14 Ekim 2015

Yastayız, isyandayız ama tek çare Erdoğan’a dur demektir!

Beynimizi sloganların emrine veremeyiz...

Evet, acımız çok büyük.
Evet, Kanlı Cumartesi yüreğimizi kanatmaya devam ediyor.
Evet, içimiz yanıyor.
Evet, bu vahşete karşı isyan ediyoruz.
Evet, bu barbarlığa olanca yüksek sesimizle hayır diye bağırıyoruz.
Evet, teröre lanet ediyoruz.
Evet, kan ve gözyaşı artık dursun diyoruz.
Evet, o televizyon görüntülerine, o fotoğraflara baktıkça gözyaşlarımızı tutamıyoruz.
Evet, içimizden hep haykırmak geliyor, teröre bin kere lanet olsun diye.
Evet, içimiz yanıyor.
Evet, teröre karşı birlik sloganını sürekli tekrarlıyoruz.
Evet, terör bu toprakların kaderi olamaz diyoruz.

Kimsenin itiraz edemeyeceği sloganları tekrarlamakla bir yere gidilemez. Beynimizi sloganların emrine veremeyiz

Evet, Türkiye böyle bir kadere boyun eğmeyecek diye sesimizi yükseltiyoruz.
Evet,
Türkler ve Kürtler bu topraklarda barış ve huzur içinde yaşayacaklar diyoruz.
Evet, inadına barış sözü ağzımızdan hiç düşmüyor.
Peki sonra?..
Sonrası, ne yapmalı sorusunu gündeme getirmektir.
Sonrası, ‘ne yapmalı’yı gündemde tutmaktır.
Sonrası, acıların beslendiği köklere el atmaktır.
Sonrası, büyük acılara son verecek altyapı değişikliğini yapmaktır.
Sonrası, demokratik hukuk devletini kurmaktır. 

Sonrası, dış politikaya el atmaktır.
Sonrası, iflas etmiş olan Suriye politikasını radikal biçimde değiştirmektir.
Sonrası, Kürt sorununu çözmektir.
Sonrası, Alevilerin sorunlarını çözmektir.

Evet, acımız çok büyük. Ama dikkat! Ne yapmalı sorusudur, gündemde kalması gereken...

Kısaca:
Sonrası, siyasettir.

Yoksa, kimsenin itiraz edemeyeceği, genel kabul gören sloganları tekrarlamakla bir yere gidilemez.
Türkiye’nin çıkmazı derinleşir.
Bir başka deyişle:
Beynimizi sloganların emrine veremeyiz.
Çünkü sloganların içi zamanla boşalır, bayatlar bir süre sonra...
Evet, acımız çok büyük.
Evet, hem yastayız, hem isyandayız.
Ama dikkat!
Ne yapmalı sorusudur, gündemde kalması gereken.
Evet, ne yapmalı?
Bir:
Seçime sahip çıkmak.
İki:
Seçim sandığına sahip çıkmak.
Üç:
Çıtayı, 7 Haziran’ın altına düşürmemek.
Dört:
7 Haziran’dan çok daha güçlü olarak Erdoğan’a hayır demek.
Beş:
1 Kasım’da sandık başına giderken, acılara son vermenin öncelikli yolunun Erdoğan’a dur demekten geçtiğini akılda tutmak.
Nokta.

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

CUMHURİYET’in 100. kuruluş yıldönümünü kutluyorum

Cumhuriyet’te geçen 18 yılımı “Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim” isimli kitabımda yazdım

Zülfü'nün hüzünlü sesi...

Yaşlı hatıralar beni dipsiz bir kuyu gibi içine çekiyor

Sevgili Celal Başlangıç gurbette, memleket hasretiyle gitti

Adam gibi adamdın, iyi gazeteciydin, seni "Yeşilyurt dışkı yedirme" haberiyle hatırlayacağım hep...