10 Mayıs 2012

Yeraltı edebiyatına giriş: 'Yolda' Jack Kerouac

Tüm zamanların en iyi filmi olarak nitelendirilen “Baba” üçlemesinin unutulmaz yőnetmeni Francis Ford Coppola, Beat kuşaǧının...

Tüm zamanların en iyi filmi olarak nitelendirilen “Baba” üçlemesinin unutulmaz yőnetmeni Francis Ford Coppola, Beat kuşaǧının en őnemli temsilcilerinden Jack Kerouac’ın “On the Road (Yolda)” adlı kitabının telif haklarını satın almış ve  film hazırlıklarına başlamıştı.  Aslında ünlü yapıtın filme çekimi gecikmişti. Coppola, filmi yőnetmesi için ünlü Brezilyalı yőnetmen Walter Salles’i davet etmişti. Şimdi onunla birlikte çalışıyorlar

Bu, yalnızca otobiyografik bir roman deǧil, aynı zamanda bir dőnemin őyküsü. İnsanların “tekrar okumak için unutmak istediǧi” bir çalışma. Bugünlerde bu kitabı yeniden okuyorum.

Bu kitap, Willliam S. Burroughs, Allen Ginsberg’in yapıtlarıyla birlikte, efsanevi Beat kuşaǧının  en őnemli yapıtlarından birisi.

Modern Library (Modern Kütüphane) tarafından  yapılan, “İngilizce dilinde yazılmış en iyi 100 yapıt” sıralamasında, “Yolda” 55inci sırada bulunur.

Kerouac, Beat kuşaǧının kurucusu. Eylemleri, aslında yalnızca edebiyatla sınırlı deǧildi. Yeni bir yaşam biçimi ile toplumsal geleneksel deǧerlere bir başkaldırı gerçekleştiriyorlardı.  Beat kuşaǧı yazarları, edebiyatta yeni bir yol açarken, aynı zamanda ürettiklerini ve yazma biçemlerini, “Bu edebiyat deǧildir.” diye deǧerlendiren “otoriteleri” de tarihin çőplüǧüne atıyorlardı. Bugün kimse o eleştirmenlerin isimlerini bilmiyor, çoktan unutuldular.

Sanatta otorite ve kural olmaz. Eǧer őlçü koyarsanız, “sizin sanatçı olarak nitelemediǧiniz” bir sanatçı, gelir o őlçüyü yıkar. Otorite demek, tutuculuk demektir. Otorite geçmişin ve günün kurallarıyla hareket eder. Oysa sanat geleceǧi kurgulamaya ve deǧiştirmeye yőnelik bir eylemdir. Sanat, her saniye kendini yenileyen ve kendi içinde metomorfoz patlamalarla beslenen bir aktivitedir. Neyin sanat olup olmadıǧına karar verecek olan tek gerçek otorite zamandır.

Sanat, dış dünyadan ve toplumsal gelişmelerden baǧımsız deǧildir. Beat kuşaǧı da, 1950’lerden başlayarak 1960’lı yıllarda giderek etkisini arttırıyordu.  Budizm giderek popüler oluyor,  hippilik yayılıyor ve sosyal politik hareketler ortaya çıkıyordu. Cinsel őzgürlük de yaygınlaşıyordu, őzelllikle Beat kuşaǧı yazarlarının bazıları homoseksüel ya da biseksüel idi. Kerouac, bu ortamdan beslenerek yapıtlarını yazdı. Aslında sadece yazmadı, onları yaşadı ve yaşadıǧı sırada kaleme aldı.

Onlar, edebiyatta, sanatta ya da hayatta, tek bir yol olmadıǧını, ve sınırsız yollar açılabileceǧini kanıtladılar. Bu edebiyatta, devrim niteliginde bir patlamaydı. Aynı zamanda postmodern edebiyata giden yolu da açtılar.

Bazı eleştirmenler tarafından Beat kuşaǧı şairlerinden birisi olarak tanımlanan Charles Bukowski, kendisini bu tanımlamaya pek uygun gőrmüyordu.  “Pis moruk” Bukowski, Kerouac’ı da pek sevmezdi. Zaten Bukowski birkaç yazar hariç kimseyi sevmezdi. “Benim tanrımdı.” dediǧi John Fante’yi severdi. Őzellikle onun en őnemli yapıtı, “Ask the Dust (Toza Sor)”a toz kondurmazdı. John Fante, kendi oǧluna gőre ise, pek de matah bir adam deǧildi.  Oǧul Fante’nin babasıyla ilgili olarak yayınladıǧı kitabın adı şőyle: A Family’s Legacy of Writing, Drinking and Surviving, Harper Perennial)

Neyse konumuza geri dőnelim. Kerouac, kitaplarının bazılarını uyuşturucu kullanarak yazıyordu. O dőnemde uyuşturucu kullanmak (őzellikle esrar) bir başkaldırı biçimiydi aynı zamanda. Postmodern edebiyatı da etkiledi. Őzellikle Tom Robbins’i. Yıllar őnce Robbins”in “Parfümün Dansı” adlı kitabını okuyunca edebiyatın ne kadar sınırsız yol ve biçemlere, olanaklara sahip olduǧuna bir kez daha tanık olmuştum. Beat  kuşaǧından Willliam S. Burroughs da postmodern edebiyat içinde tanımlanan bir yazar.

Kerouac’ın etkilendiǧi yazarların başında, 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının büyük romancılarından olan Thomas Wolfe gelir. Ayrıca Marcel Proust ile  James Joyce’tan da bir őlçüde etkilenmişti.  Caz müziǧinden ve Budizmden de etkilenmeye başladı sonraları.

“Yolda” 1957 yılında yayınlandı ve savaştan sonra gençlik üzerinde büyük etki bıraktı. Kitapta, Kerouac’ın yakın arkadaş çevresiyle ABD’yi bir baştan bir başa dolaşması őykü edilir.

“Yolda” kitabında, Beat kuşaǧının ana düşüncelerinden birisi olan hayata inanma ve onu anlamlandırma őzlemi yoǧun olarak hissedilir. Kitabın etkileri sadece edebiyat dünyası ile sınırlı kalmadı, müzik ve sinema dünyalarını da etkiledi.  Bob Dylan’dan Jim Morrison’a kadar birçok ünlü müzisyen romandan etkilendi.

Kerouac, hâlâ yolda ve sonsuz yolculuǧunu sürdürüyor. 

Yazarın Diğer Yazıları

İktidar kavramı üzerine anarşist notlar

İktidar olgusu, çağlar boyunca insanın birbiri üzerinde egemen olma, yönetme ve yönlendirme arzularına neden olmuştur. Bu olgu, imparatorluklar kurmuş, yıkmış, toplumsal ve bireysel düzlemde ise ilişkilerin niteliğini belirlemiştir.

Gerçek nedir? Ya da gerçek gerçek midir?

Bu soru tarihsel olarak filozofların yanıt aradığı en önemli sorulardan birisidir. İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir.