04 Ağustos 2023

Ölümünün 60. yılında Nâzım Hikmet külliyatındaki başlıca eksikler

Şairin külliyatı bir yandan eksikli-yanlışlı önümüzde basılı dururken, bir yandan da Nâzım Hikmet'e ait olmayan yalan şiirler, dizeler kitaplarda ve televizyon dizilerinde bile şairin adıyla sanıyla önüne geçilmez bir halde yayıladururken; konuyla ilgili ikaz ya da müdahale edebilecek kurumlar, sorumlular, imkânı elinde tutanlarsa sükût etmekte

Nâzım Hikmet'in ölümünden bu yana 60 yıl geçti. Eserleri üzerindeki telif haklarının bitmesine de 10 yıl kaldı.

3 Haziran'daki Nâzım Hikmet Sempozyumu için hazırladığım bildiri "Nâkıs Külliyatı ve Gurbetteki Terekesiyle Bir Yitik Miras Olarak Nâzım Hikmet" başlığını taşıyor. Yaptığım araştırmaya göre, son 18 yıl boyunca yirmisini benim gün ışığına çıkardığım otuz dokuz şiiri, yayımlanmış olan külliyatta henüz yok. Ayrı bir ciltte yayınlanabilecek hacimdeki bu şiirlerin isimleri ya da ilk dizeleri şöyle: 

  1. Abaş Baba Türbesi
  2. Kahrolsun "Anarko-Sendikalistler"!!
  3. Aldığım Bir Mektup
  4. İstanbul'da 1 Mayıs
  5. Beyanname
  6. Gecenin Penceresinde
  7. İtiraf
  8. Gazetelerin Destanı
  9. Ölüm
  10. Kom-Genç Birliklerine
  11. [Sen Bakmadan Moiz Efendi Gibi Kısa Boyuna]
  12. Dört Güvercin
  13. [Sana Fevkalâde Mühim Bir Fikir Söyleyeyim]
  14. İrfan Kızıma Mektub
  15. Memleketimden İnsan Manzaraları'ndaki yaklaşık 300 eksik dize (Moskova Senfonisi bölümü)
  16. Ninni
  17. Nâzım'ın Oğlu Memed'in Fransa'ya Mektubudur (Rusçadan çeviri)
  18. Henri Martin'in Sesi (Rusçadan çeviri)
  19. Pekin'de Ak Güvercin
  20. 37 Bayrak ve Ak Güvercin
  21. Yeni Çin Seddi
  22. Kore'ye Giden Gemi (Rusçadan çeviri. Basılı külliyatındaki 1954 yılına tarihlenmiş "Oğlum Fotoğraflarda Büyüyor" şiirinden bazı dizeler bu şiirin içindedir.)
  23. 5 Mart 1953
  24. Hatırlıyorum (Rusçadan çeviri)
  25. Haydi Güle Güle Gülüm
  26. Çepçevre Oturduk Seksen Bin Kişi
  27. Yarıda Kalmış Bir Şiir
  28. 1959 Perakende Şiirler D. O.
  29. Büyük Sevdaların Adamı (Rusçadan çeviri)
  30. Posta Güvercini
  31. Bil Bakalım
  32. Olur mu Bu?
  33. İki Ruh Hali (Macarcadan çeviri)
  34. Bakü'ye Gidiyorum
  35. [Martılara Rastlamadım]
  36. [Bitirdin Dokuzunu Anuşka]
  37. [Bir Ucu Bir Kuyuda Kaybolan Rüzgârlı Bir Şosede]
  38. [Bütün Yolculuk Boyunca Hasret Ayrılmadı Benden]
  39. Mehmet 

Bunların dışında eski yazı ile olduğu söylenen Kırmızı Askerlere ve Küçük Burjuva Kafalı adlı şiirlerin de bulunduğu söylenmektedir, ancak henüz kesinleştirilmemiş ve gün ışığına çıkmamıştır. 

Ayrıca;

  1. Severmişim Meğer
  2. Prag Saatleri
  3. İki İnatçı 

adlı oyunları da ("Severmişim Meğer" dışında) SSCB'de yayımlanıp sahnelenmesine rağmen Türkçeye kazandırılmamıştır. Bunların yanı sıra, SSCB'ye ilk gidişlerinde yazdığı ve/veya sahnelenen ve kayıp sanılan

  1. Tuğlacıklar
  2. Kabahat Kimde?
  3. Yataklı Vagon
  4. Sovyet'in Şanına
  5. Esrarengiz Kuyu
  6. Herşey Mal
  7. Ehram

adlı oyunlarının belgeleri, müsveddeleri de artık arşivimdedir. Film senaryoları (ki bunlardan biri olan "Aynı Mahalleden İki delikanlı" filme de çekildiği gibi Ataol Behramoğlu'nun Türkçeye çevirisiyle 1977 yılında Türkiye'de de yayımlanmıştır.), yazıları, röportajları da 60 yıl boyunca (çeviri de olsa) bir araya getirilmemiştir.

Nâzım Hikmet'in eserlerinin telif gelirleri, yurttaşı olduğu SSCB hukuk yasaları adeta gözetilmeksizin, ölümünden sonra Moskova'da oluşturulan Edebi Miras Komisyonu kararlarıyla 1963 sonunda yalnızca oğluna bırakılmış, Nâzım Hikmet'in nikâhlı karısı ise "ne bir komünist partiyle ne de 12 yaşındaki bir çocukla mahkemelik olurum," diyerek yasal hakkını aramamış, kocasının adını böylesi bir konuya karıştırmamıştır. Türkiye'deki yasal varislik ise bundan on beş yıl sonra İstanbul'da açılan davada, şairin kız kardeşinin tanıklığıyla, tek mirasçı yine oğlu olarak yasallaştırılmıştır.

1963 yazında 12 yaşında olan o çocuk büyüdü ve 67 yaşındayken 2018 güzünde öldü. Vefatının ardından, mirasında pay bırakmadığı söylenen annesinin diğer çocuğunun açtığı vasiyet iptali davası Nâzım Hikmet'in telif gelir ve haklarını da içermekte, yani "mahkemelik" bir durum var artık… Dava sonucunun, Nâzım Hikmet'in eserlerinin doğru ve daha az eksikli, daha az yanlışlı yayımlanmasını sağlayacağını ummak isterim.

Şairin külliyatı bir yandan eksikli-yanlışlı önümüzde basılı dururken, bir yandan da Nâzım Hikmet'e ait olmayan yalan şiirler, dizeler kitaplarda ve televizyon dizilerinde bile şairin adıyla sanıyla önüne geçilmez bir halde yayıladururken; konuyla ilgili ikaz ya da müdahale edebilecek kurumlar, sorumlular, imkânı elinde tutanlarsa sükût etmekte.

Edebiyat tarihi, müsebbiblerini hiç değilse derkenara yazsın!.. 

Yazarın Diğer Yazıları

Mehmet Hikmet: “Başında İstanbul havası”

“İşitiyor musun Memet?” bir yolculuk kitabıydı. Medyaya lal kesilmiş Mehmet Hikmet’in sesini, nefesini işitmemizi sağladı.

Nâzım Hikmet’ten bilinmeyen bir şiir daha: Posta Güvercini

Henüz başka bir yayında rastlamadığım şiir, şairin memleketinde 66 yıl sonra ilk kez gün ışığına çıkıyor...

Bir dönüş hikâyesi: “Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde”

Nâzım Hikmet’in eserleri, Türkiye’de külliyat halinde toplu olarak yayımlanmaya Adam Yayınları tarafından 1988 yılında başlanmıştı. Özellikle son 12 yıl içinde ise Nâzım Hikmet’e dair pek çok yeni bilgi ve belge gün ışığına kavuştu, pek çok eseri bulundu, bunlardan bir kaçı yayımlandı