25 Kasım 2014

Affedersiniz, feministlerin fıtratında kürtaj varsa, Amerika'nın keşfi de annelerin ayaklarına eşdeğerdir

Feministler anneliğe karşı çıkmasaydı, biz herkese "3 çocuk yapın, 5 çocuk yapın" der miydik?

Burada bazen erkek-kadın eşitliği diyorlar.

Eşitlik olur mu?

Olur.

Ama nasıl olur?

Kadın-kadına eşitlik olur.

Ha, bir de erkek-erkeğe eşitlik olur.

Kadınla erkek hiç eşit olur mu?

Mesela, iş hayatında hamile bir kadınla hamile olmayan bir erkek aynı şartlara tabi tutulur mu?

Tutulmaz tabii.

Çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyle, çocuğunu emzirmeyen bir baba eşit olabilir mi?

Elbette olmaz.

O halde eşitlik yoktur.

Ne vardır öyleyse?

Eşdeğerlik vardır.

Eşdeğerlik ne demektir?

Adalet demektir.

Yani adalet, eşitlikten daha iyi bir şeydir.

Eşitlik zaten komünist icadıdır.

Komünistler kadınların eline kazma kürek verip çalıştırmıştır.

Geçmişte Anadolu'da da böyle olmuştur.

Kadın tarlada çalışırken, erkek kahvede pişpirik oynamıştır.

Eşitlik bu derece kötü bir şeydir.

Mağdur olanın zorla mağdur eden seviyesine çıkartılmasıdır eşitlik, ya da tam tersidir.

Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz.

O fıtrata terstir.

Çünkü fıtratları farklıdır, tabiatları farklıdır, bünyeleri farklıdır.

*    *   *

 

Ama bunu, affedersiniz, feministlere anlatamazsınız.

Onlar anneliğe karşılar.

Lezbiyenler anneliğe karşı çıkınca ve göğüslerini açıp protesto gösterileri yapınca ne olur?

Adaletsizlik olur.

Adalet olmayınca eşitlik olur mu?

Onlar anneliğe karşı çıkmasaydı, biz herkese "3 çocuk yapın, 5 çocuk yapın" der miydik?

Niye diyoruz?

Çünkü lezbiyen feministler anneliğe karşı.

Onlar çocuk doğurmadığı için ötekilerin haliyle daha çok gayret etmesi lazım.

Amma kimse onların ayaklarının altını öpmeyecek.

O yüzden cennetin yolunu da keşfedemeyecekler.

Halbuki, Müslümanların keşif yapacak gücü yok mu?

Elbette var.

Yoksa Amerika'yı nasıl keşfederdik!

Küba'ya cami yaptırma vizyonunu nasıl bulurduk!

Bunların hepsi AK Parti iktidarında mümkün olabildi.

Benim başı örtülü hanım kardeşim bunu anlar, buna destek verir.

Ama kadın mı, kız mı belli olmayan bir takım bayanlar önümüzü kesmeye çalışır.

Bazı edepsiz ve aşağılık kadınlar da gazete köşelerinde, yüzde 99'u Müslüman olan ülkeye hakaret ederler.

Haddinizi bilin!

Kimse kızlarımızı erkeklerle aynı evlerde yaşamaya zorlayamaz!

Kimse Kabataş İskelesi'ndeki başörtülü kadınlara saldıramaz!

Kimse benim karşımda sigara içemez!

İçersen karşında beni bulursun!

Bana yuh çekersen de, malum, tokadı yersin!..

Onun için eşitlik değil, eşdeğerlik bekleyeceksin.

Kısmetin çıktı mı, fazla nazlanmadan kocaya varacaksın.

Affedersin, hamile mi kaldın, doğuracaksın.

Kürtaj mürtaj yok!

Her kürtaj bir Uludere'dir.

Hanım kardeşlerimiz bunu çok iyi bilir.

İslam dini kadına "annelik" makamını vermiştir.

(Öteki dinleri bana sormayın, ben İslam'dan sorumluyum.)

 

*    *   *

 

Diyorlar ki, ülkemizde kadın cinayetleri oluyormuş.

Gerçek olarak düşüneceğiz.

Bir Müslüman olarak konuşuyorum, bakın burası çok enteresan:

Bizim dinimiz İslam, "sin" kelimesinden türüyor.

Ne demek sin, ne dersin?

Tabii ki bilmezsin.

Barış demek.

Biz bir barış dininin mensuplarıyız; zulüm yapamayız, şiddet uygulayamayız.

Bunun tersini diyen benim için tarih olmuştur.

Devlet başkanı bile olsa asla barışmam ve bir daha da Davos'a gitmem!

Zira zalimin zulmüne rıza zulümdür.

Foklar öldürülüyor, ağaçlar kesiliyor diyenlerin, Müslümanlara karşı uygulanan zulme de karşı çıkması gerekir.

Olmazsa adaletsizlik doğar.

Hani bizim Gencebay'ımız var ya, hani "Batsın bu dünya" diyor ya, işte, "Batsın bu dünya!"

Âkil olun biraz, âkil!

Kadınla erkek eşit olamaz.

Kadınlar ve erkekler farklıdır, birbirinin mütemmimidir.

Onun için eşitliği reddedin, eşdeğerliği alın.

Eşdeğerlik adalettir.

Adalet, ancak adil bir sultanın bahşedebileceği bir lütuftur.

Ne demişler:

"Yasalar ne kadar kötü olursa olsun, eğer adil bir sultanın elindeyse oradan güzel neticeler doğar. Yasalar ne kadar güzel olursa olsun, eğer zalim bir sultanın elindeyse oradan zulüm doğar."

NOT: Bu yazıdaki pek çok cümle ünlü Türk Büyüğü Recep Tayyip Erdoğan'dan alınmıştır. Yazı O'nun (büyük bölümü dünkü konuşmasında) kullandığı kelimelerden - aynen veya büyük ölçüde benzer ifadelerden - derlenmiştir.

@AksayHakan

 

Yazarın Diğer Yazıları

Güzellik ve hüzün, bir ülke ve bir kadın…

Bunca güzelliğin mutluluk verememesi ne kadar acı. Bir kadın için de... Bir ülke için de...

Sahi, şu anda kim iktidar kim muhalefet?

En son ne zaman o farklı insanlardan tek bir tanesini kazanmayı başarabildiniz?

Ne şarkılara pranga vurulabilir ne de anılara

Bazen bir müzik, bazen bir koku, bazen bir söz, bazen de bir görüntü aniden insanın içini sızlatır, canını yakar