25 Temmuz 2017

Matematik bilmeyen ne bilir? Büyük matematikçi Maryam Mirzakhani’nin arkasından....

Matematik siyaseti de şekillendirir ekonomiyi de!!!

Bu hafta büyük bir matematikçiyi, hem de 40 gibi erken bir yaşta kaybettik. Bu matematikçi, dünyanın en prestijli matematik ödülü olan Fields madalyasını şu ana kadar kazanan tek kadın matematikçi. İranlı , kavisli yüzeylerin (küreler, çörek şekilleri ve hatta amipler) geometrik ve dinamik karmaşıklıklarını mümkün olduğunca ayrıntılı bir şekilde çözümleyen bir matematikçiydi. Çalışmaları, evrenin nasıl oluştuğunu anlayabileceğimiz bir çerçevede, kuantum alan teorisini, mühendislik ve malzeme bilimlerinin ikincil uygulamalarını kapsıyordu. Asal sayıların ve kriptografi alanlarına da etkisi vardı[1].

Matematik bilmeyen, ne bilir?

Bu büyük matematikçinin ölümü, ülkemizde talihsiz “matematik” tartışmalarının olduğu bir döneme denk geldi. Bugünlerde, Milli Eğitim Bakanlığının yeni müfredatını tartışıyoruz. Atatürkçü çizgiden başka bir çizgiye taşındığı anlaşılan müfredat konusunda önemli bir sorun da “Matematik”. 

Bildiğimiz kadarıyla, ilkçağda bile insanlar “Pisagor Teoremi” gibi yollar üreterek matematiği anlamaya çalışmışlardır [2]. Biz ise başka bir yerdeyiz.

Son 40 yılımızda gençliğimizi “Üniversite Sınavları” ve de “Özel Okul Sınavları” ile helak edip, beyinlerini “test usülü” yani önlerine konanlar arasından seçmeli düşünmeye programladıktan sonra geldiğimiz nokta pek şaşırtıcı değil. 

Toplumda, soru soran ve strateji geliştiren birey çok az. Onun yerine elindekine bakıp, elindekine tepki veren ve bu nedenle de “tepki mekanizmaları” kullanıldığında karşı strateji geliştiremeyen, bu kadar seneden sonra bile hala, bir o tarafa, bir bu tarafa savrulan, böylelikle de kolayca yönetilen bireyler var (belki anlaşılmamıştır.. Yüzde 51 değil --zaten onlardan ümit yok--, yüzde 49’dan bahsediyorum).

“Ben sözelciyim, matematikten pek anlamam” demek, zaten oyunun kaybedildiği anlamına gelir. Aşağıda yer alan bir araştırmaya bakarsanız, matematik bilen hukukçuların daha doğru kararlar verdiğinden bahsediliyor [3]. 2013 yılında, Amerikan Illinois üniversitesinde yapılan bir araştırma, matematik bilen bireylerin, karar verme süreçlerinde daha isabetli hareket ettiğini bulmuş [3]. Google’a bakarsanız, “Matematik-Yaşamak” ikilisi hakkında başka benzer başka araştırmalar da göreceksiniz.

Ama en güzelini Galileo söylemiş; “Matematik, tabiat kitabının dilidir” diye [2]. Evet İstanbul’da sel yaşıyorsak, arkasında matematiksel olarak yaptığımız hatalar var. Ya da Bodrum’da deprem olmuşsa, bazı ne dediğini bilmeyenlerin söylediği gibi “zina” mina olayını bırakıp, depremin uzmanına yani Prof.Şener Üşenmezsoy’a bakmak lazım. Üşenmezsoy bize “Bu fay’da stres boşaldı. Tatilciler rahat uyuyabilir” derken, araç olarak matematiği kullanıyor. 

Aşağıda matematikciler.com'dan aldığımız ve matematiğin nerelerde kullanıldığına dair bir kaç örnek gösteren bir video var. 

Özetle; matematik bilmeyen, hiçbir şey bilmez. Buna "Cihat" da dahil.
 

Cihata gerek var mı? Bilgisayar bilseniz yeter !!!
 

Zaten günümüzde cihata da gerek yok; bilgisayar bilseniz, herkesi yenebilirsiniz. Mesela elektriklerini kesebilir ve finans – sağlık - güvenlik süreçlerini etkisiz bırakırsınız ya da bankalarına saldırıp, paralarını alabilirsiniz ya da sunucularına sızıp gizli güvenlik bilgilerine sahip olursunuz.. Yani.. günümüzde matematik bilginiz yoksa, cihat dediğiniz nedir?

Hatta o kadar teknik bilgiye bile gerek yok. Daha basit bir şeyden bahsedelim. Biz hala siber güvenlik konusunda “ilgisiz müsteşarların oluşturduğu bir strateji komisyonuna” sahipken, Danimarka, Nato görevi için Estonya – Rus sınırına göndereceği askerleri, “sahte haber nasıl anlaşılır” türü bir eğitime tabi tuttu [4]. Çünkü, Rusların sahte haberler yaydıklarına dair çeşitli söylentileri 2016’daki Amerikan başkanlık kampanyasından bu yana duyuyoruz. 

Siber saldırı sadece internet hatlarına yapılan saldırılarla olmuyor. Ruslar matematik ve uzantısındaki bilgisayar bilimleri sayesinde, galiba herşeyin altını oyuyorlar. Galiba diyorum, çünkü batı da hala öyle diyor.

1995’li yıllarda gittiğim Moskova’da, inşaat işlerinde çalışan Türk mühendis ve çalışanların çocuklarını ingilizce eğitim veren uluslararası okullar yerine, Rus devlet okullarına vermelerini şaşkınlıkla karşılamıştım. Henüz “Perestroyka” sonrası günlerdeydik. Rusya askeri alanda ileri olsa bile, henüz tüketim alanında çok zayıftı ve Rus okullarının da benzer durumda olduğu düşüncesindeydim. Ancak Rus okullarını tercih edenler –çoğunluğu mühendis olan ebeveynler--, o günlerde şu yorumu yapmışlardı : “İlkokuldan itibaren, dünyanın hiçbir yerinde olmayan düzeyde “Temel Matematik” veriliyor. “

Bunu hatırladığım için, bugünlerde siber saldırıların ya da (aslında yine siber saldırıdır) sahte haberlerin Rus kaynaklı olmasına pek şaşırmıyorum. 

Anlayacağınız matematik bugünün dünya siyaset sahnesini bile yönetiyor gibi gözüküyor. Bugünlerde Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerindeki basına bakarsanız, hepsi birden “seçimlerde Rus etkisini nasıl önleriz” şeklinde bir başlığı tartışıyorlar. Belki de, Ruslar bu sahte haberlerle ülkelerin yönetimlerini –tarihin en talihsiz— seçimleri ile zayıflatıyorlardır. Belki de böylesine bir strateji vardır. İngiltere’deki duruma bakın (Brexit), ABD’deki Trump örneğine bakın.. Daha başka örnekleri düşünün. Belki de amaç, budur..

Matematik siyaseti de şekillendirir ekonomiyi de !!!

Bazı eğitimsiz insanlar, matematik hakkında ileri geri konuşsalar da, bugünün seçimleri ya da hükümeti bile bir matematiktir. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bakın; sürekli bu matematiği takip ediyor ve yeni denklemler kuruyor. Matematik yetersiz ise, gidip başka partilerle birleşiyor ve matematiği hala tutturuyor. 

Ama başarı derken; not edelim ki, siyasette bu kadar başarılı matematik kullanma, nedense ekonomide aynı başarıyı yakalayamıyor. Türk Telekom’un, ya da THY’nin durumuna bakın. Benzer bir durum Enerji firmalarında da var deniliyor. Ya da köprülerdeki, otoyoldaki ve gelmekte olan nükleer santrallardaki matematik zaman içinde ters tepecek gibi gözüküyor. 

 

Matematik sevmeyen ölsün



Bir şarkının adına nazire yaparcasına yazdık ama matematik bilmeyen hakikaten hayat içinde yanlış kararlarla aşağıya doğru gitmeye mahkum. Bunu 2 yıl önce İngiliz Bilim Derneği Başkanı şöyle ifade etmiş; 

"Vatandaşlar matematik ve bilim öğrendiğinde, iyi kararlar vermek için gereken teçhizata sahip olmuş olacaklar. O zaman sağlıkları, iklim değişiklikleri ya da mobil telefon baz istasyonları konusunda daha akıllıca düşünmeye başlayacaklar. Bunu yapmak için çok genç insanların bilim ve matematik konusuna ilgilerinin çekilmesi gerekiyor. “

Ülkemizdeki PISA sonuçlarında ülkemizin 65 ülke arasında 45ci sırada olması da büyük talihsizlik ve bugün politik olarak geldiğimiz durumu da adeta anlatıyor. Şimdi düzeltmek için başlasak bile en az 20-25 yıl sonrasında düzelebilir. Ama bugün yaptığımız müfredat ortada.

Son olarak, büyük matematikçi Maryam Mirzakhani’yi anmak için onun 2014’de yayınlanan bir röportajının linkini verelim [6].


[1] Maryam Mirzakhani, Stanford mathematician and Fields Medal winner, dies

[2] Matematiğin Kısa bir Tarihi

[3] Research: Poor math skills affect legal decision-making

[4] Estonya Sınırında Nato Görevine Yollanan Danimarka Askerleri Rus Yanıltmasına Karşı Eğitildi

[5] Matematik ve Bilim Bilmeyen Ergenler Kendi Hayatlarında Karar Vermekte Zorlanıyor

[6] Maryam Mirzakhani: 'The more I spent time on maths, the more excited I got'

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur