21 Ocak 2015
1 yıldır bazı yayın organlarında, sürekli "Kriptolu Telefonlar Dinlendi" başlıklı haberler görüyoruz. Kriptolu telefonların dinlenmesi ile kastedilen, Genelkurmay Başkanı dahil, üst düzey Türk yöneticilerine MİT tarafından verilen ve Tübitak tarafından geliştirilen "Kriptolu Telefonların" dinlenmiş olması. Dolayısıyla son derece ciddi bir konu. Muhtemelen ulusal güvenliğimizi de tehdit eden bir durum. 1 yıldır okuduğumuz haberlerin içinde ciddi çelişkiler ve teknik yanlışlıklar görülüyor. 2015'e girerken, okuyucularımız için bunları inceledik ve özetledik.
Bu sabaha, TİB ve TÜBİTAK’tan 28 kişinin “telefon dinlemeleri” nedeniyle yapılan gözaltına alınması operasyonu ile uyandık. Bu operasyon uzunca bir süredir, gazetelerde dillendirilen bazı iddialar nedeniyle beklenen bir operasyondu. Ama çeşitli çelişkileri de beraberinde getiren bir durum olduğu görüşü hakim. Bunları inceledik.
Yeni Kripto Telefonlar Hazır
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın 2 hafta evvel yaptığı açıklamaya göre, TÜBİTAK'ın yeni ürettiği kriptolu telefonlar yılın ilk günlerinde İstanbul'da Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun onayından geçti. Işık'ın verdiği bilgiye göre yeni telefonlar, daha önceki kriptolu telefonlarda tespit edilen korsan yazılımlardan temizlendi. Işık, "Kriptonun güvenliğini 3 katına çıkardık" dedi. Işık, yeni üretilen telefonda Linux tabanlı bir yazılım kullanıldığını söylüyor:
"Eski Telefonlarda bazı korsan satırlar tespit ettik. Korsan satırlar, yazılımda. Mesela şifreyi tutan, saklayan bir yazılım koymuşlar öncekinde. Şimdi onların hepsini temizledik, kriptonun güvenliğini üç katına çıkardık ve yazılımı komple satır satır elden geçirdik. Linux tabanlı bir yazılımdır bu da ama yazılım komple yenilendi desek doğru."
Işık 164 kişinin kullandığını söylediği eski telefonların hem kriptolu, hem de kriptosuz konuşmaya uygunken yeni telefonların sadece kriptolu görüşmelere uygun olduğunu belirtti ve yeni kriptolu telefonların teslim edilmesinden sonra amacın vatandaşlara yönelik kriptolu telefon üretmek olduğunu ve bu konuda bir teşvik çağrısı bulunduğunu da açıkladı :
"2016'nın Haziran'ında projenin bitmesi gerekiyor. Ondan sonra ne kadar sürede ticarileşir onu bilmiyorum"
Bugünkü açıklamaların belli başlı noktaları bu şekilde; Ama bu haberdeki; “güvenliği 3 kata çıkardık” cümlesi hayli ilginç geldi. Bu 3 kat nasıl hesaplanmış bilemiyoruz. Mesela neden 2 kat değil de, 3 kat? Bunu soruyoruz çünkü, 1 seneden bu yana yayınlanan tüm kriptolu telefonlar dinlendi haberleri çelişkili ya da abartılı. Ya bilgisiz birileri tarafından yazılıyor, ya da amaçlı yazılan haberler bunlar.
Örneğin burayı tıklayarak ulaşacağınız, A Haber’de yayınlanan haberde “şifreler bir bir denenerek çözülmüş” gibi bir ifade var ki, "akla zarar". Buna ya gülünür ya da “herhalde bahsettiği şey Kripto Telefon değil” denilebilir. Bunu söyleyenleri, en iyisi Amerikan gizli servisi NSA ile İngiliz gizli servisi GCHQ'ya havale edelim. Demek ki NSA ya da GCHQ yeterince akıllı değiller ki, şifreleri birbir denemek yerine senelerdir, cihazlara sızmaya çalışıyorlar[1].
Abartılı ya da yanlış dediğimiz haberlerden belli başlılarını, yazımızın en altında okuyucularımız için özetledik. İçlerinde linkler de var. Merak edenler haberlerin orjinallerini de okuyabilirler.
Haberlerdeki çelişkileri daha iyi anlatabilmek için kısaca "teknik anlamda kripto telefon" nedir ona da bakalım[2];
Kripto, ingilizce "crypto" kelimesinden alınma ve "şifre" anlamına geliyor. Yani kripto telefon demek şifreli haberleşen telefon demektir.
Kripto telefonlar, elektronik takibe karşı güvenlik sağlamak için geliştirildiler. Kripto telefonlar, sinyalleri şifreleyerek, her türlü dinlemeyi engellerler. Kripto telefonun çalışması için her 2 uçta da kriptolu telefon cihazı olması gerekir (bu nokta önemli).
Bu telefonların içinde, şifrelemeyi ve çözümü yapacak bir şifreleme işlemcisi bulunur. İşlemcinin içinde 2 algoritma bulunur. Bir tanesi anahtar için anahtar değişim protokolü, diğeri ses şifreleme için simetrik anahtar algoritması. Bu ikili algoritma ile telefonlar karşılıklı olarak teyitleşme kodları yollayarak konuşmayı sürdürürler. Eğer bu kodda bir tutarsızlık varsa, araya biri girdi anlamına gelir ve görüşme yapılamaz.
Kodlar, her telefon görüşmesi için özel üretilir ve konuşma bittiğinde silinir.
128 bitlik bir AES şifrelemeyi deneme-yanılma yöntemiyle çözmek için 2126.1 ve 256 bitlik bir AES şifrelemeyi çözmek için 2254.4 olasılık denemek lazım. Bunu şöyle ifade edelim; bu kadar sayıdaki olasılığı denemek için bir kaç milyar yıl gerekiyor[3].
Bu nedenle dünyada hiçbir devlet araya girerek kriptoyu çözmeye çalışmıyor. Kriptolu haberleşme pasif araya girerek değil ancak telefon gibi görüşme yapılan cihazlara yüklenecek böcek yazılımlar vasıtasıyla kriptosuz halde iken yakalanabilmekte ve dinlenebilmektedir. Bu nedenle, NSA gibi kurumlar kriptolu haberleşmeyi dinleyebilmek için milyonlarca bilgisayara zararlı yazılım yüklemeyi planlanmış ve belki de daha fazlasını gerçekleştirmişlerdir.
Şimdi sizlere gösterelim; burayı tıklayarak detayına ulaşabileceğiniz ve sağ tarafta resmini gördüğünüz, TÜBİTAK tarafından geliştirilen ve üretilen kriptolu cep telefonundan bahsediyoruz. Türkiye bu telefon ile "Kriptolu cep telefonu üretebilen 6 NATO ülkesinden biri haline gelme" gururunu duyuyor.
Daha fazla detay isteyenler buraya da bakabilirler.
Bu sayfada verilen bilgilere göre, cihazın çalışma sistemi şöyle: Görüşme başlangıcında iki cihaz karşılıklı olarak birbirlerinin sertifikalarını kontrol edip tek kullanımlık kripto anahtarını oluşturuyor. Anahtar oluştuktan sonra, cihazın mikrofonundan alınan ses, matematiksel fonksiyonlardan oluşan kripto algoritmalarıyla verilere dönüştürülüyor. Matematiksel bilgiler ses kanalından değil, GSM şebekesinin veri kanalından diğer cihaza aktarılıyor. Aktarılan cihazdaki kripto anahtarı, bu matematiksel verileri tekrar sese dönüştürüyor.
Görüşme sonlandıktan sonra iki tarafta da kullanılan kripto anahtarı siliniyor. Dinlenilmeye çalışılan cihazın kripto anahtarı elde edilemediğinden, kriptolu veriler çözülemiyor.
Ulusal Basında Son 6 Ayda Yayınlanan Kriptolu Telefonlar Dinlendi Türü 20 Kadar Haberdeki Yanlış ve Çelişkiler
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile oğlunun bant kayıtları sızdıktan sonra başlayan "kriptolu telefonlar dinlenmiş" tartışmaları, daha sonra yerini gazete haberlerine bıraktı. Olayı bu haberlerden takip ediyoruz ve anlamaya çalışıyoruz.
Bu haberler son 1 yıldır sürüp, gidiyor (biz son 6 ayın haberlerine baktık). Orwell’in 1984’ünü anımsatır şekilde, birisi bir haber veriyor, sonra öbürü o haberi "yok o dinlememiş" deyip değiştiriyor, sonra bir başkası haberi ters-yüz edip, başka şekilde veriyor; rakamlar değişiyor, dinlenenler değişiyor, dinleme yöntemi değişiyor, dinleyenler 4 kurum oluyor sonra bir kurum oluyor vsvs..
Ama kriptolu telefon dinlemesi yapılmış ise, ucu ulusal güvenliğe gidebilecek bir durum. Çünkü dinlendiği söylenen insanlar bu ülkenin başbakanı, genel kurmay başkanı gibi insanlar. Diğer konular bir yana, bu görüşmelerin bazılarında mutlaka ulusal güvenlik vardır. Bu nedenle, ülkedeki herkesi ilgilendiren bir konu ve karanlık noktaların aydınlatılması lazım.
Ama "ne olmuş anlayalım bir?" türü bir tarama yaptığınızda, son 6 ayın haberlerinde önemli çelişkiler var. İncelediğimiz haberler ve linkleri, okuyucularımızın kendilerinin de görmesi için en alta ekledik. O haberlerdeki önemli detaylardaki çelişkileri --merak edenler için-- özetleyerek buraya aldık, bakın hangi konularda karmaşa var :
1. Bakan Fikri Işık sözleriyle, kriptolu telefon sayısı uzun süre 164 olarak veriliyor. Sonra bu sayı nedense 161'e düşüyor.
2. Dinlenen telefon sayısı 80 ile başlıyor, 76’ya ve en son 31’e kadar düşüyor.
3. Önceleri, sadece Tübitak suçlanırken, daha sonra 3-4 ay, daha fazla kuruluş yani TİB, Tübitak, Yargı ve Emniyet ortak çalışmış ifadeleri kullanılmış. En son TİB’de tek başına dinleme kabiliyeti var ve dinlemiş ifadesi var.
4. İlk başlangıçta "Tübitak yazılımda açıklık bıraktı, dinleme buradan yapıldı" denilirken, sonra 3 kurum, daha sonra 4 kurum beraberce çalışarak dinlediler, dedikten sonra bakan Fikri Işık suçlamayı büyütüyor ve "Amerika ve Almanya ile işbirliği yapılmazsa, parallel örgüt kriptolu telefon dinleme yapamaz" diyor ama son olarak 16 aralık günü Türkiye gazetesinde "Kriptolu telefonları TİB dinledi" haberi yer alıyor.
5. Önce "Abdullah Gül dinlenmiş", "Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları dinlenmiş" ibaresi var. Sonra bunlardan hiç bahsedilmiyor.
6. Kimlerin dinlendiği konusunda bir türlü uzlaşma sağlanamıyor. Zaten "şu dinlenmiş, bu dinlenmiş"haberleri bir kıvılcım gibi parlıyor ve sönüyor. Bunlara dair detayları --yani bu dinlemelerle nereye varılmış vs--, "bu dinlemeler konusunda bir işlem yapılmış mı?" bilemiyoruz.
7. İlk dönem haberlerinde, aylarca-yıllarca dinleme var deniliyor ve hatta Erdoğan 21 ay, Taner Yıldız 3,5, Gül 2 yıldır dinlenmiş diye süre de veriliyor. Ama son bilirkişi raporuna göre 2013 eylül-aralık arasında 3 ay boyunca dinleme yapılmışa dönülüyor.
8. Aynı konuda başka bir çelişki, kriptolu telefonların 2012 sonunda dağıtılmış olması. Buna karşın olaylar 2013 sonunda patlak verdi. Yani kriptolu telefonlar en fazla 1 sene dinlenmiş olabilir. Daha uzun dinlemeler için nasıl ya da ne düşünülmelidir?
9. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık 2014 eylül ayında, “kriptolu telefonlar dinlenemez”derken, 3 ay sonra 2014 aralık ayında “kriptolu telefonlar dinlenmiş” diyor.
10. İlk haberlerde inceleme ve tespiti Tübitak yaptı denirken, aralıktaki haberde, Gölbaşı Savcılığının 8 bilirkişisinden bahsediliyor.
11. Önceleri bilirkişilerin/uzmanların yaptığı inceleme için süre olarak "2 ay" denilirken, en son "3 ay"da karar kılıyorlar. Ancak dikkatli bir gözle ve hesaplayarak bakarsanız, gazetelerdeki tarihlere göre bilirkişilerin, bu raporu 1 ay içinde yazmış olmaları lazım. (Çünkü, Gölbaşı Savcılığındaki TİB soruşturması Nisan sonu Mayıs başında başladı, Savcılar soruşturma kapsamında yedek almak için Haziran ayının başlangıcında TİB’e gittiler, bilirkişiler Temmuz ayında göreve başladı, 10 ağustos 2014 tarihli Sabah gazetesine göre bilirkişiler raporu Gölbaşı Savcılığı'na göndermişler)
12. İlk dönemdeki açıklamalardan birisi, kriptolu telefonların içine kayıtlar alındığı ve güncelleme bahanesiyle telefonların toplanarak bu kayıtların içlerinden alındığı şeklinde. Bu da ilginç; burada 3 soru var; Güncellemeler, bu kadar sık yapılıyor muydu? Ya da yukarda resmini gördüğünüz telefonun neresine ne kadar bilgi kayıt edilebiliyor? Son soru da şu; Madem kayıtlardan alınan bilgiler var, 17 aralık sabahındaki Tayyip Erdoğan ile oğlu arasındaki görüşmenin kayıtları telefondan ne şekilde çıkarılmış, o arada, onların telefonlarında güncelleme yapılmış mı?
