03 Ekim 2015

Erken seçime giderken, internet neden böyle? Yavaşlamanın nedeni ne?

İnternetteki yavaşlatmalar haberleşme hakkının ihlalidir

7 Haziran seçimlerinin bir şekilde sayılmadığı ve erken seçime gidildiği bugünlerde, sayılmayan seçimin sonuçlarının yarattığı karmaşık (terör) ortamdan internet de nasibini alıyor gibi gözüküyor. Tivibu-Uydu.net gibi hükümete yakın internet servis sağlayıcıların kullanıcılarına Twitter’ı engellediği şeklinde şikayetlerin yanı sıra, Cumhuriyet gazetesi ya da diğer muhalif haber yayınlayan sitelere erişimin tamamen olmasa da zorlaştırılarak, engellendiği görülüyor.

 

Peki bu nasıl oluyor?

 

Kısaca söyleyelim; musluğun başında oturanlar musluğu kısıyorlar. Nasılsa bilen, ilgilenen, farkında olan yok.

Dünyada uzunca bir süredir tartışılan bir konu var; ağ tarafsızlığı (net neutrality).  Önceleri ticari kaygılarla ihlal edilen net tarafsızlığı, bizim gibi ülkelerde siyasi amaçlı olarak da ihlal ediliyor.

Ülkemizde insanlar internet kullanıyor ama kalitesine dikkat etmiyor. Dolayısıyla dünyada ve AB’de çok popüler olan bu konuda yeterli farkındalık yok. Umarız bu yazıdan sonra olur.

 

Tak Tak… Orada Network Neutrality farkındalığı var mı?

 

Ağ tarafsızlığı basitçe, ağın üzerindeki içeriklerin tümüne erişimde eşit şartlar uygulanmasına verilen addır.

Bu konudaki ilk tartışmalar 2005 yılında Skype benzeri bir uygulama için ABD’deki operatörlerin yaklaşımı üzerine başladı[1].  Daha sonra YouTube konusunda devam etti. Amerikalı operatörler kendi video servislerinin seyredilmesi için YouTube’e giden müşterilerinin bant genişliğini daraltmaya çalıştılar. O gün bugündür bu konu hem ABD’de hem de AB’de hararetle tartışılıyor.

Türkiye’de de BTK bu konuda bir tek uygulama yaptı ve 2012 yılında TTnet firmasına 250.000 TL cezayı “ağa tarafsızlığını ihlal” nedeniyle verdi[2].

Yani ülkemizde net tarafsızlığının ihlal edilmişliğinin bir örneği önümüzde duruyor.

 

Hukuka aykırı bir yaklaşım

 

Net tarafsızlığını ihlal yani kullanıcının elindeki bant genişliğini kısmak, yani haberleşme hakkını engellemek anlamuna geliyor. Bir nevi “sabır testi” denilebilir. Bu yolla, kullanıcı bıktırılıp, “amannn bu çalışmıyor herhalde” dedirtiliyor.  Başka bir deyişle, hem kullanıcının istediği içeriği okuma hakkı elinden alınmış, hem de ilgili sitenin kullanıcıyla ilişkisi sınırlandırılmış oluyor.

Yani insanların haberleşme hakları, müşterisi olduğu ve para ödediği İnternet Servis Sağlayıcı tarafından gasbedilmiş oluyor.

 

Ama bu hukuka uygun mudur?

 

Değil. Çünkü birincisi ödediğiniz paranın karşılığında, ayıplı bir servis almış oluyorsunuz. Ama daha önemlisi haberleşme hakkınız ihlal ediliyor.

ABD’de bu nedenle Senatör Al Franken, bu konunun Anayasa’nın birinci maddesi içinde olduğuna işaret etti.

 

Engelleme kararı var mı?

 

Bu konuda hemen akla gelen bir şey de, “acaba engelleme kararı var mı?” şeklinde. Ama görüdüğümüz kadarı ile bu yavaşlatılan sitelerde, bazı haberler için “engelleme” kararı olmakla birlikte, sitelerin tamamının kapatılmasına yönelik bir karar bulunmuyor.

