08 Mayıs 2018

Koff Animation'ın Türkiyeli Twin Peaks'ine New York Festivals'ten altın ödül

"Zeki Müren, Süleyman Seba ve Müslüm Gürses animasyonları ile tanıştığım Koff..."

Koff Animation’ın FX Türkiye Twin Peaks yeni sezonu için tasarladığı animasyon ‘Bi’ Dakka’, New York Festivals TV Promo kategorisinde En İyi Animasyon ödülünü aldı.

David Lynch yapımı Twin Peaks’in Koff Animation elinden çıkma tanıtım işinde her gün bindiğimiz vapuru görüyoruz. Halay sahnesi ve ince belli bardaktan içilen çay da cabası.

Zeki Müren, Süleyman Seba ve Müslüm Gürses animasyonları ile tanıştığım Koff Animasyon’un kurucusu Gökhan Okur ile üretim sürecine dair konuştuk.

Sizi tanıyabilir miyiz? Ne kadar süredir bu işle meşgulsünüz?

1981, Eskişehir doğumluyum. On dört yıldır animasyonla ilgileniyorum, epey bir zaman freelance illüstratörlük yaptım, üniversitelerin animasyon bölümlerinde dersler verdim. Son altı yıldır da Koff’un kaptanıyım.

Animasyona ilginiz nasıl başladı?

Animasyondan önce karikatür ile başladım bu işlere. Ortaokul ve lise yıllarımda mizah dergilerini takip ettim. Karikatürler çizdim, fanzin dergiler çıkarttım, yerel gazetelerde çalıştım. İnternetin yeni başladığı yıllarda işlerimi forumlara yükledim. O sayede freelance illüstratörlük yaptım uzun süre. Müşterilerim küçük animasyonlar istemeye başladılar. Bir iki denemeyle girdiğim animasyon dünyası sonunda beni kendi stüdyomu kurmaya kadar götürdü.

Fanzinlere nasıl tepkiler alıyordunuz?

Fanzinleri okulda arkadaşlarımıza satıyorduk, bizi kırmamak için alıyorlardı. Ciddi bir okuyucu kitlesine ulaştığımız söylenemez. Ancak dört yıl kadar ara vermeden sürdürdük. Arkadaşlıklar kurmak, birbirinin işini eleştirmek, tecrübe kazanmak adına güzel zamanlardı.

Neler okudunuz? İyi bir animasyoncu hangi kaynaklardan beslenir?

Hacettepe Üniversitesi’nde Elektrik-Elektronik Mühendisliği okudum, ardından Sabancı Üniversitesi’nde Görsel İletişim Tasarımı yüksek lisansı yaptım. Animasyonu kendi başıma çalışarak öğrendim.

İyi animasyonun iki önemli yapı taşı var; vurucu hikâye ve yetkin teknik.

Görsel malzeme ile hikâyenizi doğru ve etkili aktarmanız gerekiyor; kompozisyon, renkler, zamanlama, çizim dili, karakter ve mekân tasarımları izleyenin duygularını tetiklemelidir.

Animasyonun en temel meselelerinden birisi ise yer çekimidir. Ne kadar kötü çizilmiş olursa olsun, yer çekimini hissettiğiniz bir karakter iyi canlandırılmış demektir. Ek olarak, beden dili sürekli aklınızda bulundurmanız gereken bir konudur. Karakterinizin ruhu ve söyledikleri, beden dilinde karşılığını buldukça daha inandırıcı animasyonlara ulaşırsınız.

Koff Animation’ın kurulma hikâyesinden bahsedebilir misiniz?

Freelance çalışırken bir gün çok büyük bir iş geldi. Tek başıma yapabilmeme imkân yoktu. O zamanlar Maltepe Üniversitesi Animasyon Bölümü’nde yarı zamanlı hocalık yapıyordum. Proje dersi verdiğimi iki öğrencimi ofise çağırdım. İşi anlattım. Beraber yapalım, dedim. Onlar da kabul ettiler. Geceli gündüzlü bir aylık çalışmanın ardından işi teslim ettik. Çok olumlu geri dönüşler aldık, herkes halinden memnundu. Öğrenciler “Biz burada iyiyiz, gitmeyeceğiz” dediler. 2011 yılında ilk Koff ekibi kurulmuş oldu.

Son yaptığınız iş New York Festivals’ten ödül ile döndü. Festivale katılma şansınız oldu mu?

Ödül törenini Las Vegas’ta yapıldı, bizim festivale katılma şansımız olmadı. Dünya çapında birincilik getirmiş olması mutluluk verici. Yaptığımız işe inanmamızı ve daha iyisini ortaya koymak için çabalamamızı sağlıyor.

Aldığınız brief’ten işin gösterimine kadar neler değişti? Süreç nasıl ilerliyor?

