06 Ağustos 2017

Erdoğan'ın yeni devleti!

Demokrasiyi, hukuku, laikliği küfür düzeni sayan bir anlayışın açık ve sinsi programı...

Erdoğan'ın yeni devleti ne midir?
Demokrasinin olmadığı...
Hukukun olmadığı...
Laikliğin çiğnendiği...
Toplum hayatında 'İslamizasyon'un hızlandığı...
'Sünni hayat tarzı'nın dayatıldığı...
Erdoğan'ın deyişiyle, "Kim Allah'a daha yakınsa o üstündür!" anlayışının esas alındığı...
'Müftülük nikâhı'nın resmileştirildiği...
Eğitimin İslamize edildiği...
Eğitimin hem açıkça, hem sinsi biçimde tarikatlara, cemaatlere açıldığı...
Ensar'ların, İlim Yayma Cemiyetleri'nin, Birlik Vakıf'larının Milli Eğitim Bakanlığı eliyle eğitime katıldığı...
Eğitimin hızla imam- hatipleştirildiği...
Din derslerine, "Allah yolunda mücadele: Cihat"ın sokulduğu...
Lisedeki evrim dersinin müfredattan çıkarıldığı...
Bu konuda Türkiye'nin dünyada Suudi Arabistan'la başbaşa bırakıldığı...
Kadın-erkek eşitliğinin ölümcül darbeler yediği...

Desen: Fox & Carcum (İslamism: İslamcılık / Turkey: Türkiye)Bağımsız yargının olmadığı...
Güçler ayrılığının olmadığı...
Yargının, yasamanın, yürütmenin tek elde, Saray'da toplandığı...
Demokrasileri demokrasi yapan 'farklı güç odakları'nın 'tek adam'a biat ettiği...
Yaratılan 'korku iklimi'nde farklı seslerin sustuğu, susturulduğu...
Başıma bir şey gelir duygusuyla, insanların yalanda yaşamaya başladıkları...
İnsanların inanmadıkları şeyleri söylemeye başladıkları...
İç dünyalarına sığındıkları...
Kendi gerçeklerini gizledikleri...
Açıkça konuşmaktan çekindikleri, korktukları...
İş dünyasının doğruları söylemekten kaçındığı...
Gelenekleri, teamülleri çiğnenen 'asker'in sustuğu...
Medyanın 'tek adam'a biat ettiği...
Türkiye'nin dünyada en büyük gazeteci hapishanesi haline geldiği...
İfade özgürlüğünün hayal olmaya başladığı...
Farklı hayat tarzlarının gitgide bastırıldığı...
İnsanların giyim kuşamına, etek boyuna karışıldığı...
Örtünmenin özendirildiği...
İnsanların içkisine sigarasına müdahale edildiği...
Ailelerin çocuk sayısına dair neredeyse 'fetva'ların çıkarıldığı...
Türkiye'nin yüzünü 'Batı'dan 'Doğu'ya çevirdiği...  
Batı'dan gelen demokrasi ve hukukun üstünlüğünü, özgürlük ve insan haklarını küfür düzeni sayan İslamcı anlayışın devlet ve toplum düzeninde tam olarak hakim kılınması için açık ve kapalı çabaların sistemleştirildiği, uygulandığı...
Ve bu yolda büyük mesafe alındığı...
Osmanlı döneminde başlayan, Cumhuriyet'in 1923'de kurulmasıyla atılım yapan modernleşme-Batılılaşma sürecinin tersine çevrildiği...
Batılılaşma'dan intikam, rövanş duygu ve düşüncesinin artık saklanamaz hâle geldiği...
Devlet ve topluma her alanda bu intikamcı zihniyetin damgasını vurmaya başladığı...
Uzun lafın kısası:
Köklü bir 'rejim değişikliği'nin yaşandığı Türkiye'de, Erdoğan'ın yeni devleti böyledir.
Bu hazin tablonun fazlası yok eksiği vardır.
İyi pazarlar!

Yazarın Diğer Yazıları

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den: Barışa en yakın zamandayız, düne göre umudum misliyle fazla!

2024'ün sonunda Türkiye'nin önünde bir umut penceresi açıldı mı? Bu soruya, ihtiyatlı bir dille, "Evet açıldı" diyorum. Aynı soruyu, cumartesi günü İmralı’ya giden Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder'e de sordum…

Yeni yılda barış umudu mu, neden olmasın?..

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşan DEM Parti heyetinin İmralı'da Öcalan'la buluşmasıyla bir barış kapısının aralandığı söylenebilir

Nimet'e özgürlük!

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'ne kondu

"
"