Yapılan yavaşlatma tamamen hukuksuz (bunu adil hizmet kotası uygulaması ile karşılaştırabilirsiniz).

 

DDOS saldırısı olabilir mi?

 

Bugün bir gazetemizin sitesine erişimin zorlanması konusunda bu tür yorum yapanlar olmuş. DDOS saldırıları genellikle siteleri tamamen erişime engellerler ve performans açısından bir sure yapılırlar.

Gördüğümüz olay ise daha çok sınırlandırılmış bant genişliği gibi duruyor. Yani filan sitenin filan filan IP’lerine giden bant genişliği kısılmış.

Türk kullanıcılar ödedikleri paranın karşılığı olan interneti sorgulamıyor

Ülkemizde Twitter-YouTube’ün tam olarak engellenmesi dışında, internetle ilgili duyarlık nedense çok düşük. Bu konuda 15 yıldır yazdığım için bilerek söylüyorum. İnsanlar ödedikleri paraya karşı aldıkları servisi olduğu gibi kabul edip ses çıkarmıyorlar. Ama aslında büyük sorun var.

Sorunlar şunlar;

Genel anlamda anlaşma yapılarak parası ödenilen paketin karşılığı verilmiyor

(Örneğin 2006’da ilan edilen 8 MB’e kadar servisinin kandırmaca olduğu çok açık.. Çünkü ölçümlediğinde uzunca bir süre 1 MB’lerde gözüken servis verildi[3]. 8 nerede? 1 nerede? En azından 4’lerde olmalıydı ya da tam tersine paket 2MB’e kadar denilerek satılmalıydı)

Yapılması gereken fiber altyapının ancak 1/5’indeyiz.

Bu konuyu defalarca yazdık ve çizdik. Fiber yatırımlar eksik. Üstelik Ulaştırma Bakanlığı’nın 2 sene once aldığı karar bakarsanız, fiber yatırım yapacak firmaların Türk Telekom’dan izin alması gerektiğini görürsünüz.  Siz Türk Telekom olsanız ve bu hak size verilse, rakiplerinize izin verir misiniz? Onlara izin vermediğinizde rekabet olmayacağına gore siz yatırım yapar mısınız?

 

Rekabet BTK eliyle engellendi

 

Devlet Denetleme Kurulu’nun 2010 raporuna bakarsanız, oradada göreceğiniz üzere, İnternet ve Telekom konularında rekabet sorunu var. Ama rapora bakmaya da gerek yok; etrafınıza bakın .. kaç tane internet servis sağlayıcı kaldı?

 

Siyasetin gölgesi

 

Bu madde, önceki maddelerin hepsini de içermekle birlikte son 2 yıldır siyasetin gölgesi çok yoğun. İnternet kanununa yapılan eklemelerle, içinden çıkılmaz bir hale gelen duruma ek olarak, yukarıda anlattığımız hukuksuz durum da söz konusu

 

Ne yapmak lazım?

 

Hem siteler, hem de kullanıcılar açısından yapılacak şey; hukuki bir tespittir. Bu tespiti çoklu yerden (İzmir, Bolu, Aydın, Kırşehir vsvs) ve çoklu siteye erişim hızını tespit ettirerek ortaya koymak mümkündür. Ondan sonra hukuki mercilere şikayet etmek lazım.

Bu internet kullanıcısının haklarını savunması anlamına gelecektir.  Bakalım bunu takip edecek kollektif kullanıcı sayısı ne kadar olacak?

[1] EMİN KÖKSAL : Ağ tarafsızlığı ilk Olarak Skype Benzeri Bir Uygulama Bloklandığında Konuşulmaya Başlandı

[2] Türkiye'de Ağ Tarafsızlığı (Net Neutrality) Konusunda İlk Karar Verildi

[3] Dünya'nın En Hızlı 100 Şehri Arasında İstanbul'un Adı Yok / En Hızlı Güney Kore

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur