AÇ KALPLER (Hungry Hearts) X X X X
Yönetim ve senaryo: Saverio Costanza
Görüntü:Fabio Cianchetti
Müzik: Nicola Piovani
Oyuncular: Adam Driver, Alba Rohrwacher, Roberta Maxwell, Al Roffe, Jason Selvig/İtalyan filmi
|
Ana-baba ve bebek sahibi olmak sorunları üzerine ilginç filmler birbiri ardına geliyor. Bir süre önce izlediğimiz İkinci Bir Şans’tan sonra bu film, hem bu önemli 'insanlık durumu’nu deşiyor, hem de ana-babadan en az birinin dengesini yitirmesi sonucu ailede oluşabilecek felaketleri belli bir gerilimle işliyor.
Film boşanmış bir komedi edasıyla başlıyor: Genç kız ve delikanlının bir Çin lokantası müdüriyetine telefonları hep “hangi sipariş ve nereye?” sorularıyla karşılaşıyor. Ama ilişkinin ilk tohumları da o sıkışık mekanda atılıyor denebilir.
Sonrası? Yatakta ve gerçek hayatta benzersiz bir uyum. Cinsel yönden kusursuz bir tatmin. Ve ayni biçimde, hayat karşısında da benzer reaksiyonlar.
Ancak kadının uyarısına karşın yapılan ‘önlemsiz seks’, hemen gebelik ve ardından gelen çocukla durumlar değişiyor. Ve gebelik dönemiyle birlikte kadının temel bir özelliği ortaya çıkıyor: Hiçbir biçimde doktorlara güvenmemek, ilaçlara bel bağlamamak, son derece az ve sağlıklı yemek.
Ve de yapay hiçbir şeyi hayatına sokmamak... Bu, zaten zayıf doğmuş ve gıdayla, ilaçlarla, özel bakımla güçlendirilmesi şart olan bir bebek olsa bile...
Film kadının sanki bir tarikatın özel inançlarına yakın bir inatla savunduğu bu yöntemle, erkeğin bebeğini en normal biçimde bakıp büyütme içgüdüsü arasındaki mücadeleye dayanıyor. Bu mücadele giderek büyüyor ve bir korku filmi sınırlarına kadar uzanıyor.
Ne var ki yönetmenin amacı bu değil. Yeni bir Rosemary’nin Bebeği yapmak değil. Her ne kadar filmin uzunca bir bölümünde, garip mercekler kullanarak o atmosferi yaratmaktan kaçınmasa da...
O tersine, ana-babalık denen kutsal, sorunlu ve son derece güç sürece farklı bir göz atmayı deniyor. Ve sevginin, hele bir bebeğe yönelmiş bir sevginin akıldan, mantıktan ve bilimden beslenmeden, tek başına o çocuğu büyütüp yetiştirmeye yetip yetmeyeceğini tartışmaya açıyor.
Şaşırtıcı ve yer yer ürpertici bir film, değişik bir konunun yenilikçi bir yaklaşımla ele alınması. Bir İtalyan yazar-yönetmeninin New York’ta İngilizce çektiği bu filmin yükselen genç oyuncuları Adam Driver (ki geçen hafta gösterime giren ilginç While We’re Young adlı filmde de parlak bir oyun veriyor) ve Alba Rohrwacher, hikayeye büyük katkıda bulunuyorlar.
Özellikle ana-babalar için ilginç bir deneyim vaat eden bir yapım.
Ancak küçüklere göre
FANTASTİK DÖRTLÜ (Fantastic Four) X
Yönetmen: Josh Trank
Senaryo: Simon Kinberg, Jeremy Slater, Josh Trank
Görüntü: Matthew Jensen
Müzik: Marco Beltrami, Philip Glass
Oyuncular: Miles Teller, Kate Mara, Michael B. Jordan, Jamie Bell, Toby Kebbell, Tim Blake Nelson, Joshua Montes/Fox filmi
|
Saygın Fox şirketinin yaratıcı (ama artık hayli tüccar!) Marvel şirketiyle (ünlü çizgi-roman yapımcıları) birleşerek yaptığı bu film, son on yıl içinde çekilen iki filmin adını taşıyor. Ama anlaşılan hemen ardından yeni bir bölüm hazırlığı var.
Aslında Marvel’ciler en eski kahramanlarından olan bu ‘dörtlü macerası’, sinema perdesine gelebilmek için uzun süre beklemiş. Şimdiyse adamlar mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlamışlar. Acaba bunda sinemanın, özellikle de fantastik-aksiyon sinemasının zeka ve yaş ortalaması açısından giderek küçüldüğü sonucu çıkar mı?
Ayrıca hikayeyi yeniden perdeye taşımak için her seferinde yaklaşık on yıl bekliyorlar: herhalde yeni bir kuşak gelsin diye!
Ama bu yeni bölüm onlar kadar bile ilginç değil...Gerçi baktım, onlar da hiç parlak değilmiş!...Nerede seriye dönüşmüş tüm o filmler: Superman’ler, X-Men’ler, Örümcek Adam’lar, Hulk’lar, Thor’lar ve diğerleri... Nerede hemen yalnızca çocuklara seslenen bu fantastik macera...
Böylece, geleceğin dünyasında şüpheli bir sermaye grubu için bilimsel araştırmalar yapan bir ekibin dört (aslında beş) kahramanı, uzayda yolculuğu çocuk oyuncağı haline getiren bir keşifle birlikte, önce kendilerini uzaya ve o ‘alternatif evrene’ ışınlıyorlar.
Ama orada, hemen hepsi ürkünç varlıklara dönüşüyor. Özellikle birisi, dünyayı fethetmek isteyen canavar bir kötü adama...Ve böylece savaş başlıyor.
Bilim-kurgu bizleri şimdiye dek öyle dünyalara, öyle gezegenlere götürdü, öylesine inanılmaz maceralara taşıdı ki...Ona çok şey borçluyuz: çocukluğumuzdan başlayıp tüm gençliğimizi katederek bugünlere ulaşan görkemli serüveni için...
Bu her şeyiyle alçakgönüllü film, bunlara yaklaşamıyor bile... Ancak küçükler ve türün onulmaz düşkünleri için...