Politika

Zaman'dan: TÜRGEV desteğiyle 'Erdoğan cemaati' kuruluyor

Zaman yazarı Ali Ünal, Erdoğan'ın hedefinde bütün İslâmî cemaatleri bitirmek olduğunu öne sürdü

01 Eylül 2014 13:16

Zaman gazetesi yazarı Ali Ünal, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin en büyük cemaatinden başlayarak, bütün İslâmî hizmet cemaatlerini bitirip, oğul Bilal Erdoğan’ın yönetiminde bulunduğu TÜRGEV desteğiyle 'Erdoğan Cemaati'ni kuracak" dedi.

"Erdoğan, TÜRGEV’e bağlı olarak açılacak yurtların da desteğiyle, kendi 'dindar' nesillerini yetiştirecek" diyen Ünal, "Ortadoğu Arap ülkelerinde olduğu üzere, “Erdoğan hanedanı”nın zeminini de oluşturmuş olacak ve Türkiye’yi 2071 yılına taşıyacak" ifadesini kullandı.

Ali Ünal'ın Zaman'da "TÜRGEV ve 'Erdoğan cemaati" başlığıyla yayımlanan (1 Eylül 2014) yazısı şöyle:

2000’li yılların ortasında, nasıl Katolikler için Vatikan, Ortodokslar için Patrikhane gibi merkezler varsa, Müslümanları da tek merkezden yönlendirebilme adına bir ABD planı olarak Hacc’da bir “mehdî”nin zuhur edeceği ve Türkiye’den üç “küçük mehdî”nin bu mehdîye destek açıklayacağı medyaya yansımıştı.

Yine aynı yıllarda, hilâfetin sonunu getirmede bir zaman baş rolü oynamış bulunan İngiltere’nin başşehri Londra’nın Wembley Stadı’nda bir hilâfet kongresi toplanmıştı. Zaman zaman gündeme gelen bu tür planlar, bütünüyle rafa kaldırılmış değildir.

Medyada bazılarının da dile getirdiği gibi benzer bir planın Türkiye için de söz konusu olduğunu düşünüyorum. Erdoğan, Türkiye’nin en büyük cemaatinden başlayarak, bütün İslâmî hizmet cemaatlerini bitirip, oğul Bilal Erdoğan’ın ilgili sözleri sosyal medyaya da yansıdığı üzere, bütün ortaöğretim kurumlarını imam-hatip’e çevirerek, TÜRGEV’e bağlı olarak açılacak yurtların da desteğiyle, kendi “dindar” nesillerini yetiştirecek. Böylece Türkiye Müslümanları’nı “Erdoğan Cemaati” olarak birleştirdiği gibi, yalnızca kendi şahsî iktidarını garantiye almış olmakla kalmayacak, bazı Ortadoğu Arap ülkelerinde olduğu üzere, “Erdoğan hanedanı”nın zeminini de oluşturmuş olacak ve Türkiye’yi 2071 yılına taşıyacak. Bu süreçle Türkiye Müslümanları ve İslâm, tek merkezden de idare edilip, tek merkezden yönlendirilebilecek. Erdoğan Ailesi’nin sahip olduğu iddia edilen ve dehşetli rakamlarla anılan servetin ve TÜRGEV’in bu plan için olduğu bazıları tarafından sosyal medyada yazılıp söyleniyor.

Erdoğan’ın kafasında kendisine ait veya telkin edilmiş böyle bir plan gerçekten varsa, gayr-ı Şer’î yollarla başlayan ve dolayısıyla tahripten başka bir sonuç getirmeyeceği açık olan bu planın yürümeyeceği ortadadır. Bu çerçevede cepheden maruz kaldığı hücumları yalnızca savma değil, lehe çevirme adına en önemli vazife, kanaat-i âcizanemce Cemaat’in kahraman bacılarına düşüyor. Günümüz dünyasının en fazla muhtaç olduğu şey, sevgi, şefkat ve merhamet. İkinci olarak, günümüzde en fazla istismar edilen değer, kadın ve kadınlık ruhu. Hz. Bediüzzaman (r.a.), kadınlar için “şefkat kahramanları” tabirini kullanıyor. Gerçekten, kadın ruhu, sevgi, şefkat ve merhamet kaynağıdır. Cenab-ı Allah’ın Cemîl isminin en fazla tecelli ettiği alan da yine kadınlıktır, kadın ruhudur. Dolayısıyla, bütün Müslüman kadınlara, özellikle bir iman ve Kur’ân hizmeti gören Cemaat’teki bacılara, gönüllerinde köpüren, ruhlarında kaynayan İlâhî rahmet ve güzellik tecellilerini bütün dünyada her gönüle boşaltma vazifesi düşüyor. Bu gereklilik, günümüzde kadınlık ve kadın ruhu menfî maksatlar ve sonuçlar adına en fazla istismar edildiği için daha bir önem kazanıyor. Bugün dünyanın her tarafında, bilhassa Batılı ülkelerdeki ihtidalarda en büyük rolü söz konusu bacıların oynaması ve ihtida edenlerin en fazla kadınların içinden çıkması da, bu realiteyi doğruluyor.

Şu anda, yukarıda da temas edildiği gibi, bir iman ve Kur’ân hizmeti gören, bu temelde sadece ülkemiz değil, dünya ölçeğinde hizmet veren Cemaat’in okulları, yurtları, dershaneleri, evleri, bütün müesseseleri, her yönden taarruza hedef kılınmış durumda. Bu, öyle bir maksat taşısın veya taşımasın, imana, Kur’ân’a, ahlâka, nesillere, ülkeye, insanlığa karşı da bir taarruzdur. O bakımdan, sadece Cemaat’teki öğretmenler gibi eğitim ve hizmet gönüllülerine değil, özellikle Cemaat’teki bacılara, ev ev dolaşıp, asla münakaşaya girmeden, müsbet hareketle, Hizmet’i anlatma ve iman adına, Kur’ân adına, ülkemiz adına, nesiller adına, insanlık adına öğrenciler toplama, okulları, yurtları ve dershaneleri hattâ yenilerine ihtiyaç doğacak şekilde doldurmaya çalışma düşüyor. Gün, Cenab-ı Allah’a daha bir yönelme, daha içten tazarru ve niyazın, Tevhid nuru içinde Ehadiyet sırrını daha bir hissetmenin yanı sıra hizmeti kat kat katlama günüdür de.