20 Ağustos 2014

Sanatın Savaşı

Savaş karşısında aciz kalan varlığımız Köroğlu’nun deyişiyle “tüfeğin icat olup mertliğin bozulması” ile farklı bir acziyete, 6 Ağustos 1945 sabahı Hiroşima’da atom bombasının yerle kavuşmasıyla acziyetin dibini buldu

"Bak geçen 3500 yılın, sadece 230 yılında barış içinde yaşamış dünya. Gel bu ayıba ortak olma!"

Nermin Yıldırım - Saklı Bahçeler Haritası

Stanley Kubrick’in 2001: Space Odyysey filmindeki siyah taş (monolit) gibi savaşın insanlık tarihindeki yeri. İnsanlık var olduğu sürece varlığını sürdürdü, sürdürecek gibi görünüyor. Savaş karşısında aciz kalan varlığımız Köroğlu’nun deyişiyle “tüfeğin icat olup mertliğin bozulması” ile farklı bir acziyete, 6 Ağustos 1945 sabahı Hiroşima’da atom bombasının yerle kavuşmasıyla acziyetin dibini buldu. Savaş karşısında karşısında sesimiz çoğu zaman çıkamıyor bile.

Suriye’de süren iç savaş ve Gazze’nin İsrail tarafından bombalanması karşısında bu yıkımı durdurabilecek yegane alternatif güçlerin “artık yeter” diyebilmesi için savaş mağdurları ve mağdurların yanında yer alanlar medyanın dikkatini çekmeye çalışıyor. Sanat bu dikkat çekme çabaları içerisinde önemli bir noktada yer alıyor. Suriye’de gerek Suriyeli sanatçıların gerekse batılı sanatçıların yıkıma karşı dikkat çekme çabalarını internette kısa bir aramanın ardından görmek mümkün. Örneğin Suriyeli grafiti sanatçısı Tamman Azzam gerçek yıkım karşısında kayıtsız kalan Batı medyasının dikkatini çekmek için ünlü ressam Gustav Klimt’in “Öpücük” tablosunu Şam’da bombaların etkisiyle delik deşik olan bir bina üzerine uygulamış.  Eserine Suriye’nin Çığlığı eseri adını veren Azzam; “Biz Suriye'de komedi ve trajedinin ince çizgisini betimliyoruz. Bu durumda nasıl sanat yapılabildiğini gösteriyoruz. Umuttan, insanların savaşa karşı koymalarından, sevgiden dem vuruyoruz. Ben de Gustav Klimt'in Öpücük eserini kullanarak ilgi çekmek istedim. Sanırım burada insanlar sanatla ilgilenmeyi bıraktı çünkü Suriye'de yaşanan her saniye ölüm kokuyor. Ama ben bir sanatçıyım asker değil, benim mücadele yolum bu.'' sözleriyle yaptığı işin mantığını aktarmaya çalışıyor. Euronews haber kanalının esere ilişkin yaptığı habere (http://www.youtube.com/watch?v=eMjmxh_29u0) buradan ulaşabilirsiniz. Suriye’de süren savaşa ilişkin sanat aracılığıyla dikkat çekmek istemiş bir başka sanatçı ise ünlü İngiliz graffiti sanatçısı Banksy. Banksy, İngiliz alternatif rock grubu Elbow’un “The Blanket of Night” şarkısıyla eşlik ettiği videoda bombalanan alanlarda hayatını kaybeden ailelere, annelere, çocuklara dikkat çekmeye çalışmış. Videoyu buradan (http://www.youtube.com/watch?v=2VVoCxdm7T8) izleyebilirsiniz. Aktör İdris Elba’nın seslendirdiği videoda 3 yıldır Suriye’de yaşanan yıkıma dikkat çekilerek artık yıkımın durdurulması ve ölümlerin durdurulması çağrısı tekrarlanıyor.

 

Temmuz ayından bu yana hepimizin malumu olduğu üzere Gazze bombardıman altında. Hem ölenlerin hem de yaralananların sayısı maalesef giderek artıyor. İsrail ve Filistin’in birbiri üzerinden var olma savaşı hakkında aşağı yukarı hepimiz bilgi sahibiyiz. Gazze bombardımanı Gazze’de, İsrail’de,  ülkemizde ve dünyada büyük bir tepkiyle karşılandı. Her gün farklı bir ülkede İsrail hükümetinin bombalama kararını eleştiren binlerce kişinin sokak gösterileri ekranlarımıza yansıyor. Fakat vatandaşların, binlerin, on binlerin tepkisinin ne kadar “etkili” olduğu saldırıların devam etmesinden rahatça anlaşılabiliyor. Bombardımanın ilk günlerinde yine sanatçılar “cephenin” ön saflarında yer alarak dünya medyasının ilgisini çekmeye çalıştılar. Filistinli sanatçı Tevfik Gebril’in Gazze’den yükselen bombardıman dumanlarına ilişkin illüstrasyonları T24’te ve bir çok medya kanalında haber oldu. T24’te Gebril’in eserlerine ilişkin yayınlanan haberi buradan (http://t24.com.tr/haber/gazzeden-yukselen-dumanlari-sanata-donusturdu,266723) okuyabilirsiniz.

Campaign Türkiye dergisinde yayınlanan haberde (http://www.campaigntr.com/2014/08/18/82627/gazze-degil-de-londra-ve-paris-bombalansaydi-ne-olacakti/) Filistinli reklamcı Jihad Abdul Haq, savaşı durdurabilecek güçlerin dikkatini çekebilmek için daha agresif bir yola başvurmuş. Abdul Haq yaptığı posterlerde bu ülkelerin bombalanması halinde ne düşüneceklerini soruyor kamuoyuna, halklara, yönetimlere. “Benim adım Gazze. Beni görüyor musun !! Ya sen benim yerimde (ülkemde) olsaydın” diye sorusunu görsellerle beraber soruyor Abdul Haq. Jihad Abdul Haq’ın sorusunun ne kadar haklı olduğu aşikar. Cevabın ise sorunun yönetildiği kişiler tarafından ne kadar doğru bir şekilde cevaplanacağı, cevaplanıp cevaplanmayacağı ise muamma.

Abdul Haq’ın görselleri zihinde ister istemez 11 Eylül faciasının uyanmasına sebep oluyor. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyetinin “ya yılan sana dokunsaydı?” sorusuyla uyandırılmaya çalışılması suskun kalmanın yanında önemli bir çaba. Savaşlar, çıkar çatışmaları, güçlünün güçsüzü ezme çabası insanlık tarihinin geleceğinde de devam edecek. Hem savaşların hem de bu yazının sonu Özdemir Asaf’ın dizeleriyle son bulacak.

Bildiri
Bizler savaş ölüleriyiz,
Bundan böyle karşı-karşıya değiliz;
Bildiririz

Özdemir Asaf


- Özdemir Asaf, Çiçek Senfonisi (Toplu Şiirler), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008
- Nermin Yıldırım, Saklı Bahçeler Haritası, Doğan Kitap, İstanbul, 2013

 

Yazarın Diğer Yazıları

Banksy İstanbul’da! Yani?

Evet, Banksy İstanbul'a geldi ve kendisi eserlerinin ücret karşılığında sergilenmesine karşı olsa da sergiyi gezmek ücretli

2015’te Google’da ne aradık, gerçekte ne kaybettik?

Hem gerçek sorunları tespiti hem de sorunlara çözümler geliştirilmesiyle ilgili hem bireysel hem de toplumsal olarak sıkıntılar yaşadığımız aşikar. Belki de bunun sebebini sorgulamamız gerekiyor…

Star Wars VII: Doğru! Hem de hepsi…

Star Wars VII’de eski karakterlerle özlemimizi giderirken bir yandan yeni kuşağın yeni hedef kitlelerin kucaklandığı görülüyor