisin? Hangi bölümde okuyacağının kararını kim verdi? Sen mi ailen mi yoksa tesadüfen mi? gibi zor sorular zihninde yer etmeye başladı. Bu soruları geçelim mi? Geçelim…

 

Üniversite yaşamın nasıl olacak? Öncelikle derslerde daha özgür olacaksın. Okuduğun bölümün yapısına uygun olarak belki daha sosyal bir yaşamın olacak belki gecen gündüzün birbirine karışacak. Belki kütüphaneler “keşke 24 saat açık olsa” diyeceksin belki “okula neden gidiyoruz ki” sorusunu soracaksın. Nihayetinde dört –ve hatta beş, altı!- sene akıp geçmiş eğitim hayatından hızlı bir şekilde… Üniversitede birçok şeyi ilk kez deneyimleyeceksin belki de… Öğrenecek ve keşfedecek çok şey ve hatta yeni yerler var!

Üniversite yaşamının en büyük farklılığı seni gözeten birileri olmayacak. Üniversite öncesinde rehber hocalar, sınıf öğretmenleri, veliler üçgeni arasında sürekli seni denetleyen birileri vardı. Artık onlar olmadan kendi başının çaresine bakmak zorundasın. Seni hala gözeten birileri varsa sorun var demektir. Artık kendi kanatlarınla uçmaya çabalaman lazım. Yeni dil(ler) öğrenmen gerekiyor, hayatı daha ciddi bir gözle incelemen gerekiyor, öğrencilik yaşamının bu son yıllarıında daha iyi eğlenmen gerekiyor.

Erasmus programıyla yurtdışını görme şansın var... Yurtdışından kendi ülkeni görmen gerekiyor. Ülkenin durumu karışık. Bir yandan arkadaşlarına bir yandan topluma bir yandan medyaya bakıyorsun. Bir şeylerin ters gittiği belli. Düzeltilmesi, yoluna konulması gereken çok şey var. Hem ülkede hem de kendi yaşamında… Yaşama atılmadan önce bir şeyleri zihnine yerleştirmen, okuduğun bölüme göre becerilerini geliştirmen gerekiyor. Bu gerekliliklerin hesabını yaşam senden soracak. Bunları ancak üniversite hayatın içerisinde öğrenebileceksin.

Lise sonrasında belki çok değişik insanlarla tanışacaksın. Arkadaşlarınla daha çok tartışarak, öğretim üyeleriyle daha çok bilgi paylaşarak karşılıklı öğrenme sürecine dahil olacaksın. Kimi zaman konular popüler kültürden örneklerle tatlandırılacak, açıklanacak. Üniversite Harry Potter’ın okulundan, Yüzüklerin Efendisi’nin geçtiği Orta Dünya’dan çok farklı olacak. Ama sen zihninde sürekli metaforlarla benzerlikler kuracaksın, eğleneceksin. Kimi zaman sınıfta rekabet çok fazla olacak. Tıpkı Game of Thrones’ta yedi krallığın mücadelesi gibi. Kimi zaman Matrix’te hissedeceksin kendini; Morpheus ile Neo’nun o ünlü konuşmasını hatırlayacaksın. Mavi hap mı kırmızı hap mı? Gerçeklik mi yoksa hayaller mi? Matrix hayal alemi. Gerçek yaşamın ise tıpkı filmde olduğu gibi genellikle bir tadı tuzu yok. Matrix’te kalmak istiyorsun belki ancak 4 sene sonunda üniversite bitiyor. Kendi Matrix’ini kurmak için yeterli bilgiye sahip olmalısın.

 

Kimi zaman Orta Dünya içerisinde yolculuğa çıkmış Frodo gibi hissedeceksin kendini. Değerli olan not mu? Not acaba senin hayatından bir şeyleri alıp götürecek mi yoksa sana yeni bir şeyler katacak mı? Liselilerden farkın olması için dersten beklentilerinin farklı olması gerekecek. Artık gerçekten bir şeyleri yaşamın için öğrenme ihtiyacı duymalısın. Notun peşine takılıp gidersen tıpkı bir Hobbit’in Gollum’a dönüşümü gibi bir dönüşüm geçirebilir karakterin. Kendini koruman şart. Not sadece kendini tanımanda yardımcı olacak. Amaçtan ziyade aracın olarak görmelisin.

Hayatın içerisinde farklı karaktere sahip olan dostların ve hoşlanmadığın insanlar oldu. Üniversite süreci hayatın “staj” dönemi olduğu için artık daha net bir şekilde “farklılıkların farkına varman” gerekiyor. Uyum içerisinde yaşamanın veya en azından var olmanın çabasını göstermelisin. Üniversite yaşamında kuracağın iletişimin kalitesi yaşamının kalitesini belirleyen unsurlardan birisi olacak.

Genel olarak dikkatin dağınık olabilir. Uzun metinler okuyup uzun uzun yazmayı sevmiyor olabilirsin. Ama unutma ki bilgi senin sahip olabileceğin yegâne güç! Bilgini arttırarak gücünü arttırabilirsin.

- Aklına takılanları sormayı unutma,

- Sorgulamaktan vazgeçme,

- Bilginin peşinde koşmaktan erinme,

- Eğlenmeyi unutma.

Üniversiteye hoş geldin! Dört sene gözünü açıp kapayıncaya kadar geçecek. Her anının değerini bil!

Bir Dost…;)

 

Ayrıca bkz:

* Üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler: https://eksisozluk.com/universiteye-yeni-baslayacaklara-tavsiyeler--383385?a=nice

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Banksy İstanbul’da! Yani?

Evet, Banksy İstanbul'a geldi ve kendisi eserlerinin ücret karşılığında sergilenmesine karşı olsa da sergiyi gezmek ücretli

2015’te Google’da ne aradık, gerçekte ne kaybettik?

Hem gerçek sorunları tespiti hem de sorunlara çözümler geliştirilmesiyle ilgili hem bireysel hem de toplumsal olarak sıkıntılar yaşadığımız aşikar. Belki de bunun sebebini sorgulamamız gerekiyor…

Star Wars VII: Doğru! Hem de hepsi…

Star Wars VII’de eski karakterlerle özlemimizi giderirken bir yandan yeni kuşağın yeni hedef kitlelerin kucaklandığı görülüyor