25 Aralık 2018

Kasımda çanlar ÖTV ve KDV için çalıyor!

2019 için planlanan “bütçe açığı” bize, kamu kesimi 2019’da da genişletici “maliye politikaları”na devam edecek diyor

Ocak-Kasım dönemi bütçe gerçekleşmeleri 17 Aralık’ta yayımlandı. Önce TBMM’de yeni kabul edilen 2019 Bütçe Kanunu’nun temel büyüklüklerine sonra da Ocak - Kasım dönemi bütçe gerçekleşmelerine bakalım.

2019 Bütçesi’nin temel büyüklükleri…

Çok yakın zamanda TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen; ancak henüz Resmi Gazete’de yayımlanmamış olan 2019 Bütçe Kanunu’ndan gördüğümüz kadarıyla 2019 için 961 milyar bütçe giderine karşılık, 880,4 milyar TL bir bütçe geliri karşısındayız. Bütçe gelirlerinin 756,5 milyar TL’si de “vergi gelirleri” kaynaklı olacak. Bu tablonun doğal sonucu olarak 2019’da karşımıza 80,6 milyar TL’lik oldukça iddialı bir “bütçe açığı” da çıkıyor.

Özetle, 2019 için planlanan “bütçe açığı” bize, kamu kesimi 2019’da da genişletici “maliye politikaları”na devam edecek diyor.

Şimdi bütçenin 2018 Ocak-Kasım gerçekleşmelerini irdeleyelim…

Yılsonuna doğru verilen vergisel teşvikler bütçeye nasıl yansıdı?

Bu dönemde “bütçe gelirleri” yüzde 20,2 artışla 690,8 milyar TL’ye gerçekleşmiş. Vergi gelirleri ise yüzde 17,7’lik bir performans göstererek 575,8 milyar TL’ye ulaşmış ki bu -yılın son ayları için verilen önemli vergisel teşviklere rağmen- memnun edici bir gösterge. Bu olumlu performansın arkasında geçtiğimiz dönemlerde 6736, 7020 ve 7143 sayılı Kanunlarla uygulamaya sokulan yapılandırmaların ve matrah arttırımı düzenlemelerinin etkisini de görmezden gelmemek gerekiyor.

Ocak-Kasım döneminde en ciddi oransal artış yüzde 47,8 ve 77,4 milyar TL ile Kurumlar Vergisinde gerçekleşmiş.

Vergi gelirleri için 2018 yılsonu hedefi olarak belirlenen 599,4 milyar TL’nin tutturulmasında ciddi bir sıkıntı olmayacağını şimdiden söyleyebiliriz. 31 Ekim’de açıklanan vergi indirimleri ile ekonomi dünyamıza kuvvetli bir maliye politikası müdahalesi daha gördük. Beyaz eşya, konut, mobilya ve otomotivdeki vergi indirimlerinin Kasım itibariyle 2018 vergi gelirlerine olumsuz yansımalarını görmeye başladığımızı söyleyebiliriz.

31 Ekim’de 2018’den yılsonuna kadar verilen teşvikleri özetleyecek olursak;

  • Konut ve işyeri satışlarında KDV’yi yüzde 18’den yüzde 8’e indiren düzenlemenin süresi uzatıldı.
  • Tapu harçları binde 15’e olarak (binde 20 yerine) alınmaya devam edecek.
  • Mobilyada KDV yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi.
  • Beyaz eşya ve bazı ev aletlerinde ÖTV yüzde 6,7’den sıfıra indirildi.
  • Ticari araçlarda KDV yüzde 1 olarak uygulanacak.
  • 1600 cc altındaki otomobillerin ÖTV oranlarında 15’er puanlık indirim yapıldı.

Bu teşvikler arasında özellikle otomotive ve beyaz eşyalara verilen vergisel teşviklerin mali etkileri merak ediliyordu. Kasım sonuçları üzerinden konuyu biraz daha derinlemesine irdelemeye gayret edelim.

  • Yılsonuna kadar buzdolabı, çamaşır yıkama/kurutma makinesi, fırın, bulaşık makinesi, su ısıtıcı, ütü, klima gibi birçok ürün üzerinden alınan ÖTV’nin alınmayacak olması sektör bakımından son derece önemli bir adım olarak değerlendirilmekteydi. 2018 Kasım ayı verilerine göre “Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallara İlişkin ÖTV” kaleminde 2017 Kasım’ına göre yüzde 40’lık bir daralma dikkat çekiyor. Geçtiğimiz dönemlerde de uygulanan bu ÖTV indirimi, sektörde ciddi bir hareketlilik yaratmıştı; Kasım ayı verileri de teşvikin yine sektörde bir hareketlenme yarattığını gösteriyor. Yine de altını çizelim, ÖTV indirimiyle talebin bir miktar artacağını öngörsek bile, bu eşyaların 2018 ve/veya 2019’da beklenen toplam talebinde dramatik bir artış beklemek pek gerçekçi olmayabilir.
  • 2018’de toplam ÖTV gelirimizin 147,9 milyar TL olması bekleniyor. Bunun sadece 6,3 milyar TL’si IV Sayılı Liste’den kaynaklanacak. Çok genel bir hesapla, (IV) Sayılı Listeden tahsil edilen ÖTV’nin yarısının beyaz eşyalar ve elektrikli küçük ev aletlerinden geldiğini varsayarsak bile, iki aylık ÖTV kaybının 1 milyar TL’nin bir parça üzerinde olabileceğini öngörebiliriz. Özetle, beyaz eşyalar ve bazı elektrikli ev aletlerinin listeden çıkarılması bile Bütçe üzerinde kayda değer bir etki yapacakmış gibi görünmüyor. Belirtmeden de geçmeyelim, 2019 Bütçe Tasarısı IV Sayılı Liste için yüzde 47,6’lık radikal bir artış da öngörüyor!
  • Ekim’de açıklanan vergisel teşvikler içinde otomotivdeki ÖTV indirimi en ciddi bütçesel etkiyi yaratmaya gebe görünüyordu. Ancak Kasım verilerine bakarsak, bu adımın otomotiv piyasasında beklendiği kadar bir hareketlenme yaratmadığını da söylemek mümkün. Bu etkinin arkasında, büyük oranda “kredi olanaklarının” yeterince otomotiv sektörüne yardımcı olmamasının etkisi olduğunu da söyleyebiliriz.  

Ancak yine de yılsonuna kadar otomobilde 15 puanlık ÖTV indirimi ile ticari araçlarda 17 puanlık KDV indiriminin sektördeki daralmaya panzehir olduğunu söyleyebiliriz. Beyaz eşyalarda yapılan ÖTV indirimi için de geçerli bir noktayı burada vurgulayalım; ÖTV, KDV’nin de matrahına giriyor; yani hesaplanan ÖTV üzerinden de ayrıca KDV alınmış oluyor. Bu noktada, beyaz eşya ve otomobillerdeki ÖTV indiriminin aslında bir miktar da KDV indirimi yarattığı dikkatten kaçırılmamalı.

Ay bazında Kasım sonuçlarına bakarsak “Motorlu Taşıt Araçlarına İlişkin ÖTV” kalemi 2017’nin Kasım’ına kıyasla yüzde 45,7 azalmış durumda. Ocak-Kasım dönemi olarak bakarsak da daralmanın yüzde 18,9 düzeyinde olduğu görülüyor. Bu rakamlar iki önemli gerçeğin altını çiziyor;

 - Otomotiv sektörü ekonomik konjonktürün etkileriyle ciddi bir daralmanın içinde.

- Ekim sonunda alınan vergisel tedbirler, yaşanmakta olan daralma sorununu tam manasıyla çözemese bile, sektöre önemli bir can suyu sağlamış durumda.

Görünen o ki; otomotiv sektörünün üzerindeki ağır ÖTV yüküne kalıcı bir neşter vurulması, sektörü son derece rahatlatacak. Bu indirim öncesinde, motorlu taşıtlar üzerinden alınan ÖTV’nin 2018’i 20,8 milyar TL ile tamamlaması bekleniyordu. Bu rakam 2017’nin bile yüzde 6 gerisindeydi. Şimdi 2018 sonunda 2,5 - 3 milyar daha az ve 16,5 - 17 milyar TL’ler mertebesinde bir ÖTV göreceğiz diyebiliriz.

KDV ve ÖTV’de düşük performans dikkat çekiyor!

Dâhilde alınan KDV bu dönem sadece yüzde 6,3 artmış ve 54,9 milyar TL’ye ulaşmış. Dâhilde alınan KDV’deki düşük performans, dikkat çekici boyutlarda. Bu düşük performans, iç ekonomik dinamizmin düşmekte olduğuna dair kuvvetli bir işaret olarak da dikkate alınmalı. ÖTV’deki tablo ise “eksiye” dönmüş durumda, 2018 Ocak- Kasım döneminde ÖTV, 2017’nin aynı dönemine kıyasla yüzde 2,3 düşmüş ve 122 milyar TL gerçekleşmiş! Aylık bazda tablo daha da dramatik, 2018 Kasım ÖTV gelirleri, 2017 Kasım’ına kıyasla yüzde 22,7 gerilemiş durumda.

ÖTV’nin Ocak-Kasım performansındaki olumsuz tablonun arkasında özellikle akaryakıtta uygulanan “eşelmobil” vergileme modeli ve otomotiv üzerinden alınan ÖTV’deki -daralan satışlar kaynaklı- düşük performans etkili olmuş görünüyor. Kasım ayı özelinde ise özellikle otomotiv için uygulanan ÖTV indirimin etkisi ve akaryakıtta hala devam eden düşük ÖTV performansı dikkat çekiyor.  

İthalde alınan KDV ise bu dönemde de olumlu bir performans göstermeye devam ediyor. Ocak-Kasım döneminde bu kalemde yüzde 25,9 artışla 110,9 milyar TL gelir karşısındayız.  Elbette, kurlardaki dalgalı durumun da bu performansa bir yansıması var; ancak artış yine de dikkat çekici. Üretim ve ihracatımızın ithalata olan bağımlılığının yüksek olduğu düşünülünce, ithalde alınan KDV’de gözlemlenen olumlu performans ihracat açısından da sevindirici; ancak “cari açık” için pek de olumlu bir işaret olmadığını da belirtelim. Son dönemde cari açık kanalından gelen olumlu haberlerin, ithalde alınan KDV bakımından muhtemel bir olumsuza gidişe de işaret ettiğinin altını kalın çizgilerle çizelim.  

Giderler ve bütçe dengesi 

“Bütçe giderleri” Ocak-Kasım döneminde yüzde 24 artmış ve 745,4 milyar TL olarak gerçekleşmiş durumda. Gider disiplininde -uygulanan maliye politikaları nedeniyle- bir gevşeme olduğu dikkat çekiyor. Bütçe için öngörülen yılsonu toplam harcama tutarı olan 762,8 milyar TL’nin yüzde 97,7’sine Kasım sonu itibariyle ulaşılmış olduğunu da not edelim. Faiz dışı fazla da bu dönemde geçen yıla kıyasla yüzde 39,8 azalarak 17,3 milyar TL olarak gerçekleşmiş.

Ekonomik büyüme mi mali disiplin mi?

Bütçe Ocak-Kasım döneminde 54,5 milyar TL tutarında bir “açık” vermiş durumda. Bütçe açığında, geçen yıla kıyasla yüzde 106’lık bir kötüleşme dikkat çekiyor. 2018 yılsonu için YEP’le revize edilen 72,1 milyar TL açık rakamının bile yılın sonunda aşılma ihtimali olduğunu belirtelim.

Genel tabloya bakacak olursak, 2019’un ekonomik büyüme için genişletici maliye politikaları ile mali disiplin çıpası arasında bir seçim yapmak zorunda kalacağımız bir yıl olma potansiyelini ciddi bir biçimde içinde barındırdığını öngörebiliriz.


Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları

Dolaylı vergi yapımız enflasyonu körüklüyor mu?

OVP'de de vurgulanan, "doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının arttırılması" politikası sadece mali açıdan değil; dolaylı vergilerin enflasyon üzerindeki baskısı bağlamında da kritik önemde görünüyor

2023 bütçesine Özel Tüketim Vergisi penceresinden bakalım

Bu ürünlerdeki vergileme modelimiz enflasyonu fazlasıyla tahrik ediyor. Bununla da kalmıyor, enflasyondaki her 1 puan artış kamu giderlerinde de 15-16 milyar TL artış yaratıyor. Yani yüksek dolaylı vergi koyarak bütçe gelirlerimizi arttırmaya çalışırken; enflasyon kanalı ile de bütçe giderlerimizi şişiriyoruz

Kılıçdaroğlu’nun 'vergileri dörtte bire indirilmiş otomobil' vaadi ne anlama geliyor?

"Eğer öneri hayata geçirilebilirse şu an nihai fiyatı 531 bin TL olan bir otomobili 354 bin TL veya 320 bin TL’ye almak mümkün olabilir"