Fox TV ekibi, bizim daha önce yaptığımız Müslüm Gürses’in hayatını anlatan animasyonumuzu izlemişler. Onun üzerine bu işi bize vermek istediler. Brief toplantısında ilk dillendirilen temel cümle şu oldu: “Müslüm Gürses’in elli dokuz yıllık hayatını üç buçuk dakikaya sığdırmışsınız, Twin Peaks dizisinin ilk iki sezonunu da bir dakikaya sığdırmanızı istiyoruz.”

Hazırlanacak filmin, yeni izleyicilere hitap etmesini, eski izleyicilerin hafızasını tazelemesini ve ilgi uyandırmasını istiyorlardı. Ve biraz da lokalleştirme ile filmin Türkiye’den çıktığını hissetmek istiyorlardı. Kalan bütün yaratıcı alanı bize bıraktılar, tabii ki onay-revizyon aşamları ile müşterimizin de içine sinen filmi oluşturmak sürecin bir parçasıydı.

Twin Peaks dizisinin ilk iki sezonunu bir hafta boyunca aralıksız izledim. Notlar aldım, David Lynch’in verdiği röportajları izledim. Dizinin fan kitlesinin neleri sevdiğini, neye önem verdiğini inceledim. Ardından senaryo yazımı başladı. İlk versiyonda çok daha karanlık bir film yazdık. Bir haftadır David Lynch’ten başka bir şey görmeyen zihnim elbette karanlık fikirler doğuruyordu. Ciddi ciddi korku filmi yapmaya hazırlanırken kanal, daha eğlenceli bir yöne çekti bizi. Lokalleştirmeler ile film daha da sıcak bir hava kazandı. Dikkatli gözlere hitap eden pek çok yerel detay var animasyonun içinde. Mangal yapan dayı, ince belli bardakta çay, Türk kahvesi…

Kırmızı renginin dizi için özel bir yeri var, o sebeple kırmızı-beyaz-siyah bir palette kalmak istedik. Karakterler, mekânlar hazırlandı. Animasyonlar yapıldı, ses ve müzik tamamlandı. İş teslim edildi. Dizinin yayın tarihi yaklaşırken kanal çalışmayı reklâm olarak döndürmeye başladı.

Bir dakikalık animasyonun arkasında ne kadar emek var?

Gözü tatmin eden, kendini izleten, bir dakikalık bir animasyon için üç, dört kişi, üç, dört hafta çalışmalıdır. Ciddi emek var.

İşin mutfağını merak eden okuyucular için bir videomuzu öneriyorum. Müslüm Gürses için yaptığımız animasyon filmin baştan sona yapım sürecini linkten izleyebilirler.

Talent Credits bölümünde epey isim var. Kolektif bir iş olarak film üretimi hakkında ne söylemek istersiniz? Ekip olmak işleri kolaylaştırıyor mu? Zorlaştırdığı oluyor mu?

Fox Network Group'taki arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bize özgür bir alan tanıdıkları ve yaratıcı süreçleri kolaylaştırdıkları için. Sonuçta iyi işlerin çıkabilmesi için vizyon sahibi müşterilere ihtiyaç var. Sağ olsunlar.

Bu işin künyesinde iki taraf var aslında, müşteri ve ajans. Biz ajans tarafıyız, yaratıcı süreçler bizde gerçekleşiyor. İşi onaylamak ya da beğenmediği şeyleri belirtmek müşteride gerçekleşiyor.

İş üretim süreçlerine kolektif diyebilir miyiz? Emin değilim; çünkü müşteri bize iş sipariş etti ve biz de bu siparişe cevap verdik.

Düşünün ki bir terziye ceket diktiriyorsunuz. Prova bittikten sonra atölyeden ayrılırken “Terzi ile kolektif bir ceket dikimi yaşadık” demezsiniz. “Sipariş ettim, ceketimi aldım, ücretimi ödedim” dersiniz. Elbette “Kumaşını ben seçtim, rengine ben karar verdim” diyebilirsiniz; ancak “Ceketi kim dikti?” sorusu farklı bir cevap gerektirir.

Animasyon üretimi bir takım oyunu, tek başına yapılacak bir iş değil. Ekibinizi tanırsanız ve doğru şekilde yönlendirebilirseniz işler kolaylaşır. Ekibi kaosa sürüklerseniz işler zorlaşır.

Hangi programları kullanıyorsunuz? Bu işi yapmak isteyenler bu programları nasıl, nereden en iyi öğrenebilir?

Adobe dünyasındayız; ancak programlar gelir geçer. İşin ruhunu kapmak lazım.

Koff Animation’da sıradan bir gün nasıl geçer?

Sabah, gelen mail’leri cevaplamakla ve günü planlamakla başlıyor. İş dağılımı yapılıyor, devam eden işler gözden geçiriliyor. Bütçe teklifleri hazırlanıyor, toplantılar yapılıyor. Akşama doğru gün içinde üretilen işler tekrar değerlendiriliyor. Eksik noktalar ve problemler üzerine beraber kafa patlatılıyor. Genellikle gün sonlarında hangi tarihe, hangi işin, nasıl yetiştirileceğine dair minik bir plan yapılıyor.