13. Ankara Cumhuriyet Savcılığı, dönemin YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun şikayeti ile 2009 yılında, “TİB’de kriptolu telefon dinleme kabiliyeti var mı?” diye Ankara Cumhuriyet Başsavcısı 2 kere baskın ve detaylı bir çalışma yaptı[4][5]. Bir kayıt bulunamadı. O dönem AKP’nin ileri gelenlerinden Salih Kapusuz da “AKP'li Kapusuz: TİB yasadışı dinleme yapmaz” açıklaması yapıyordu. (Bkz : Kapusuz: TİB yasadışı dinleme yapmaz). Bu dönemin savcılık raporu, Gölbaşı Savcılığına verilen rapor ile karşılaştırıldı mı?
14. İmajı alınan sunucu sayısı eylülde Habertürk'e göre 2200, 2 hafta önce Milliyet Gazetesindeki 2 milyar saat kayıp haberinde 1300 sunucu denildi. Bir ara 1800 sunucudan bahsedildi. Hangisi doğru?
15. TİB’de neler bulunduğu konusunda da mutakabat yok. Birileri "şunlar bulundu" diyor, diğerleri "bunlar bulundu" ya da "şu kadar sunucu, bu kadar sunucu" diyor vsvs..
Görüldüğü gibi bu haberlerde çelişkiler var. Bazı açıklamalar teknik anlamda "nasıl yani?" diye sorduruyor. Üstelik 6 ay gibi kısa bir sürede, bu kadar çelişkili haber yayınlanması, durumu daha karmaşık hale getiriyor. Ama haberleri okuyan, teknik bilgisi olmayan ya da gün gün okuyup analiz etmesi gerekmeyen kişiler ise, bu teknik "nasıl yani?"lerin önemi kalmıyor tabi ki..
Bunlara bakarken, "acaba gazeteciler mi anlamadığı bir konuda haber yazmış?", yoksa "açıklama yapanlar, mesela Bakan Işık birileri tarafından yanıltılmış mı?" ya da "haberlerin bazıları amaçlı mı verilmiş?" diye düşünüyoruz. Ama bunların ortalamasını alıp, şu soruları ortaya atıyoruz. Kamuoyunun bu soruları öğrenme hakkı var. Çünkü kriptolu telefonlar sadece dinlenenleri değil, ulusal güvenliği tehdit altına atmış olabileceği için kamuoyunu da ilgilendiriyor..
Bu çelişkiler ve haberler, kafada bazı sorulara yol açıyor. Bu sorulara bakalım;
Kriptolu Telefonların Güvenliğine ve Ulusal Güvenliğe Dair Sorular
1. Yayınlanan ses kayıtlarının hangileri, kripto telefonlarla yapılmış? Yani kriptolu haberleşme sistematik bir dinlemeye mi uğradı?
2. Ya da yukarıda verdiğimiz paragrafta, Fikri Işık, kripto telefonların, kriptolu ya da kriptosuz kullanılabildiğini belirtiyor. Bu durumda, yapılan dinlemeler, kriptolu-kriptolu görüşmelerinden mi alınmış, kriptolu-kriptosuz görüşmelerden yapılan dinlemeler de var mı?
3. Kriptolu telefonlar dinlenmişse, acaba ulusal güvenlik açığı doğmuş mu?
4. İlk kriptolu telefonları dağıtan merci Tübitak değildi, MİT idi. Burada MİT ile ilgili bir şey duymuyoruz. MİT bu kriptolu telefonları dağıtırken, güvenliğini incelememiş mi?
5. Ya da daha ilginci, telefonun NATO standartlarında SCIP protokolünü kullanan bir telefon olduğu belirtiliyor. Eğer korsan yazılım ya da açık varsa, NATO standartlarını nasıl sağlayabildi?
6. Kripto çözülmüş ise nasıl çözülmüş? Türkiye’de mi çözülmüş? Ya da dünya üzerinden başka bir yerde çözülmesi mümkün müdür?
7. Yeni üretilen kripto telefonların güvenliğinden nasıl emin olunuyor? 3 Kat daha güvenli olduğu nasıl biliniyor? Mesela yeni telefonun Linux tabanlı olduğu söyleniyor ama ilk hali de Linux idi. Aradaki fark nedir?
8. Aralık ayındaki haberlerde, savcılık ses incelemesine izin vermedi deniliyor. O zaman TİB’de ses dosyaları olması lazım. Bu kayıtlar var mıdır? Konunun öznesi bu kayıtlar olmasına karşın, bu kayıtlardan hiç bahsedilmiyor.
9. İçerik incelemesi; Savcılık içerik incelemesi konusunda da “sonra yapılabilir” diyor. O zaman kriptosu çözülmüş bir ses kaydından bahsediliyor. Ama bilgi çıkışı olmadı deniliyor. O zaman TİB’de bu kayıtlar var mıdır? Yoksa nasıl çıkarılmıştır, tespiti yapılmış mıdır?
10. TİB pasif dinleme yapıyor diye biliyoruz. Ama kriptolu telefonunun pasif araya girme yöntemi ile dinlenmesi mümkün değil. TİB’in, bu nedenle, sadece Tübitak kriptolu telefonlarını değil Skype, Viber, Tango vb. kriptolu haberleşme görüşme sağlayan uygulamaları da takip edemediği, yine bu nedenle, Twitter, Facebook Gmail vb. şifreli haberleşme ile çalışan uygulamaları da takip edemediği şeklinde bir bilgimiz var. Bu bilgi yanlış mıdır?
11. Kriptolu telefonlar için Bakan Işık "bazı korsan satırlar tespit ettik" diyor. Normal şartlar altında, suç işlenmişse, bu telefonların savcılığa teslim edilmesi gerekmez mi? Bu şekilde inceleme "yetkisiz" olmuyor mu? Ya da inceleme yapıldığında ve satırlar kaldırıldığında, acaba delil karartma yapılmış olmuyor mu?
12. TİB kriptolu telefonu dinlemiş ise, ortada bir mahkeme kararı var mı? Yoksa, bu karar olmadan nasıl dinlendiğine dair bir tespit var mı? TİB bu konuda hangi suçları işlemiş?
13. Yabancı ülkelerin karışmış olabileceği belirtiliyor. Bu konuda bir işlem yapılacak mı?
14. İçerik incelemesi denilmesinin bir yorumu da, kriptosu çözülmüş bir ses kaydı var demek ki. Peki bu kriptolu telefonlarda güvenlik sorunu varsa, bununla ilgili hangi işlem yapıldı?
15. 1 yıldır inceleme sürüyor. Bu incelemelerin sonuçlarının basında yayınlanan, belki yanlış, belki amaçlı haberler yerine kamuoyuna resmi ve daha net bir açıklama yapılması gerekmez mi?
16. Bütün bu dinlenen kişilerin, neden dinlendiğine dair ve bu dinlemelerden sonraki aşamalar hakkında daha detaylı bir rapor yayınlanacak mıdır? Kamuoyu ve en azından dinlendiği belirtilen kişiler bunu beklemektedir.
Bu ve bunun gibi sorular için kamuoyu açıklama beklemelidir.
Anlayacağınız herhalde çok teknik bir konu olduğu için, hala bir şeyler yerli yerine oturmamış, bir iddiada bulunacaklar ama neyi, nasıl söyleyeceklerini, ya da neresinden yakalayacaklarını bilemeyenler var gibi bir görünüm sergileniyor. Kısacası çok soru ve kafa karışıklığı var. "Bir şöyle, bir böyle" denildiğini görüyoruz.
Ama bir daha söylüyoruz, bu konu çok önemli, halkı da çok yakından ilgilendiren bir haber, "birilerinin telefonları dinlendiği" için değil ama "ulusal güvenlik" açısından. Ciddiyetinin de, kulaktan dolma ya da amaçlı haberlerle altüst edilmesini de doğru bulmuyoruz;
Son 6 ayda, “kriptolu haberler dinlendi” başlıklı haberleri taradık ve bakın nasıl bir liste çıktı; İlk söylenebilecek şey, haberler ağırlıklı olarak hep aynı yayın kuruluşlarında yer alıyor ve haberlerde ciddi çelişkiler var. Yukarıda çelişkilerini özetlediğimiz haberleri merak edenler için aşağıya sıraladık; (linkleri içinde bulabilirsiniz);
TEMMUZ haberlerinin özeti:
TİB-MİT-Emniyet-YARGI beraber dinlemiş. Tübitak Suçlu. Kayıtlar Telefonlarda Depolanmış, Güncelleme ile Alınmış. IMEI Üzerinden Dinlenmiş. Genel Kurmayın kendi şifrelemesi bile kırılmış, işe yaramamış
1. 23 temmuz tarihinde Sabah gazetesinde yayınlanmış haberde, Kripto'da Sinsi Oyun başlığı altında. TİB, MİT, Emniyet beraberce dinlemiş deniliyor. Yüksek düzeyli insanların kriptolu telefon kullanması teşvik edildi denilirken, önce Tübitak'ta bir kadrolaşma olduğu, bu kadronun "kriptoların çözümü için sertifikasyon geliştirdiği ve tescillediği" ve sonra güncelleme bahanesiyle telefonlara kayıt yazılımı yüklendiği belirtiliyor. Sonra da yine güncelleme sırasında bu kayıtlar ustaca dışarı alınmış (yani bu durumda, kayıtlar telefonların kendisinde depolanmış, bunu söylemek bile bu işten çok uzak birilerinin hikaye uydurduğu anlamına geliyor) ..
Bu arada bu haberde, Genelkurmay'ın özel önlem aldığı ve kriptoların birbirini tanımasını sağlayan sertifikasyonu paralel yapının kontrolündeki TÜBİTAK'tan edinmediği ve kendi sertifikasyonunu geliştirdiği, ama bu önlemin işe yaramadığı yani şifrenin kırıldığı notu var.
2. 19 Temmuzda Star Gazetesinde Kriptolu telefonları IMEI'den dinlediler başlıklı haberde; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık yaptığı açıklamada
"Telefonlar, IMEI numaraları ve kripto şifreleri Tübitak tarafından, Emniyet ve TİB’deki paralel ekiplere verilerek dinlendi; verilerin nereye servis edildiğini araştırıyoruz. Yeni kriptolu telefon yapıyoruz. Yıl sonunda biter" diyor. Işık, kripto yazılımında bazı korsan satırlar bulunduğunu, kriptoları yazan iki kişiden birinin ise 17-25 Aralık günlerinde felç geçirdiğini söylerken, hedefin askeri ve stratejik birimler olduğunu söylüyor. Işık haberin devamında :
"Kriptoyu dinleyen içeriden: Dışardan bu kriptolu telefonu dinleme şansı yok, bunu biliyoruz. Ama hırsız evdeyse ne yapacaksınız? Hırsız evde. Kriptolu telefon nasıl dinlenir, kriptoyu yazanlar belli güvenlik açıkları bırakırlar veya kriptonun sertifika ve şifrelerini, güvenlik kodlarını başka yere aktararak dinleyebilirler.
TÜBİTAK’ta üretilen 164 kriptolu telefon, Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, Genelkurmay’dan MİT’e, bakanlardan Anayasa Mahkemesi Başkanı’na kadar devlet büyüklerine verilmişti. 80 telefonun dinlendiğini biliyoruz; başından beri..." diye devam ediyor ve IMEI numaralarıyla dinlendiğini söylüyor.
3. 24 temmuzda Yeni Şafak’tan Abdulkadir Selvi bir köşe yazısı yazmış. Bu yazıdaki bilgiler Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’dan alınmış. Bakan dinlemeleri önce Tübitak zannettikleri ama sonra TİB'in yaptığını anladıklarını belirtiyor ve rakam veriyor, Tübitak uzmanlarının TİB’deki incelemelerinde kriptolu 164 telefondan 80"inin düzenli dinlenildiği tespit edilmiş.
Cumhurbaşkanı Gül % 99.9, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Özel dinlenmiş. Ama TİB'deki kayıtlar silinmiş diyor. Buna karşın, telefonların kendi hafızalarına kayıtlar yapılmış, sonra bu kayıtlar ordan güncelleme sırasında alınmış diyor.
O tarihte tespitlerini savcılığa vereceklerini ve casusluk soruşturmasının açılacağını belirtiyor.
AĞUSTOS haberlerinin özeti :
"Olay % 99.9 Böyle Oldu" İfadesi ile Tahminler Üzerinde Konuşuluyor; Tahminler şöyle devam ediyor; "Yurtdışı Bağlantı var. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı ve diğerleri dinlenmiş. TİB ayağı olmalı. TİB Diskleri silmiş. 80 Telefon Dİnlenmiş. Başbakan Daha Çok Şey Biliyor
4. 9 ağustosta ise Star Gazetesindeki habere göre, Bilim ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, paralel yapının 164 kriptolu telefonu dinlediğini söyledi. Dinlenenler arasında cumhurbaşkanı, başbakan ve Genelkurmay başkanın da olduğuna dikkat çeken Işık,
“TÜBİTAK’taki bilgi TİB’e ulaştırılmasaydı TİB’in kriptolu telefonu dinleme şansı yok. Verilen uçtaki kişiye de kriptolu telefonun şifresi verilmezse yine yapılamaz. Bir kriptolu telefonu dinleyebilmek için, TÜBİTAK, emniyet ve TİB ayağının olması lazım. Hatta yargı ayağının olması lazım. Bu yapıyı da ancak örgüt kurup yapabilir.
Yabancı istihbaratlarla ilişkide oldukları kanaati bizde çok fazla. Hadi Başbakanı siyasi hedefler doğrultusunda dinlediniz. İyi de genelkurmay başkanını, Dışişleri Bakanlığı’nı, MİT Müsteşarı’nı, Cumhurbaşkanlığını, Anayasa Mahkemesi Başkanını niye dinliyorsunuz. Dolayısıyla bunların dış bağlantılarının olmaması mümkün değil.” şeklinde devam etti. Işık, TİB'deki disklerin silinmesi ve cumhurbaşkanının dinlenmesi konusunda da şu bilgileri verdi:
“164 kriptolu telefon var. Diskleri silmişler, ama silerken silemedikleri uç kısımlar kalmış. Tam uçtaki bilgiler çekildiğinde tam 80 tane kriptolu telefonun IMEİ no’sunun kayıtlı olduğunu gördük. Genelkurmay Başkanı, Başbakan, Anayasa Mahkemesi Başkanı gibi önemli kurumlar var. Rast gele 80 no varsa 164 telefonun tamamının numarası girilmiş olmalı ki ancak bunları silmişler.
Yani yüzde 99.9 ihtimalle olay böyle. Cumhurbaşkanıyla Başbakanın yaptığı görüşme dinlendiyse, bu Cumhurbaşkanının dinlendiği anlamına gelir. Şu kesin: 164 kriptolu telefonun imei no’sunu sadece TÜBİTAK bilir. Eğer bunlara TİB’in kayıtlarında rastlanıyorsa demek ki TİB ile TÜBİTAK arasında organik bağ var. Bu aradaki bağı emniyetçilerin kurduğu belli. Yargıyı ne kadar kattılar bilemiyoruz. Şu İMEİ no’lu kritpolu telefonlar uç verildiği IP adresi, gönderen ve gönderilen, kime ait, hangi ülkede kim kullanıyor ortaya çıkar”
5. Yine 9 Ağustos tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın açıklamalarına dayanarak Milliyet’te "Devletin Zirvesine Yeni Kriptolu Telefon haberi" yapılıyor. Işık, TBMM’deki özel sohbetinde Cumhurbaşkanı başta olmak üzere devletin zirvesinin kriptolu telefonlara rağmen dinlenmesine ilişkin kesin verilere ulaştıklarını belirterek,
“TİB üzerinden dinleniyormuşuz. Şebeke halinde çalışmışlar. Kriptolu telefonu dinleme şansları yoktu. Yani TÜBİTAK’taki bilgi TİB’e ulaştırılmasaydı, TİB’in onu dinleme şansı yoktu. Verilen uçtaki kişiye de kriptolu telefonun şifresi verilmezse yine yapılamaz. Bir kriptolu telefonu dinleyebilmek için, TÜBİTAK emniyet ve TİB ayağının olması lazım. Hatta yargı ayağının olması lazım. Bu yapıyı da ancak bir örgüt kurup yapabilir” diye konuşuyor ve “Yabancı istihbaratlarla desteği var mı?” sorusuna,
“Yabancı istihbaratlarla ilişkide oldukları kanaati bizde çok fazla. Niye çünkü şöyle düşünün; Hadi Başbakanı siyasi hedefler doğrultusunda dinlediniz. İyi de Genelkurmay Başkanı’nı niye dinlediniz? Dışişleri Bakanlığı’nı niye dinliyorsunuz veya MİT Müsteşarı’yla senin ne işin olabilir? MİT, devletin gizli kurumu. Milli Savunma Bakanlığı’na niye dinliyorsunuz? Cumhurbaşkanlığı’nı niye dinliyorsunuz? Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı bile niye dinliyorsunuz? Dolayısıyla bunların dış bağlantılarının olmaması mümkün değil” yanıtını veriyor. Işık, “kanıt var mı elinizde” sorusuna karşılık da,
“Emareleri yargı ortaya çıkaracak” cevabını veriyor. Işık, TÜBİTAK’ın 164 kriptolu telefonun dinlendiğini belirtirken, şunları belirtiyor :
“164 kriptolu telefon var. Diskleri silmişler, ama silerken silemedikleri uç kısımlar kalmış. Tam uçlara gidememişler. Tam uçtaki bilgiler çekildiğinde tam 80 kriptolu telefonun IMEI nosunun kayıtlı olduğunu gördük. Orada Cumhurbaşkanı yok ama Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı gibi önemli kurumlar var. Rastgele 80 numara varsa 164 telefonun tamamının numarası girilmiş olmalı ki, ancak bunları silmişler.
Yani yüzde 99,9 ihtimalle olay böyle. Şu kesin 164 kriptolu telefonun imei numarasını sadece TÜBİTAK bilir. Eğer bunlara TİB’in kayıtlarında rastlanıyorsa demek ki TİB ile TÜBİTAK arasında organik bağ var. Bu aradaki bağı emniyetçilerin kurduğu belli. Biz, kriptolu telefonların dinlendiğini biliyorduk ama nasıl, nerede dinlediklerini bilmiyorduk. Niçin dinlediler onu da bilmiyorduk.”
Işık, Başbakan’ın elinde bakanlar olarak kendilerinin de bilmediği bilgiler olduğunu söylüyor.
6. 10 Ağustos Zaman Gazetesi Yakup Saygılı’nın Emniyette Kriptolu Telefonu Çözecek Sistem Yok başlıklı röportajı yayınlanmış. Saygılı satır arasında emniyetin kriptolu telefonları dinleme olanağı yok derken, MİT'in yapabileceğine işaret etmiş.
7. 10 ağustos günü Sabah gazetesi 76 telefon 304 kez dinlendi demişti. Bu haberde 76 telefon 304 işlem yapıldı diyor. 31 kriptolu telefona ait 363 görüşmenin ses kayıtları geri getirildi. Kayıtlar harici hafıza kartı ile dışarı çıkarıldı. TİB’deki casuslar da belirlendi. 8 kişilik bilirkişiler 2 ay boyunca dinlediler deniliyor ama Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den bu sefer bahsedilmemiş.
EYLÜL haberleri :
Bilirkişilerin Raporu savcılığa gönderildi. Erdoğan 21 ay dinlenilmiş. 76 Telefon Dinlenmiş. Tübitak-TİB-Emniyet-Yargı Birlikte Dinlemiş. Genel Kurmay Farklı Şifreleme Kullanmış ama O da Kırılmış, Bilirkişi 3 Ay İnceleme Yapmış, 2,200 Sunucunun Kopyası Alınmış
8. 4 eylülde, Star haberine göre, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, yeni kriptolu telefonların yazılımının hazırlandığı odaya kendisinin bile giremediğini söyledi.
Şimdiye kadar 164 kriptolu telefondan 76'sının dinlendiğini tespit ettiklerini kaydeden Işık, matematiksel olarak değerlendirildiğinde, bu rakamın da üzerinde telefonun dinlendiği sonucuna varabileceklerini kaydetti. Bu kadar kapsamlı bir dinlemenin ancak TÜBİTAK, TİB, emniyet ve yargıda örgütlenilerek yapılabileceğini anlatan Işık, "Biz bunun için 'paralel örgüt' diyoruz. Böyle bir örgütlenme olmadan, bu telefonları dinleyemezsiniz" dedi.
9. 5 eylül günü bir çok gazetede yine Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık’ın açıklamalarına dayanarak kriptolu dinleme haberi yapılıyor. Yalnız bu sefer bakan önceden 80 telefon dinlendi diye bir kaç kez ifade ettiği rakamı Sabah gazetesi gibi 76’ya düşürmüş. Vatan gazetesindeki ilginç bir cümle “matematiksel olarak değerlendirildiğinde bu rakamın (76) da üzerinde telefonun dinlendiği sonucuna varabileceklerini kaydetti”
Bakan, bu kadar kapsamlı dinlemenin TİB, Tübitak, Emniyet ve Yargının beraberce yapabileceğini söylüyor. Posta gazetesindeki ilginç cümleler ise
"Tübitak’ta yapılan kriptolu telefonların yazılımlarında açık bırakıldığını bu yüzden parallel yapı elemanları sayesinde dinlediler" şeklinde. Işık, yeni kriptolu telefonların kimlere verileceğine MGK'nın karar vereceğini söylüyor ama yanısıra Bakan Işık, yine yurtdışı atıfı yapıyor :
“Amerika ve Almanya, parallel örgütle işbirliği yapmaması halinde kriptolu telefonları dineleyemez”
10. 6 eylül günü bir çok gazetede kriptolu telefon dinleme haberi yapılıyor. Bazılarında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık’ın açıklamalarına dayanılıyor. O güne kadar ki en kapsamlı kriptolu telefon dinleme haberini Habertürk yayınlıyor. Bilirkişiden 'kılı kırk yaran' inceleme! başlıklı Habertürk haberine göre: İncelemeyi Gölbaşı Savcılığının 8 bilirkişisi 3 ay süre ile yapmış. 2.200 serverın imajı alınmış. Raporda 3 başlık varmış ; usulsüz dinleme, kriptolu telefonlar ve kayıt silme. Ses kayıtlarının büyük bölümünün kurtarıldığı söyleniyor.
11. 9 eylül tarihli Sabah Gazetesinde benzer detaylar; "Yurtdışı operasyonları bile dinlediler başlıklı haber içinde yer alıyor. Paralel yapı tarafından yasadışı dinlenen 76 kriptolu telefonun 26'sının, MİT ile Genelkurmay'a ait telefonlar olduğunun ortaya çıktığı ve yurtiçi ve yurtdışında yürütülen çok gizli operasyonların dahi dinlenmiş olduğu bilgisi var ki, "ulusal güvenliği mi kastediyorlar?" diye sormak geliyor hemen akla.
Sabah gazetesi, bilirkişi raporunda "Şoke Edici" gerçeklerin ortaya çıktığı belirtiyor ama bu şoke edici gerçekleri, bir kaç aydan bu yana yayınlanan haberleri tekrarlayarak veriyor. Bu haberde Genel Kurmaya ait 26 telefonun dinlendiği bilgisi yeni, 76 telefonun dinlendiği tekrarlanıyor, 304 dinleme talimatından bahsediliyor.
Yanısıra, bilirkişi heyetinin, dinlemelerin süresini, kayıtlarının nasıl tutulduğunu, kimlerin bilgisayarlarından aktarım yapıldığını bir bir tespit ettiği ve elde edilen verilerin kimlere nasıl servis edildiği, gizli operasyonların kimlere sızdırıldığının araştırıldığı belirtiliyor. Yanısıra MİT ve Genelkurmay'ın kullandıkları cihazlara kurduğu ikinci bir şifreleme sisteminin kırıldığı bilgisi veriliyor.
12. 10 Eylülde, Sabah Gazetesinde, büyük manşetle yayınlanmış. İlk defa bu haberde TİB’deki bilirkişilerin Gölbaşı savcılığına gönderdiği rapora atıf yapılıyor. Bu haberde yine 164 kriptolu telefon var deniyor. Ama 76’sı ve 304 kez dinlendi deniyor. Erdoğan 21 ay, Bakan Taner Yıldız 3.5 yıl dinlenmiş deniyor. İlgin cümle “Bu dinlemelerin mahkeme kararı olmaksızın yapıldığı tespit edildi” deniyor.
13. 10 eylülde, Star Gazetesi, bir önceki gün Sabah Gazetesinde yayınlanan bilgileri vermiş; Paralel yapı tarafından yasadışı dinlenen 76 kriptolu telefonun 26'sının, MİT ile Genelkurmay'a ait telefonlar olduğu ortaya çıktı demiş. Habere göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Gölbaşı Cumhuriyet başsavcılığı tarafından kriptolu telefonların dinlenmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında hazırlanan ön bilirkişi raporunun detaylarında şoke eden gerçekler ortaya çıkmaya başlamış.
TİB'de çalışan bilirkişi, devletin zirvesinin kullandığı 164 kriptolu telefondan 76'ısının dinlendiğini tespit etti. Dinlenen kriptolu telefonlara ait 304 ayrı dinleme talimatı belirlendi. Sadece 76 kriptolu telefonun IMEİ numarasına ulaşıldı. Daha fazla kriptolu telefonun dinlenmiş olabileceğine ancak bunun henüz ortaya çıkmadığına vurgu yapıldı.
MİT ve Genelkurmay, telefonların güvenliğini artırabilmek için dış operasyonlarda kullandıkları cihazlara özel şifreli yazılımlarla ikinci bir şifreleme sistemi kurmuş. Ancak paralel yapının dinlemeleri yapabilmek için bu şifreleri de kırdığı ortaya çıkmış.
EKİM haberleri:
Tübitak Paralel Yapı Değil. Gül 2 sene IMEI ile Dinlenmiş. Yeni isimler Ortaya Çıkıyor. MHP-CHP de Dinlenmiş. Tübitak-MKE de Dinlenmiş
14. 6 ekim günü, Hürriyet’in web sitesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın yeni açıklamalarına yer verildi; Bakan bu açıklamasında savcılık soruşturmasından bahsederken 2 dikkat çekici başlık var; “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dinlendiği kesinleşti” ve "TÜBİTAK=paralel yapı denklemini de kabul etmiyoruz"
15. 5 ekimdeki Star haberinde ise, Abdullah Gül'ü 2 yıl dinlemişler deniliyor. Bu sefer, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ait ve '4649' ile biten IMEI numaralı kriptolu telefonun 2 yıl dinlendiği ortaya çıkmış.
MGK, savcılığın talebi üzerine çalışma başlatırken, kriptolu telefonların numaraları ile TİB'de bulunan IMEI'ler üzerinde eşleştirme yaptı. MGK tarafından yapılan eşleştirmede dinleme skandalına yeni isimlerin eklendiği ortaya çıktı. Kesin veriler, MGK Genel Sekreterliği'nce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na kapalı ve mühürlü, "Gizli" ibareli zarfta gönderildi. MGK'nın tespitlerine gore 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ait sonu '4649' ile biten IMEI numaralı kriptolu telefonun da dinlendiği anlaşıldı. Gül'e 2012 yılında verilen K2 Kriptolu telefonunun 2014'ün Şubat ayına kadar '4649' koduyla dinlendiği ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kriptolu telefonların dinlenmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında daha önce TİB'de dinlendiği tespit edilen 76 kriptolu telefonun 26'sının MİT ve Genelkurmay'ca iç ve dış operasyonlarda kullanılan kriptolu telefonlar olduğu tespit edilmişti. Bilirkişinin, TİB'de illegal dinlemelere ilişkin silinen dijital veritabanını kurtarma çabaları sırasında kriptolu telefonlara ait IMEI numaraları tespit edilmişti. Yapılan incelemede Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bakanlara ait kriptolu telefonların belirli periyotlarla aylarca dinlendiği ortaya çıkmıştı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanlığı döneminde Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, AYM Başkanı Haşim Kılıç, eski bakan Ömer Dinçer, Enerji Bakanı Taner Yıldız, eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Efgan Ala, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, eski Aile Bakanı Fatma Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ortadoğu danışmanı Sefer Turan, eski Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı.
16. 7 Ekim günü Hürriyet’in web sitesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın yeni açıklamalarına yer verildi. Bakan bu sefer dinlenen telefon sayısını bir daha değiştirmiş ve 70 diye ifade etmiş.
“Şu ana kadar kriptolu telefonu kullanan hiçbir isimle temasa geçmeyen Gölbaşı Savcılığı delil toplama çalışmalarını tamamladıktan sonra harekete geçecek ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık tarafından dinlendiği açıklanan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ifadeye çağıracak.”
17. 24 ekim tarihli starda bu sefer dinlenilmişler kervanına MHP ve CHP de dahil edilerek, olayın içine çekiliyorlar. TÜBİTAK’a ‘Kripto’yla sızıp MHP ve CHP’yi dinlemişler başlıklı haberde,
"Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün yasa dışı dinlemelerle ilgili hafta başında başlattığı ‘paralel yapı’ operasyonunda gözaltına alınan ekibin, hem sahte belgeler veya belgesiz suçlamalar, hem sahte isimler vererek aldığı hakim kararları, hem de tamamen yasadışı olarak 83 kişiyi dinlediği ortaya çıktı. Dinlenenler arasında AK Parti, CHP ve MHP il başkanları, yöneticileri ve milletvekilleri ile çok sayıda hakim, savcı, emniyet müdürü, gazeteciler ve gazeteci eşleri de var... Dinlenenler listesinde özellikle askeri ve stratejik projelerin yürütüldüğü TÜBİTAK, MKE gibi kurumların yönetici ve mühendislerinin de olması dikkat çekiyor." deniliyordu. Dinlemelerin yoğunlaştığı diğer kurumlar ise askeri ve stratejik projeleri yürüten TÜBİTAK, MKE ve TSK olmuş. Eski TÜBİTAK Başkanı Nükhet Yetiş ile eşi ve Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) Başkanı Mehmet Önder Yetiş. Ayrıca UEKAE Müdür Yardımcısı Süleyman Gökhan Tanyer ile bu projelerde çalışan 5 mühendis, aynı konularla ilgili iki subay, Güdümlü Mermilere Karşı Savunma Projesi ve askeri silah ve mühimmat üreticisi MKE’nin Ağır Silah ve barut fabrikaları müdürleri de dinlemeye alındığı belirlendi. Aynı kapsamda dinlenenler arasında MKE’nin bulundugu Kırıkkale’nin alay komutanı ve burada görevli bazı subaylar ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Daire Başkanlığı’nda bir şube müdürü de bulunuyor.
ARALIK haberleri:
Silinen kayıtlar geri alındı. 31 telefon dinlenmiş. 2013 Eylül-Aralık arasında dinlenmiş. Uydudan veri çıkışı yok.
18. 8 aralık Sabah gazetesi Kriptolu İhanet Deşifre Oldu, başlığıyla çıkmış. 363 görüşmeye ait silinen kayıtları özel programla geri getirildiği ve devlet gizliliği içeren bu görüşmelerin kayıtları savcılık tarafından özel bir kasada muhafaza altına alındığı notu var. Bu haberde 76 telefon dinlendi diyor ama 31 kriptolu telefona ait log kaydı bulundu deniliyor. Haberden bazı bölümler şu şekilde;
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcısı Ali Çalık tarafından yürütülen "kripto ihaneti" soruşturmasında sona gelindi. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda (TİB) kriptolu telefon dinlemesine yönelik soruşturmada, 8 kişilik uzman bilirkişi heyeti 2 ay boyunca TİB'in bilgisayarlarında inceleme yaptı. Ön raporun ardından aynı heyet, elde edilen verilerin analizlerini yaparak nihai raporunu tamamladı. Savcılık, devletin zirvesini yasadışı olarak dinleyen TİB'deki casuslara operasyon için önümüzdeki günlerde düğmeye basacak.
Kozmik görüşmelerin yasa dışı dinlenerek kayıt altına alındığını da somut delilerle netleştirildi. Bilirkişi heyeti, Başbakanlığı döneminde Tayyip Erdoğan, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanlığı döneminde Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın "özel" olarak dinlendiğini tespit etti. Savcılık soruşturmada sona gelirken, TİB'deki casusları da tespit etti.
Savcılık soruşturmasının diğer ayağında, bilgisayarlarda kayıt altına alınan ses kayıtlarının ağırlıklı olarak harici hafıza kartı ile aktarımının yapıldığı sonucuna varıldı. Bu bilgilerin kimlere aktarıldığı halen araştırılıyor. Kripto telefonlara ait IMEI numarasının da kimler tarafından verildiği yönünde de incelemeler devam ediyor.
1- 161 kripto telefondan 76'sı dinlendi.
2- 76 kripto telefonla ilgili 304 işlem yapıldı.
3- Erdoğan, Gül, Davutoğlu, Özel, Fidan, Yıldız özel hedefti.
4- Ses ve log kayıtları kasıtlı olarak silindi.
5- Bilirkişi 363 ses kaydını geri getirmeyi başardı.
6- Kayıtlar, harici diskle dışarıya aktarıldı.
19. 15 aralık Taraf gazetesinin web sitesinde kriptolu telefonların nerede dinlendiği belli oldu haberi yapılmış; Al Jazeera Türk’ten Mustafa Türk’ün haberine atıf yapılıyor. Bu haberde ilk kez görülen bazı detaylar var; inceleme 3 ay sürmüş, “dinlemeler 2013 yılı Eylül-Aralık ayları arası, 161 telefonun 31’I dinlenmiş” deniyor. TİB tek başına yapabilir deniliyor. İçerik incelemesi yaptırılmadı ve uydudan bilgi çıkışı tespit edilmedi diyor. Ekliyor; “inceleme yıllar alır.”
20. 16 aralık günü akşam gazetesi haber yapmış. Al Jazeera kaynaklı haber : “bilirkişiler 3 ay çalışmış diyorlar, 2013 yılı Eylül -Aralık ayları arası 161 telefonun 31’I dinlenmiş” deniyor. “TİB’de kriptolu telefonları hiçbir yerden yardım almadan dinleyecek system bulunuyor” deniyor
21. En son vurgun haberi Türkiye gazetesi 16 aralık günü yaptı. Manşet haber “Kriptolu Telefon Dinleme TİB’in işi” Al Jazeera kaynaklı haber, 2013 yılı Eylül -Aralık ayları arası 161 telefonun 31’I dinlenmiş deniyor.31 kriptolu telefona ait 363 görüşmenin ses kayıtları geri getirildi, inceleme 3 ay sürmüş
22. 17 aralık tarihli Milliyet- Milyarlarca Saatlik Dinleme Gömülecek haberinde,
"300 trilyon belgeye sığan kapasitede dinleme yapıldığı ortaya çıktı ama dosyalara ulaşılamadı; kablo sistemi bile çözülemedi. TİB yetkililerinin tavsiyesi vahim: Binanın gömülmesi gerekir" deniliyor ve haberden bazı notlar şu şekilde :
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan’ın, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) yeniden yapılandırılacağını açıklamasının perde arkasında, kurumda “usulsüz ve yasadışı telefon dinlemelerinin saptanması” amacıyla başlatılan incelemelerde elde edilen sonuçların bulunduğu ortaya çıktı. TİB’deki incelemelerde, 150 Petabyte’lık (PB) sistemde, 50 Petabyte’lık iletişim dinleme verisi bulunduğu anlaşıldı;
Başbakanlık ile Adalet ve İçişleri Bakanlığı’ndan müfettişlerin usulsüz ve yasadışı telefon dinlemeleri konusunda yürüttüğü soruşmalar devam ederken, bilişim uzmanlarından oluşturulan bilirkişiler aracılığıyla kurumun işletim sistemleri mercek altına alındı.
Uzmanların incelemelerinde TİB’de yaklaşık 150 Petabyte’lık (PB) (yaklaşık 153 bin Terrabyte) veri işletim sisteminin kurulduğu ve kurumun faaliyete geçmesiyle birlikte bugüne kadar yaklaşık 50 Petabyte’lık (yalaşık 51200 Terrabyte/yaklaşık 52.5 milyon Gigabyte-1 GB alanda 200 ses dosyası depolanabiliyor) veri depolandığı anlaşıldı.
İşlemleri takibe alan bilirkişiler, depolanan verilerin incelenmesinin uzun yıllar alacağını belirtti. Takibi yapılan telefon görüşmelerinden elde edilen pek çok ses dosyasının da farklı dosya isimleri altında ve dosya uzantılarıyla gizlendiği görüldü.
TİB’in kullandığı işletim sisteminde yaklaşık 1300 ayrı server bulunması ve bu serverlerın yer aldığı farklı işletim sistemleri nedeniyle teknik incelemelerin zorlaştığı anlaşıldı. Ayrıca, kurumun yeni yerleşkeye geçişini takip eden süreçte yapılan kablolama işlemlerinin sırrı da tam çözülemedi. Hangi kablolamanın neden yapıldığı bile tam olarak anlaşılamadı.
Halen bilişim sistemlerinde kullanılan yazılımlarda genel olarak 1 megabyte büyüklüğündeki bir alana word programı kullanılarak hazırlanan yaklaşık 80 sayfa yazıyı sığdırmak mümkün. Buna göre, 1 gigabyte’lık alana yaklaşık 82 bin sayfalık doküman sığıyor. Telefon dinlemelerinde elde edilen ses dosyaları ise bilgisayar ortamında belgelere göre daha büyük yer tutuyor. 60 dakikalık bir telefon görüşmesi ise yaklaşık 30 Megabyte (MB) büyüklükte olabiliyor. Bu şekildeki ses dosyaları genellikle 1 GB alanda 200 ses dosyası olarak depolanabiliyor.
TİB’de yapılan incelemede tespit edilen yaklaşık 50 Petabyte’lık (PB) veri havuzu ortalama 52.5 milyon GB olarak tanımlanabiliyor. TİB’in kayıtlarında Word ortamında hazırlanmış yaklaşık 4 katrilyon 300 trilyon belge ya da 1 milyar 850 milyon bir saatlik ses verisi depolanabiliyor.
Türkiye’nin 5G ihale süreci, SMŞH işletmecileri için bir sıçrama tahtası olabilecek niteliktedir. Çeşitli düzenleyici reformlar ve 5G’nin sunduğu yenilikçi teknolojilerin etkin kullanımı ile ülkemizdeki SMŞH pazarı büyütülebilir
NetGSM ya da başka bir MVNO firma güçlenirse, abonelerini yarın Turkcell'den alır, daha uygun servis fiyatı veren başka operatöre geçer. Turkcell'in ya da ülkemizdeki diğer iki operatörün algıladığı en büyük tehdit bu
Google dışı siteler, reklamın neye göre dağıtıldığını ve hatta kendi payına ne kadar düştüğünü bilmiyor. Google bu paylaşımın siteye yönelik yüzde 68 olduğunu söylüyor ama şeffaf bir hesap göremiyoruz. Google ne söylediyse o
© Tüm hakları saklıdır.