24 Aralık 2014

Eyy Prezervatif…

Ya ‘Ahlakçılık’ adı altında ahlaksızlığın yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz. Ya da biz bu düzene göre çok mutaassıp kaldık

Biliyorum hem ‘hassas’ hem de ‘Mufazakar’ olan vatandaşlar bu başlıktan oldukça rahatsız olacak. Bir yazıda böyle bir başlık kullanacağım kırk yıl düşünsem benim de aklıma gelmezdi. Erdoğan sayesinde bu da oldu. O yüzden bu yazıdan dolayı edeceğiniz küfür ve hakaretleri Erdoğan’a, teşekkürleri ise bana göndermenizi rica ediyorum.

Evet bu yazının başlığı “Ey prezervatif” ama ahlaksız olan ben değilim. Çünkü ben hiç kimsenin kiminle nasıl seviştiğiyle ilgilenmedim. Kimseye ne kadar sevişmesi gerektiğini salık vermedim. Kimsenin yatak odasını gözetlemedim. Kimin kiminle nerede nasıl kalacağını sorgulamadım. Kadın ve erkeğin aynı evde kalmasından fantezi üretmedim. Dolmabahçe’de oturup Kadıköy:’den vapurla gelen kadınların etek boyuna bakmadım. Kimsenin nasıl doğuracağına, kaç çocuk yapması gerektiğine en yakın arkadaşlarım dahil olmak üzere tek bir kelam etmedim. Kimseye ‘ahlakçı’lık taslamadım. Ve artık çoğul konuşuyorum, taslamadık. Bizim “fıtratımızda” bütün bunlar yok. Atalarımıza kadar gidecek olursak onlarda da yok.

İki seçenek var sevgili okur; ya ‘Ahlakçılık’ adı altında diz boyu ahlaksızlığın yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz. Ya da biz bu düzene göre çok mutaassıp kaldık. Biz atalarımızdan böyle görmedik.

Edep yahu!

Bizim büyüklerimiz bırakın kızının kaç çocuk yapacağını, “hamile misin” diye sormazlardı. Kızları ve oğulları da babalarına torunları olacağını utançlarından söyleyemezler annelerinden rica ederlerdi. Anneler de eşlerine başı önde “torun geliyor” derdi. Güzel günlerdi diye anlatmıyorum. Bir babanın kızı ya da oğluyla cinsel hayatını konuşması elbette güzel olabilir ama ben hala her şeyin de bir usulü var diye düşünüyorum. Dedim ya ben bu sürece göre mutaassıp kaldım. Hem de kızlı erkekli evlerde yaşamakta hiçbir sıkıntı görmeyen, kahkaha atan, mini etek giyen yani ‘ahlaksız’ sayılan ben... Ben babama gidip (evli yada bekar olmam fark etmez) “baba ben sevişiyorum, doğum kontrolü yöntemi de kullanmıyorum” diyemem desem babamın kalbi kaldırmaz. Bu manzaraya tanık olan annemin neler yapacağını hayal bile edemiyorum. Ama Cumhurbaşkanı katıldığı nikah töreninde gelin ve damada nasıl bir performans göstermeleri gerektiğini söylüyor. Ve gelin ve damadın babası da onu alkışlıyor. Hadi erkek egemen sistem, erkek babasına bunlar hoş gelir, safa gider diyecek olalım. Ya gelin babasına ne diyelim. Biri geliyor nikah masasında kızına ne suretle sevişeceğini tarif ediyor. Kimse de çıkıp “yahu ayıptır sen ne yapıyorsun” demiyor. Edep yahu!

Cinsellik biz farkında olmadan nikah masaları dahil olmak üzere böyle uluorta konuşulan bir mesele olmuş. Kırmızı noktalı filmlerin, cinsel içerik içeren küfürlerin biplendiği ülkemizde Erdoğan’ın “bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah Kerim..." sözlerini bipleyen bir tv kanalı olmadı. Bu yüzden ki Erdoğan Anadolu’da bir amcanın şimdilerde çoktan pişman olduğuna inandığım bu sözlerini her fırsatta söylemeye devam etti ve arttırdı;“Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler. Neslin önemi, gücü ekonomide olduğu gibi manen de çok önemli. Ben sizlere inanıyorum ve aile cüzdanımız da kızımıza verelim.” İçinde ihanet olmayan cümle kurmakta zorlanan Erdoğan son darbeciyi de buldu kondom ve doğum kontrol ilaçları… Çok yakında kondom ve doğum kontrol ilaçların örgütsel doküman arasında sayılacak.

Biz şaşkınlık içinde ”ne diyor yahu, yok artık, zaytung haberdir” diye şaşkınlıkla bakınıp dururken muhafazakar vatandaşlarımızdan yine ses çıkmadı. Dut yemiş bülbül misali suskunluk devam ediyor. Hala kimse “ayıptır sus artık” demiyor. Boyu ortalamanın üzerinde bir adam sırf iktidarda olduğu için kadın bedenine ilişkin dur durak bilmeyen açıklamalar yapmaya devam ediyor.

Memleketi yönetmeyi yatak odalarımızı gözetleyerek hatta bizzat başımızda bulunarak tahayyül eden Cumhurbaşkanı yakında “Eyy Prezervatif!” diye başlayan cümleler kurmaya başlarsa ve ‘muhafazakar’ vatandaşlar da bunu alkışlarsa şaşırmayın.

Şimdi; “13 yaşındaki kız çocuğunun kendinden 40 yaş büyük bir adamla evlendirilmesine ses çıkarmayıp hatta düğüne gidip takı takan insandan böyle bir tepkiyi nasıl bekliyorsun?” diye soranlar olacaktır. Beklemiyorum. Evet aslında beklemiyorum. Sadece meselenin ismini koyalım istiyorum. Kendini ‘muhafazakar’ diye tanımlayan bir kesimin ‘Ahlakçılık’ adı altında bunca yıldır bize yutturmaya çalıştığı tam da budur. Bir kadının bir adamla sevişti diye öldürülmesini hak gördüğünüz ülkede bir adam kızınızın ya da oğlunuzun yatak odasının kapısında bekliyor, hangi aralıklarla ne kadar sevişmeleri gerektiğini tarif etmeye yelteniyor ve siz buna ses çıkarmayıp alkışlıyorsanız sizin için söylenecek çok sıfat var ama benim terbiyem buna müsait değil. En iyisi ben bunları saymayayım siz de ‘ahlakçılık’ oynamayı bırakın. Yok eğer namusunuzu kurtarmak istiyorsanız şimdiye kadar susup ortak olduğunuz bunca ahlaksızlıkla hesaplaşın. İktidarı yatak odalarınızdan uzaklaştırmadan namusunuzu kurtaramayacağınız açık.

Eğitimciler ne der bilmiyorum ama bu kadar ahlaksızlığın yanında meselenin tek iyi yanı Erdoğan sayesinde çocukların kendilerini leyleklerin getirmediğini biliyor olmasıdır.

Son söz; Eyy prezervatif 60 küsur yıl önce de kullanılaydın iyiydi…

@leylaalp

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Makul isyandan makus tarih çıkar

Ülkenin batısında bir yerlerde bir yıkım, yangın adaletsizlik olduğunda avazı kadar çıkan sesimiz doğusunda yaşandığında içimize kaçıyorsa hak ve adalet meselesi ile ilgili derin çelişkimiz var demektir...

Sokak güzeldir

Kayboluyoruz… Küçük hesaplarımızla didişirken o büyük bir denizin ortasında kayboluyoruz. Ve bunun için bir fırtına olması da gerekmiyor. Çünkü hayat insanı fırtınadan daha şiddetli savuran bir şey

Neyi seçeceğiz?

Biz 14 Mayıs'ta kimin şampanya patlatıp, kimin namaz kılacağını seçmeyeceğiz; isteyenin şampanya patlatıp, isteyenin dua edeceği, inancı, dili, dini nedeniyle kimsenin ötekileştirilmediği bir ülkede yaşama arzusunu seçeceğiz