14 Haziran 2024

AB Parlamentosu seçimlerinin "Tarladan Çatala" uygulamasına etkileri

Yeşiller Partisi’nin seçimlerde yaşadığı kayıplar, "Tarladan Çatala" stratejisinin uygulanmasını zorlaştırabilir. Özellikle Fransa ve Almanya gibi büyük ekonomilerde Yeşiller’in oy kaybetmesi, bu ülkelerin sürdürülebilir tarım politikalarına daha az destek vermesi anlamına gelebilir

Avrupa Parlamentosu seçimini aşırı sağcı FPÖ kazandı

Son Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçları, Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakatı kapsamında yer alan "Tarladan Çatala" stratejisinin geleceği üzerinde belirleyici olabilir. Bu strateji, çiftlikten sofraya kadar olan süreçte daha sürdürülebilir ve sağlıklı bir gıda sistemi oluşturmayı hedefliyor. Ancak, seçim sonuçları ve politik değişimler bu hedeflerin ne kadar güçlü bir şekilde uygulanabileceğini etkileyebilir. Gelin, bu seçimlerin neler getirebileceğine yakından bakalım.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, Yeşiller Partisi önemli kayıplar yaşarken, aşırı sağ partiler ciddi kazanımlar elde etti. Bu durum, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularına verilen önemin azaldığını gösteriyor olabilir. Ancak, Avrupa Halk Partisi (EPP) gibi merkez sağ partilerin güçlerini koruması, Yeşil Mutabakat’ın tamamen terk edilmeyeceği konusunda umut vericidir.

"Tarladan Çatala" stratejisi, Avrupa Birliği'nin 2030 yılına kadar tarım ilacı kullanımını yarıya düşürmeyi, gübre kullanımını yüzde 20 azaltmayı ve organik tarım alanlarını yüzde 25 artırmayı hedefliyor. Bu hedefler, gıda sisteminde büyük bir dönüşüm gerektiriyor ve bu da politika yapıcıların kararlılığını ve desteklerini gerektiriyor. Ancak, seçim sonuçları bu dönüşümün nasıl ve ne hızla gerçekleşeceği konusunda belirleyici olabilir.

Yeşiller Partisi’nin seçimlerde yaşadığı kayıplar, "Tarladan Çatala" stratejisinin uygulanmasını zorlaştırabilir. Özellikle Fransa ve Almanya gibi büyük ekonomilerde Yeşiller’in oy kaybetmesi, bu ülkelerin sürdürülebilir tarım politikalarına daha az destek vermesi anlamına gelebilir. Bu da Avrupa Birliği genelinde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı zorlaştıracaktır.

Aşırı sağ partilerin yükselişi, çevresel ve iklim politikalarına nispeten daha az önem verilmesine yol açabilir. Bu görüşteki partiler genellikle ekonomik büyümeyi ve sanayiyi çevresel sürdürülebilirliğin önüne koyuyorlar. Bu da "Tarladan Çatala" stratejisinde olduğu gibi çevresel hedeflerin gerçekleştirilmesini zorlaştırabilir. Ancak, seçim sonrası oluşacak koalisyonlar ve ortaklıklar bu durumu dengeleyebilir.

Merkez sağ EPP ve merkez sol Sosyalistler ve Demokratlar, Avrupa Parlamentosu'nda çoğunluğu gene de elinde tutuyor. Bu partiler, genellikle sürdürülebilirlik hedeflerine destek veriyorlar. Bu da "Tarladan Çatala" stratejisinin tamamen ortadan kalkmasını engelleyebilir. Ancak, bu hedeflerin ne kadar güçlü ve hızlı bir şekilde uygulanacağı, bu partilerin içindeki dengeye ve bu partilerin aşırı sağ ile olan ilişkilerine bağlı olacak.

Son yıllarda Avrupa genelinde çiftçiler, çevresel politikalar nedeniyle protestolar düzenledi. Yakıt sübvansiyonlarının kesilmesi ve tarım ilacı kullanımının azaltılması gibi politikalar çiftçilerin tepkisini çekti. Bu protestolar, Avrupa Birliği'nin "Tarladan Çatala" stratejisini yumuşatmasına neden olabilir. Ancak, sürdürülebilir tarımın uzun vadede gıda güvenliğini ve ekonomik istikrarı artırabileceği gerçeği göz ardı edilmemeli.

Yeni Avrupa Parlamentosu, öncelikle Avrupa Komisyonu’nun yeni başkanını ve İklim Komiseri’ni seçecek. Bu seçimler, Avrupa Birliği'nin iklim politikalarının geleceğini belirleyecek. Ursula von der Leyen'in yeniden başkan seçilmesi, Yeşil Mutabakat'ın devam etmesi açısından önemli olabilir. Ayrıca, yeni parlamento araştırma ve inovasyon konularına öncelik vermeye devam ederse sürdürülebilir tarım teknolojilerinin geliştirilmesi hız kazanabilir.

Avrupa Birliği'nin iklim politikalarındaki değişiklikler, Türkiye'nin ihracat sektörünü de etkileyecektir. Özellikle tarım ürünleri ihracatında, Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik standartlarına uyum sağlamak daha da gerekli olacak. Türkiye'nin Avrupa Birliği pazarındaki rekabet gücünü koruyabilmesi için, sürdürülebilir tarım uygulamalarına yatırım yapması ve çevresel standartlara uyum sağlaması kritik öneme sahip. Burada dikkat edilmesi gereken hali hazırda uygulanan çevre standartlarından çok daha ileri sorunlarla karşı karşıya kalma ihtimalimizdir. Bugün çiftçimiz “Bakanlık izin veriyor ve ürünün üstünde de çıkmıyor” diyerek çoğu tarım ilacını rahatça kullanabilmektedir. “Tarladan Çatala” uygulaması hayata tam olarak geçtiğinde bu kimyasalların ürünün üstünde tespit edilmemesi değil yapılacak olan toprak analizlerinde yerde dahi bulunmaması gerekecektir.

Avrupa Parlamentosu seçimleri, "Tarladan Çatala" stratejisinin geleceği ve genel olarak Avrupa Birliği'nin iklim politikaları üzerinde belirleyici olabilir. Yeşiller’in kayıpları ve aşırı sağın yükselişi, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı zorlaştırabilir. Ancak, merkez sağ ve merkez sol partilerin çoğunluğu elinde tutması, bu hedeflerin tamamen terk edilmesini engelleyebilir. Türkiye'nin de bu değişikliklere uyum sağlaması ve sürdürülebilirlik standartlarını benimsemesi, ihracat pazarındaki rekabet gücünü koruması açısından büyük önem taşıyor.

Levent Kurnaz kimdir?

Levent Kurnaz İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi'nden 1988 yılında Elektrik ve Elektronik Mühendisi olarak mezun oldu. Aynı üniversitede 1990 yılında Fizik lisans ve Elektronik Mühendisliği yüksek lisans programlarını tamamladı.

ABD'deki Pittsburgh Üniversitesi'nden 1991 yılında fizik yüksek lisans, 1994 yılında doktora derecelerini aldı. 

1992 yılında FCC lisansı alarak WPTS radyo istasyonunda program yapımcısı olarak çalışmaya da devam etti. 

1995 - 1997 yılları arasında New Orleans'daki Tulane Üniversitesi Kimya Bölümü'nde petrol sızıntılarının temizlenmesi üzerine doktora sonrası araştırmalar yaptıktan sonra Türkiye'ye döndü. 

1997 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 2014 yılında kurucusu olduğu İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin de halen müdürlüğü görevini yürütüyor.

Temel bilimlerin değişik alanlarında yayınları olan Levent Kurnaz'ın diğer kitaplarının yanı sıra iklim değişikliği alanında yazdığı "Son Buzul Erimeden" ve sürdürülebilirlik alanında Gülin Yücel ile birlikte kaleme aldığı "Yeni Gerçeğimiz Sürdürülebilirlik" kitaplarını raflarda bulmak mümkün.

Yazarın Diğer Yazıları

İklim krizi ve havayolu taşımacılığı

Türbülansın artması; yolcular için uçuşları daha sarsıntılı hale getirirken mürettebat için güvenlik riskleri oluşturur ve uçak bakımının zorlaşması nedeniyle havayolu şirketleri için operasyonel maliyetlerin artmasına yol açar

İklim değişikliğine uyum sağlamada sigorta sektörünün yaratacağı faydalar

Sigorta sektörü, toplumun iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada hayati bir rol oynamaktadır

Siyah kedi - beyaz kedi

Bizim için de önemli olan bütçemize uygun yenilenebilir enerji kaynaklarına ve elektrikli araçlara sahip olmaktır. Bunu kimin ürettiği ikincil problemdir