13 Kasım 2016

Benim için endişelenen ‘yakınım’a ve cumhurbaşkanımıza açık teşekkür mektubu

"Dünyanın hiçbir yerinde vatandaşın huzuruna bu kadar özen göstermezler; daha ne olsun. Helal olsun…"

O saatlerde hep çalıştığım için ayaktayım. Sanki yukarıdan zil çalar gibi oldu. Bizim zilin sesi çok hafiftir.

Saate bakıyorum, 01.50.

Bu saatte kimse gelmeyeceği için bana öyle gelmiş olmalı.

***

Bir daha duydum.

Yukarı kapıya fırlıyorum çünkü 3 yaşındaki torunumuz Öykü bu gece ilk defa bizde yatılı misafir, öksürükten uyanmış, Feyhan tekrar uyutmaya çalışıyor, bir daha çalarsa duymasınlar.

Bir daha çaldı.

Perdeyi araladım, üç tane polis. Zaten görünce “Polis!” diye seslendiler.

Demek sıra bizde. Ve maalesef uygunsuz bir gecede geldiler.

Açtım. Diyalog kısaca:

***

“Buyurun?”

“Baskın Oran siz misiniz?”

“Evet benim, buyurun?”

“Bir ihbar vardı da onu değerlendirmeye geldik”.

“Pardon, ne ihbarı?”

Bir yakınınız size ulaşamıyormuş, merak etmiş, 155’i aramış, size bakmaya geldik

“Ben buradayım. Burası benim evim. Ayrıca, telefonum sadece uyurken kapalıdır. Numaram bütün yakınlarımda vardır. Merak ediyorsa niye telefonla aramıyor da gecenin bu saatinde geldiniz?”

“Bilemiyoruz. Bize ihbar yapılmış, biz de bakmaya geldik”

***

Israrın anlamı yok. Onlar da emir kulu. Bir daha deniyorum:

“Kimmiş bu yakınım?”

“Sizi merak etmiş; bir yakınınızmış”

***

Israr faydasız. Ama yine de:

“O zaman telefonumu kaydedin de bu yakınım kim ise beni arasın”

Kıdemli olanı telefonunu alır gibi oluyor ama vazgeçiyor:

“Tamam, burada oturuyorsanız mesele yok. Siz telefonunuzu yine açık tutun. İyi geceler”.

***

Gittiler.

Bu arada iki kere, “Ne lazımsa sorun söyleyeyim, yalnız lütfen biraz daha alçak sesle konuşun, kapının hemen üstü yatak odası, eşim torunumuzu uyutuyor” demek zorunda kaldım.

***

Kötü niyetliyim ben. Götürmeye gelmemişler. Burada oturduğumu tespite gelmişler “yakınım” endişe etmesin diye...

Cumhurbaşkanımız demişti ya, “Türkiye son yıllarda, son 14 yılı bir kenara koyuyorum, hiçbir dönemde bu kadar özgür, bu kadar huzurlu, bu kadar rahat bir dönem yaşamamıştır" diye, vatandaşın biri endişelenmesin diye polisler gecenin bu saatinde yola çıkıp seferber oluyor.

Dünyanın hiçbir yerinde vatandaşın huzuruna bu kadar özen göstermezler; daha ne olsun.

Helal olsun…

Yazarın Diğer Yazıları

Ne olmuş çıkardıysa harp; harbiden tuttum bu lafını Erdoğan'ın

Baskı bu kadar derinleşir ve yayılırsa, 'Baba Diyalektik' icabı bakın şer’den hayır nasıl çıkıyor, en dar ve özel meslek olan tıptan bile ses nasıl yükseliyor

Kilis'e düşen bu roketleri kim atıyor?

Eğer PKK veya PYD, Türkiye'ye roket yollamak gibi, Suriye'de kendilerini silip atmaya yönelik bir harekatı meşrulaştıran bir iş yapıyorlarsa, çıldırmışlar demektir

Bu ortamda en sağlamı futbol takılmak

Bu ortamda en sağlamı futbol takılmak. Meşhur fıkrada geçen taraftar sloganıyla yetinmek: “Hakeeeeem! Anlarsın ya!”