20 Haziran 2014

Asmayacağız, besleyeceğiz...

12 Eylül 2010 Anayasa referandumunda “yetmez ama” gibi parantezler bile açmadan harbiden “Evet” deyişimin en önemli nedeni böylece ete kemiğe bürünmüş oldu

İşe bakın siz, Filibe’nin yedi tepesinden birinde Osmanlı’nın izlerinde gezerken cep telefonum mesaj sesi verdi:

- Abi gözümüz aydın, Evren ve Şahinkaya müebbet hapse mahkum oldular; rütbeleri de söküldü…

Gezi notları da, Filibe, Sofya izlenimleri de beklesin; hatta yazılmasalar da olur…

Sevinilecek gündür. Bir avuç inatçı kadın ve erkeğin (Merhaba Arif Ali Cangı!..) inatlarından milim geri adım atmadan yıllardır sürdürdükleri bir çabanın zaferidir bu. Türkiye’de ilk kez darbeciler darbecilikten yargılandı ve darbecilikten hüküm giydi. 12 Eylül 2010 Anayasa referandumunda “yetmez ama” gibi parantezler bile açmadan harbiden “Evet” deyişimin en önemli nedeni böylece ete kemiğe bürünmüş oldu.

Bu ülkenin bir kaç kuşağının yaşamından on yıllar çalan, ülkeyi faşizmin zifiri karanlığında yaşatan; faşizmin zehirli tohumlarını  ülkenin her yanına, yöresine eken beş general önderliğindeki kara bir gücün kamu vicdanından sonra yargı erkince de mahkum edilmesidir bu.

Kerametleri kendilerinden menkul generaller “Türkiye’nin nasıl bir ülke olması, hangi değerleri benimsemesi, hangi değerleri suç sayması gerektiğine” o sığ kültür ve bilgileriyle karar verme hakkını kendilerinde görüp darbe yaptılar. Çünkü ölüm aygıtlarına hükmediyorlardı ve güçlerini de sadece onlardan alıyorlardı.

18 Haziran 2014’den itibaren böyle yapanların suç işlediği, böyle yapmaya kalkanların suç işleyeceği yargı erkince de onaylandı.

Haberi aldığınızda sizler ne yaptınız elbet bilemem. Ama ben Filibe’de güzel bir meyhanede “Darbeci generallerin ve darbeciliğin mahkum edilmesinin şerefine” diye kadeh kaldırdım. Masadaki iki Bulgar da bana katıldı. Keyiflendik. Nasıl keyiflenmem? 12 Eylül darbecileri ile 34 yıllık bir hesaplaşmada bir mevzi daha kazandık.

O hayatı gitmiş bayatı kalmış iki darbeci general bundan sonrasını GATA’nın hapishane odası ilan edilen bir yatağında mı geçirirler, evlerinde mi yatarlar bilemem. Umurumda da değil.

50 yurttaşımızın idam emrini veren ve ardından da “Ne yani asmayalım da besleyelim mi” diye soran mütekait generali “asmayıp besleyeceğiz”. Bu utanç da ona yetsin…

Tatsız tuzsuz, dağınık bir yazı mı oldu?

Olsun.

Benim için bayrama eşdeğer bir gün bu. Ötesi umurumda değil…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim