Sizleri bilemem ancak benim açımdan Beşiktaş-Trabzonspor karşılaşmasının skoru hiç ‘sürpriz’ ihtiva etmedi! Şenol Güneş, Olcay Şahan’ın yeteneğinin sınırlarını bilmese, Oğuzhan Özyakup’un geride kalan haftada yaptıklarını gözlemlemese, Gökhan Töre’nin sağ kulvarda ‘tek başına’ kaldığını görmese neyse de!..
Şenol Güneş, bu ülkenin bağrından çıkan teknik adam değil mi? Ne Almanya’dan, ne İtalya’dan ne de okyanus ötesinden geldi. Beşiktaş formasını giyen her ‘yerli’ oyuncunun teknik özelliğini bildiği gibi, rakip Trabzonspor’u da yakından tanımanın avantajına sahip idi. Ne var ki, ileri uçtaki tek adam Cenk Tosun’un arkasına Olcay Şahan, sağına Gökhan Töre, soluna da Ricardo Querasma tercihini yeğledi. Oysa futboldan ‘azıcık’ anlayan sokaktaki sıradan birey dahi Olcay Şahan’ın yerinde Oğuzhan Özyakup’un görev yapması gerektiğini Güneş’ten daha iyi kavramış haldeydi. Olcay Şahan’ın forma giymesi mi önemli, Beşiktaş’ın sahadan yengiyle ayrılması mı? Savunma dörtlüsünün önündeki Atiba Hutchinson’ın yanında pek ala Necip Uysal da oynayabilirdi. Karşılaşmanın ilk yirmi dakikalık bölümünde Beşiktaş, Trabzonspor’u kendi alanına hapsetti ve atak üzerine atak yaptı ancak sonuç alamadı. Organize olmayı başaramayan, zaman zaman da bocalayan bordo-mavili ekibin, ikinci yarının başında Yusuf Erdoğan’ın ayağından bulduğu gol hiç ama hiç sürpriz olmadı. Şaşırtan, dört dakika sonra Ricardo Queresma’nın rüzgarın desteği ile attığı goldü! Uzun süredir hem atanı hem de yiyeni ‘şapşallaştıran’ gol görmemiştim. Rüzgarın azizliği Onur Recep Kıvrak’ı zor durumda bırakırken, Querasma doğal olarak sahada coşkuyu yaşayan elaman oldu. Sarı kartlı Portekizli futbolcunun coşkusu uzun sürmedi ve hakemin düdüğünü beklemediği için ikinci sarı kartla oyun dışında kalıverdi ki, burada sahadaki otorite Ali Palabıyık’ı yermenin akılcı olduğunu sanmıyorum!
Ricardo Querasma’nın Beşiktaş’tan neden gittiğini ve niye geldiğini dikkatlice irdelemeli.
Oyunun son yirmi dakikalık bölümünde bu kez Trabzonspor, Beşiktaş alanına hapsetti ve bu dakikalarda da Erkan Zengin attığı golle sadece takımını yengiye taşıyıp üç puanı almasını sağlamadı, gece boyunca çalışkanlığının karşılığını aldı. Şenol Güneş’in yaptığı oyuncu değişiklikleri ise bana nedense ‘komik’ geldi! Siyah-beyazlı ekibin kronik sorunu bu sezon da nüksetti. Oyuncular son yarım saatlik periyotta fiziksel olarak düşüş sergiliyor. Şenol Güneş eski öğrencisi Shota Arveladze’den ders almalı. Bu bağlamda oyuncu değişimi de ‘laf ola beri gele’ deyişi ile örtüşüyor. Gökhan Töre’nin kaçırdığı gole dil uzatmak ise bize düşmez. Yaşamda neler kaçırmıyoruz ki, bu kez de kaçınan Gökhan olsun. Hakem mi? Gökhan Töre ‘o golü’ atsaydı Beşiktaşlı yöneticiler yine Ali Palabıyık’ı suçlayacaklar mıydı?
@asenaozkn