Bir karakteri illüstrasyon ve animasyon için yaratmak farklı mı? 

Birbirlerinden farklı konular. İllüstrasyon için çizdiğiniz karakter, ona verdiğiniz pozda sonsuza kadar kalacak. Animasyon için hazırladığınız karakterin yaşayabilmesi lazım, bedeninin nasıl hareket edeceğini gözünüzde canlandırabilmeniz lazım. Farklı açılarda ve pozlarda karakterinizi devam ettirebilmeniz lazım.

Kullanacağınız animasyon tekniği de karakter tasarımınızı etkiler. Kare kare çizerek animasyon yapacaksanız, karakter tasarımlarınızda daha özgür ve esnek olabilirsiniz. Dijital animasyon yapacaksanız, kullandığınız programın size sundukları çerçevesinde ilerlemelisiniz.

Dijitalin yanı sıra geleneksel yöntemlerle de çalışıyor musunuz?

Bu sorunun cevabını bütçe verir. Dijital çalışmalar çoğunlukta; ancak iyi bütçeler alabilirsek stop-motion gibi ya da cell animasyon gibi geleneksel yöntemleri uygulayabiliyoruz.

Cell animasyon nedir?

Kare kare çizerek animasyon yapmaya cell animasyon denir. Aslında herkesin aşina olduğu, çocukluğundan beri bildiği yöntem budur. Ancak dijital animasyona kıyasla çok daha zahmetli ve maliyetlidir.

Sabah sizi yataktan kaldıran güç, işinize olan sevginizle örtüşüyor mu? Kalkıp “Şu işleri mutlu mutlu halledeyim” diyor musunuz?

Ben eskisi kadar kalem sallayamıyorum. Müşteri toplantıları, ekibin yönetimi ve idari sorumluluklar arasında ciddi zaman harcıyorum. Çizim ve animasyon yaptığım günler daha keyifli.

Bizi en mutlu eden ise içimize sinen projeleri üretebilmek.

Türkiye’de animasyon ile uğraşmanın önündeki engeller nelerdir? Avantajlar var ise onlardan da bahsedebilir misiniz?

Türkiye’nin her ne derdi varsa, animasyonda da aynısı var. Yurt dışındaki stüdyolara göre bir avantajımızın olduğunu düşünmüyorum.

Bu işte para var mı?

İşini iyi yapan herkes için para var.

Animasyon camiası küçük mü? Herkes birbirini tanıyor mu? Ortak karşılaşma mekânları nereler? Hangi etkinlikler?

Çok büyük değil, ancak herkes de birbirini tanıyor diyemem, ben herkesi tanımıyorum en azından (Gülümsüyor). 

Canlandıranlar Derneği var, ben de kurucu üyelerindenim. Animasyona gönül vermiş insanların bulunduğu bir dernek. ‘Canlandıranlar Yetenek Kampı’ ismiyle bir proje yürütülüyor. Animasyon projeleri olan gençlere destek veriliyor.

www.canlandiranlar.com

Onun dışında kısa film festivalleri, reklâmcılık etkinlikleri, kimi sergi açılışları camianın bir araya geldiği yerler diyebiliriz.

Animasyona yoğunlaşmak isteyenlere ne öneririsiniz?

Çalışmaktan başka yapmaları gerek bir şey yok. Bütün eğitimler, kaynaklar internette var. Oturup çalışacaklar.

Eklemek istedikleriniz var mı?

Buraya kadar sabır gösteren okuyucular için bir iki sürpriz yapalım. Koff Animasyon’da ticari işlerin yanı sıra, sadece kendimiz için animasyon filmler üretiyoruz. Sohbetimizin başında sözü geçen Müslüm Gürses, Zeki Müren ve Süleyman Seba filmlerimizi okuyucularınızın görmesini çok isterim.

Müslüm Gürses’in hayatını anlatan animasyon film

Zeki Müren’in hayatını anlatan animasyon film

Süleyman Seba’nın hayatını anlatan animasyon film

En iyi animasyon TV Promo’su ödülünün web sitesi:

Koff Animasyon’un resmi web sitesi:

Koff Animasyon’un Behance sayfası:

 

Yazarın Diğer Yazıları

İran’ın cesur kadınları: Jin, Jiyan, Azadi!

Çoğu İranlı temel özgürlükler ve demokrasi uğruna canını feda etti

Mad Pride ya da ‘Delilerin’ Onur Yürüyüşü

Mad Pride’ın amacı stigma ile mücadele etmek, ‘delilerin’ haklarını savunmak, çeşitli politikalara etki etmek, beraberce güçlenmek, bazen biraz eğlenmek ve misal ‘psikopat’, ‘manyak’, ‘şizo’, ‘deli misin nesin’ demeden önce bir kez daha düşünmeyi hatırlatmak

LGBTİQA+ hakları insan haklarıdır!

Kendimiz dışındaki insanların var oluşlarını öldürmeye yeltenmekle övün(e)memeliyiz, bundan olsa olsa utanç duyulur.