21 Haziran 2018

Seçim sonrasında zamlara hazır mısınız?

"Görünen köy kılavuz istemiyor, seçimden sonra zam dalgasına hazır olun.

Yılbaşında doların değeri ne kadardı, hatırlıyor musunuz? 1 Ocak’ta 1 dolar, 3.8 lira ediyordu. Bugün 4.8 lira. İnanılmaz, değil mi? TL, yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 20’den fazla değer kaybetti. Son bir yıldaki değer kaybı yüzde 35’i buldu. Son 5 yıldaki değer kaybı ise yüzde 60'ı geçti.

Dolar arttıkça yurtdışından doğalgaz ithal edip yurtiçinde sanayici ve tüketiciye satan BOTAŞ’ın faturası kabarıyor. BOTAŞ, Rusya’dan bin metreküp gazı geçtiğimiz ay itibarıyla 245 dolara ithal ediyordu. Türkiye geçen yıl Rusya'dan 28 milyar 636 milyon metreküp gaz ithal etti. 245 dolarla çarpalım: Bu hesaba göre BOTAŞ geçen yıl Rusya’ya yaklaşık 7 milyar dolar ödedi.

BOTAŞ, yurtdışından gaz ithal ediyor, getirdiği gazı yurtiçindeki tüketicilere, sanayicilere, santrallere satıyor, topladığı parayla da Rusya’nın faturasını ödüyor. BOTAŞ’ın Rusya’ya ödediği 7 milyar dolar, geçen yıl 26 milyar lira ediyordu. Dolardaki artış nedeniyle bu yıl fatura kabardı, 33 milyar liraya çıktı. Aradaki 7 milyar liralık fark, dolardaki artışın BOTAŞ’a Rusya’yla ithalattaki faturası...

BOTAŞ, Rusya’nın yanı sıra İran, Azerbaycan, Cezayir gibi ülkelerden de gaz ithal ediyor. Faturalar orada da kabardı. Üstelik sadece dolar artmadı, petrolün uluslararası piyasadaki fiyatında yaşanan artışa paralel olarak doğalgazın fiyatı da arttı. (Habertürk’e bilgi veren uzmanlar, Rusya'dan ithal edilen doğalgazın metreküp fiyatının 265 dolara çıkmasını beklediklerini söylüyorlar.)

BOTAŞ, santrallere ve sanayiye sattığı doğalgaz fiyatına en son Nisan başında yüzde 9.7 oranında zam yapmıştı. Oysa yukarıda belirttiğim gibi yılbaşından bu yana doların değerindeki artış yüzde 20’yi geçti. BOTAŞ, bir devlet şirketi. Dolardaki artış kadar zam yapmadığına göre aradaki fark devletin kasasından çıkıyor.

Doğalgazda durum böyle, peki elektrikte nasıl? Elektrikte son zam 1 Nisan’da yapıldı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) , 1 Nisan’dan geçerli olarak elektrik fiyatlarını yüzde 2.89 artırdı. Enerji sitesi Enerjigünlüğü.net’in kurucusu Mehmet Kara, mevcut elektrik fiyatının, elektrik üretiminin maliyetini karşılamadığını söylüyor. Yani? Yani elektriğe de er veya geç, zam yapılmak zorunda.

Bir de benzine bakalım. Akaryakıtta 17 Mayıs’ta “eşel mobil” sistemine geçildi. O günden beri zam yapılmıyor. Eskiden zam otomatikti. Türkiye’nin ithal ettiği petrolün fiyatı arttıkça, istasyonlardaki benzin ve motorinin fiyatı da artardı. Yeni sisteme göre dolar ve yurtdışı petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle yurtiçi pompa fiyatına yapılması gereken zam, devlet tarafından karşılanıyor. Dolar veya petrol fiyatındaki artış nedeniyle zam ihtiyacı doğduğunda, Özel Tüketim Vergisi o oranda indiriliyor. Böylece pompa fiyatı değişmemiş oluyor.

Bu sistemin devreye girmesi sonrasında “toptan” benzin fiyatlarına iki kez zam geldi ama pompa fiyatlarında değişim olmadı. 22 Mayıs tarihinde rafineri çıkış fiyatlarında motorine 23, benzine 25, 29 Mayıs’ta ise 8 kuruş zam yapıldı. Bu zamlar ÖTV’den, yani devletin kasasından karşılandı.

Doğalgaz, elektrik, akaryakıt… Dolar yükseliyor, devletin faturası kabardıkça kabarıyor . Ama zam yapılmıyor. Neden acaba? Dünyayı kıskandıracak güçte bir sosyal devlet olduğumuzdan mı? Bu pazar seçim olduğundan mı yoksa?

Başka bir soru: Seçimden sonra devlet, dolardaki artışın faturasını kendi cebinden karşılamaya devam edecek mi?

Bu sorunun yanıtını dolardaki artıştan bağımsız düşünemeyiz. Merkez Bankası’nın yaptığı faiz artırımlarına rağmen dolar fren tutmuyor. Uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs, bunun nedenini şöyle açıklıyor:

“İstikrarın sağlanması, ekonominin yavaşlayarak enflasyon ve enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınmasına bağlı. Bu nedenle faiz artırımının etkinliği, maliye politikası konusunda verilecek mesajlarla ilişkili.”

Sadece Goldman Sachs’ın raporunda değil, tüm uluslararası yatırım bankalarının raporlarında haftalardır "Faiz artırımı yetmez, maliye önlemlerini görelim” nakaratı tekrarlanıyor. “Maliye politikası” aşağı, “maliye politikası” yukarı….  Nedir kastedilen “maliye politikası”yla?

Maliye, devletin gelir ve giderini idare eden kurum. “Maliye politikası” denilen de, devletin gelirlerinin artırılması, harcamalarının azaltılmasından başka bir şey değil. İktidar, hangi iktidar olursa olsun, seçimden sonra devletin gelirlerini artırmak, harcamalarını kısmak zorunda. Aksi takdirde görünen o ki, doların çıkışı hızlanarak sürecek. Faiz artışları, “maliye politikası”yla desteklenmezse, Muharrem İnce’nin dediği gibi dolar 10 lira bile olabilir.

Görünen köy kılavuz istemiyor. Seçimden sonra zam dalgasına hazır olun.

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?