05 Şubat 2015

'Tut Sözünü' tutmuş sözünü

İki yakın arkadaşın fantastik hikayesini esprili bir dille anlatan ‘Tut Sözünü’ filmini Kemal Uçar ve Demet Özdemir'le konuştuk

İki yakın arkadaşın fantastik hikayesini esprili bir dille anlatan ‘Tut Sözünü’ filminin oyuncularıyla bir araya geldik. Filmin hem senaryosunda hem oyunculuğunda imzası bulunan Kemal Uçar ve bu eğlenceli filmin kadın başrolünde yer alan Demet Özdemir, filmi ve oyunculuk serüvenlerini anlattılar.

Demet Özdemir: İyi bir yolda ilerlediğimi düşünüyorum

 

Tut Sözünü nasıl bir film oldu sence?

Gerçekten çok dozunda çok yerinde, başka türlü bir komedi oldu. Çünkü senaristlerimizin başka türlü bir komedi dilleri var. Bu çok hoşuma gitti. Son dönemlerde komedi filmlerinde komik işler olabiliyor ama ucuz yollu başka şeylere başvurabiliyorlar. Senaryoyu,  ilk okuduğumda böyle bir şey görmedim zaten komedide oynama kararını verdiren de bu oldu. Yoksa ben dizi yapardım ya da dram bir sinema filmi yapardım beni bunlardan vazgeçiren senaryosu, farklı dili oldu.

Filmdeki karakterinin adı da Demet, tesadüf mü oldu?

Evet çok büyük tesadüf oldu. Demet karakterini ilk okuduğumda herhalde bu benim rolüm değil dedim. İsterseniz değiştirelim dediler ben kalsın istedim bu güzel tesadüfün.

Yine fantastik bir projeyle karşımızdasın?

Evet Sana Bir Sır Vereceğim’den sonra yine bir şansım oldu. Ama bu kez benim özel güçlerim yok. J

Hep sıradan bir insanı oynamak istemiştim zaten J

İlk defa sinemada olmak perdede kendini izlemek nasıldı?

Çok güzel, çok ayrı bir heyecan. Daha fazla heyecan yaptım tabii ki dizide oynamak da mesleğim. Ancak sinemada daha ciddi geliyor bana, haftalık reytinge göre değişmeyen bir durum var. Bir kere yapma şansınız oluyor güzelse güzel değilse değil… oyunculuğunu da değiştiremezsin bir daha. Bu yüzden daha heyecanlıydım daha ciddiye aldım bu durumu.

Peki Sana Bir Sır Vereceğim’den sonra nasıl gidiyor hayat?

Çok güzel gidiyor. Aşama aşama, basamak basamak gidiyor. O yüzden bir basamak çıkıyorum biraz orada dinleniyorum, öğreniyorum. Ve sonra bir sonraki basamağa çıkıyorum. Benim için çok verimli gittiğini düşünüyorum. Çünkü çok riskli bir zaman dilimiyidi. İlk işimden sonraki adımlarım… iyi bir yolda ilerlediğimi düşünüyorum, inşallah daha da iyi olacak.

Fanların çok merak ediyor, yeni projen var mı?

Şu anda da dinlenme aşamasında ve görüşme aşamasındayım. Çok yakında bir projemiz olacak televizyonda.

Bir sonraki projen Kurt Seyit ve Şura’da yer almak nasıl bir deneyim oldu senin için?

Oyunculuk deneyimim için çok büyük bir adımdı. Ekip, oyuncular çok profesyonel çok iyilerdi. Gerçekten bana her saniye bir şey öğretiyorlardı. Hilal Saral’ın emeğine sağlık, bütün oyuncu arkadaşlarımın da… sonlarda Zerrin Tekindor dahil olunca en büyük mutluluğum o zamanlarda oldu. Sette boş vaktim olmuyordu sürekli bir şeylere dahil olup öğrendim. Çok değerli tiyatrocu büyüklerim ve genç yetenekli arkadaşlarımla çok verimli bir çalışma dönemi geçirdim. Benim için kurs gibi oldu. Sana Bir Sır Vereceğim daha heyecanlı daha enerjik daha hareketli bir setti, kurt seyit ise daha oturaklı bana yine çok şey öğreten bir setti.

Sana Bir Sır Vereceğim’den sonra tiyatro provalarını görmüştüm…

Evet, provalar yapıyorduk ama dizi çıkınca, zamanlama olarak tutmadı. İkisi bir arada imkansızdı, oyuna başka bir cast yapıldı. Ama tiyatro yapmayı hala istiyorum.

Dans şu an hayatının neresinde?

Epey uzaklaştım. Düğün dernek de olmuyor ki bu aralar dans edelim J dans, 16-19 yaş arası, aslında para kazanmak için yaptığım ama çok da eğlendiğim bir dönemimdi. Oyunculuğa çok fazla konsantrasyon ve eğitim gerekiyor bunu bölmek istemiyorum açıkçası.

Bundan sonra ideallerin ne?

Kesinlikle bir festival filminde olmak istiyorum. Tamamen gerçekten somut bir hatıra bırakmak istiyorum, evlendiğimde çocuğum olduğunda. Kendimi öyle bir filmde izliyor olmanın hazzını da yakalamak istiyorum. Ve çekerken neler öğrenebileceğimi tahmin bile edemiyorum.

Dizilerle ilgili bir hedef belirleyemiyorum açıkçası çünkü bu dönem çok ilginç. Hikayesi iyi bana yakın olan ve bana birçok şey katacak bir dizi istiyorum. Görüşmelerimiz de şu an bir dram dizisi. Tabii ki para kazanmak için de bu işi yapıyoruz, kimse yalan atmasın bu kadar çile çekilmez. Benim en çok istediğim festival filmi…

Fanlarına ne demek istersin?

Onları çok seviyorum. Bu aralar biraz boşum onlarla ilgilenebiliyorum. Ama yine de eskisi kadar ilgilenemiyorum özür diliyorum. Onlar da hak verir diye düşünüyorum, zaman geçtikçe sorumluluklarımız çok fazla artıyor. İşlerle ilgili çok fazla şey düşünmeye çalışmaya başlıyoruz. Şu an Sana Bir Sır Vereceğim’deki kadar zaman olarak boş değilim ama onları çok seviyorum ve çok teşekkür ediyorum beni hiç bırakmadıkları için, çok sağ olsunlar.

Kemal Uçar: Bir hayal kurdum, yazdım ve oynadım

 

Kendi yazdığın ve oynadığın bir filmi perdede izlemek neler hissettirdi?

İster gişe yapsın ister yapmasın, ben bir hayal kurdum yazdım ve çok şanslıyım oynadım bir de. Çok az insan var kendi yazdığı filmi yapabilen. Ben misyonumu tamamladım, bundan sonrası seyircinin… Bizim buradan kazanacağımız parayla tekrar film yapmaktan başka derdimiz yok, kimse yat almayı planlamıyor. Biz sadece daha iyi filmler yapabilmeyi hayal ediyoruz.

Giray Altınok ile hem beraber yazdınız senaryoyu hem de iyi bir ikili olmuşsunuz, nasıl bir araya geldiniz?

Biz Giray’la seneler önce tanıştık ve hep aynı şakalara güldüğümüzü fark ettik. Daha önemlisi beraber yazdığımızı fark ettik. O da yazıyormuş ben de yazıyordum. Onun yazdıklarını bir okudum kendim yazmış gibi hissettim. O benimkini okudu aaa aynı dedi. Çok enteresandır senaryo yazanlar bilirler, bu kadar aynı şeyi yazmak çok zor. Giray, benim tanıdığım en iyi komedi oyuncularından biri… en güzel şakaları ona yazmaya çalışırım çünkü onun müthiş oynayacağını bilirim.

Kendi canlandırdığın Bahadır karakterini yazarken neler düşündün?

Kendimiz yazdığımız için kendimize yazdığımız karakterlerde bir şansımız var. İki karakter arasında keskinlik olmasını istedik. Bir de Bahadır benim kendi içimde parçaları olan bir karakter. Ben mesela yaptığım bir şey çok iyiyse anlatamam. Bahadır’la iç dünyamız biraz benziyor ama tabii ben onun kadar obsesif değilim. Onu oynamak çok hoşuma gitti, istiyorum ki hemen bir daha çekelim.

TRT 1’de devam eden Yedi Güzel Adam’da olmak, Nuri Pakdil’i canlandırmak nasıl?

Tamamen özel olduğu için gittiğim bir proje. O dönem başka teklifler de vardı ama o olsun istedim çünkü ben edebiyat mezunuyum, Türk Edebiyatı değil ama çok ilgilenen biriyim. Manevi bir borcum vardı. Bazen borç ödemek için bir şeyler yaparsınız. Çok da zorlu bir karakteri oynuyorum, o biraz zorladı. Allah uzun ömür versin Yedi Güzel Adam’dan hayatta olan iki karakterden biri. Nuri Pakdil, sevecek mi sevmeyecek mi diye epey düşündüm şimdi bayılıyor, çok mutlu, en yakışıklı en iyi oyuncu benim diyor J benim ama Kemal değil J hem borcumu ödüyorum hem iyi bir iş yaptığımız için çok mutluyuz. Ama keşke daha çok seyredilse, bu da bir gerçek o kadar çok seyredilmiyor. Televizyonda az sayıda yapılan özel işlerden biri.

Peki yine TRT’de yayınlanan Kampüsler Yarışıyor’u sunmak neler kattı sana?

Sunuculuk olarak beni farklı yerlere götürecek, bu yönde farklı projeler olacak, düşünüyoruz.

Tiyatro?

Kahramanmaraş’a gidip geliyorum. Geceleri prova yapıyoruz. Shaft adlı bir tiyatro grubumuz var, oyunumuzu Giray yazdı., tek başına. Psikolojik komedi, kara komedi diyebilirim türüne. Oyunun adı: Siz, tek ben hepiniz.

Ezel dizisi ilk projendi, dönüm noktası sayılır değil mi senin için?

Evet tabii ki başlangıç işim. Benim tanınmamı sağlayan bir iş. Ve şanslı bir dönüm noktası. Şöyle de bir şey var Türkiye’de yapılmış en iyi dizi. Daha iyisi de yapılmadı. Daha iyisinin de yapılacağını da pek zannetmiyorum ve ben şanslıydım ki onun içindeydim. Seneler geçiyor hala konuşuluyor. Benim için çok stresliydi de ilk işim, etrafımda Tuncel Kurtiz gibi büyük oyuncu. Onu görünce kalıyorsun, daha dün üniversitede küçük bir çocuksun.. şimdi mesela filmde Ezel’den tecrübeliyim artık, daha rahat davranabiliyorum. Erkan abiyle (Erkan Can), zafer abiyle (zafer algöz)

Peki filmde çok değerli oyuncular var erkan Can, Zafer Algöz, Ayla Algan, Mehmet Özgür. Onları ikna etmek için uğraş verdiniz mi?

Onlar sadece filmi senaryoyu sevdiği için geldiler. Bu filmdeki herkes filmi sevdiği için geldi. Bu nadir olur, biz oyuncuyuz ve hayatımızı bundan kazanıyoruz. Ama bazen de bazı projeleri severiz ve gideriz. Böyle bir kadroyu oluşturmayı ancak büyük şirketler yapabilirdi. Biz başardık, şanslıyız.

Bundan sonrasında da komedi mi çekersiniz yoksa farklı türlere girer misiniz?

Evet gireceğiz Giray’la. Bu filmin umarım devamı olur ama olmasa da. Şu an üzerinde çalıştığımız 7-8 farklı iş var. Gerilim ve korku dışında her türden işler yazmaya çalışıyoruz. Hep komedi gideceğiz diye bir şey yok, bu ikiliyi çok değişik de seyredecekler.

Belki ekibi televizyonda bir diziye de taşırsınız? Bana çok tutar gibi geldi…

Filmimizin yönetmeni Oğuz, ben ve Giray çok iyi üç arkadaşız. Bu sayede biz filmi çekerken hiçbir şakayı Oğuz’a anlatmak zorunda kalmadık. Şanslıyız böyle üçlü bir arkadaş grubuyuz. Roller farklı Giray’la be yazıyoruz. Var yazdığımız bir şeyler neden olmasın çok istiyoruz. Televizyon işi de yapmak istiyoruz çünkü değişik şeyler yapmayı planlıyoruz.  

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu