Gündem

Yenikapı'da 'Büyük Kudüs Mitingi' düzenlendi

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu: Hiç olmazsa şu zalim İsraille tüm münasebetlerinizi kesin

31 Temmuz 2017 01:30

Filistin'de yaşananlara dikkat çekmek amacıyla Saadet Partisi öncülüğünde birçok sivil toplu kuruluşunun desteğiyle düzenlenen 'Büyük Kudüs Mitingi' İstanbul Yenikapı’da gerçekleşti.

Büyük Kudüs Mitingine vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken, Yenikapı Etkinlik Alanının dolduğu görüldü. Konuşmalardan önce alanda ezgiler çalınırken, mehteran takımı da marşlar seslendirdi. 

Mitingde Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Birol Aydın, Mirasımız Derneği Genel Başkanı Muhammet Demirci, Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü, Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı Salih Turhan da birer konuşma yaptı.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün yazılı bir mesaj gönderdiği mitinge, Filistin İslami Direniş Hareketi Hamasın lideri İsmail Haniye de canlı yayınla bağlandı.

Mitinge CHP İstanbul milletvekilleri Mahmut Tanal, İlhan Kesici, AK Parti Kocaeli milletvekilleri Sami Çakır ve Cemil Yaman da katıldı.

 

Karamollaoğlu: Derin bir korkunun içine kapılıyorlar

 

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Kudüsün ulvi bir dava, vazgeçilmez bir sevda olduğunu" belirterek, "Peygamberimizin miraca çıktığı ulu mekandır. Hakka açılan kapı, zulme karşı direniştir. İlk kıble, ilk istikamettir. Hepsinden öte Müslümanların ortak ruhu ve ortak paydasıdır." dedi.

Karamollaoğlu, Yenikapı Etkinlik Alanında düzenlenen Büyük Kudüs Mitinginde vatandaşlara hitap etti.

"Bugün Gazzenin, Batı Şerianın ve Ramallahın gönlünün bu mitingde olduğunu" dile getiren Karamollaoğlu, "siyonistlerin ise bu mitingi korku içinde takip ettiği" iddiasında bulundu.

Karamollaoğlu, "Bütün mazlumların umutlarının miting meydanında olduğunu" söyleyerek, "Bu meydanda Filistin işgal altındayken rahat uyuyamayan Selahaddin Eyyubinin torunları var. Alparslanın torunları var. Necmettin Erbakanın talebeleri var. Gazzenin olduğu kadar Tel Avivin de gözü bu meydanda. Halid Meşalin, İsmail Haniyenin, Raid Salahın olduğu kadar Netanyahunun da gözü bu meydanda. Emin olun onların korkudan bacakları titriyor. Karanlık kapıların arkasında kurdukları ekranlarda bu alana bakıp Ebabil kuşları gibi nereden çıktı bu insanlar? diyorlar. Derin bir korkunun içine kapılıyorlar. Bugün burada 80 milyon Türkiyenin yüreği var." diye konuştu.

"Kudüs vazgeçilmez bir sevdadır"

"Hakkın ve adaletin mücadelesini verdiklerini" dile getiren Karamollaoğlu, "Çifte standardın olmadığı bir dünyanın mücadelesini verdiklerini" kaydetti.

Karamollaoğlu, "Sömürünün olmadığı bir dünyanın mücadelesinde olduklarına" dikkati çekerek, "Sadece Müslümanların değil, ezilmiş bütün halkların hakları için meydanda olduklarını" anlattı.

"Kudüsün sadece bir şehir ve mübarek bir mekan olmadığını" ifade eden Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

"Kudüs, ulvi bir dava, vazgeçilmez bir sevdadır. Peygamberimizin miraca çıktığı ulu mekandır. Hakka açılan kapı, zulme karşı direniştir. İlk kıble, ilk istikamettir. Hepsinden öte Müslümanların ortak ruhu ve ortak paydasıdır. Adeta insanlığın turnusol kağıdıdır. Tarihi hakikatler göstermektedir ki Kudüse hakim olan yeryüzüne hakimdir. Kudüse zulüm getiren yeryüzünü kana bulamış, barış ve huzur getiren yeryüzüne adaleti hakim kılmıştır."

Karamollaoğlu, "5700 senelik bir mikrop. Bunları söylemek mecburiyetinde hissediyorum. Bu noktaya kendiliğinden gelinmediğini sizlere hatırlatmak istediğim için. Bunlar tam 5700 senedir Biz dünyanın efendisiyiz. Allahın asıl kulları biziz. Diğerleri bize hizmet için yaratıldı. Bundan dolayı biz, üstün ırkız. diye inanmakta bunlar." diye konuştu.

Karamollaoğlu, "İsrailin tek başına olmadığını"aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"1897de tam 120 sene önce birinci siyonist kongresinden itibaren silahlı çalışma yürütüyor. Emperyalist ülkeleri bu maksatla kullanıyorlar. Bu dünyanın önemli ülkeleri ve etkin yapıları İsrailin bu zulmüne hep sahip çıkmışlardır. İsrail, Birleşmiş Milletlerde yüzlerce kere kınansa da aleyhine hiçbir karar alınmamıştır. Daha iki ay önce BM tarafından hazırlanan komisyon tarafından rapor İsrailin ırkçı olduğunu tespit ettiği için kamuoyuna açıklanmasının ardından baskıyla geri çektirilmiştir. Bu gücün bir ifadesidir, bu etkinin bir ifadesidir, bu bütün dünyanın nasıl kullanıldığının en açık ifadesidir. Biz bunu bir kenara bırakamayız. Neredeyse bütün uluslararası kuruluşlar İsraili kayıtsız şartsız korumayı bir görev olarak kabul etmişlerdir. Bugün Kudüsün savunulması yeryüzünün bütün müsebbiplerine karşı bir başkaldırıdır. Asıl şeref nişanı bu başkaldırı olacaktır. Bizler Kudüsü her zaman İslam Birliğine giden yolun mihenk taşı olarak gördük. Bu sebeple Milli Görüş Hareketini başlattığımız ilk günden itibaren hep Kudüsü ülkemizin ve dünyanın gündeminde tutmak için her sene Kudüs mitingleri yapmayı görev kılarak gördük."

"İslam dünyasının üzerinde tartışmasız ittifak ettiği tek konunun Filistin ve Kudüs olduğunu" aktaran Karamollaoğlu, şunları söyledi:

"Gazze'de patlayan bir bomba, tüm İslam coğrafyasında aynı acıyla yürekleri yakmaktadır. Tarih boyunca tevhid ve adalete inananlar olarak bizim ecdadımız Kudüsü barış yurdu haline getirmişlerdir. Kuvveti üstün tutan zalimler ise bu kutlu beldeyi zulme boğmuş, çatışma diyarına dönüşmüşlerdir. Önce Filistinlileri kaba kuvvet zoruyla tanklarla, füzelerle katlettiler. Geriye kalanları evlerinden barklarından göçe zorladılar, mecbur bıraktılar. İsraili kurdular, şimdi de Büyük İsraili kurmak için uğraşıyorlar. Her gün Müslüman katletmekten, kan akıtmaktan adeta haz alıyorlar. Kudüs bugün siyonizmin topyekun kuşatmasıyla karşı karşıyadır. Bu kuşatma aynı zamanda küresel bir kuşatmadır. Bu küresel kuşatmaya ancak küresel bir direnişle karşılık verebiliriz. Bu yüzden zaman konuşma zamanı değil, çok çalışmak ve şuurla hareket etme zamanıdır. Farklılıklarımızı kaşıyarak değil, ittifaklarımızı güçlendirerek bu kötü gidişe dur diyebiliriz. Kudüsün kurtuluşu için lafa değil, icraate ihtiyacımız var."

Karamollaoğlu, "İslam birliğinin zorunlu olduğunu dile getirerek, bunun çok da zor olmadığını" söyledi.

İslam Birliği Teşkilatı'nın bugün 57 üyesi olduğunu anımsatan Karamollaoğlu, "Dünyanın en önemli petrol rezervleri ve doğalgaz kaynakları bu ülkelerdedir. Dünyanın en stratejik geçiş noktaları da bu ülkelerdedir. En zengin su kaynakları, en bereketli tarım arazileri bu ülkelerde, en önemlisi ise dünyanın en genç ve en dinamik nüfusu İslam ülkelerindedir. Bu kadar güç ve imkan bizdeyken coğrafyamızın kalbine zulüm ve işgalle yerleşen İsrailin bu kadar pervasız hareket edememesi gerekirdi. Cenab-ı Hakkın Filistinli kardeşlerimize bahşettiği cesarete, Filistinli kardeşlerimizin gösterdiği fedakarlığa ve kararlılığa, sergilediği bu hazinkarlığa bütün dünya şahit ve hepimiz hayranız. 70 yıldır bu davadan vazgeçmediler, 70 yıldır güçlüğe göğüs gerdiler. İnanıyoruz ki 70 yıldır bastırılamayan bu mücadele artarak devam edecek ve mutlaka zaferle neticelenecektir." dedi.

"İslam ülkelerine sesleniyorum"

Karamollaoğlu, konuşmasının devamında İslam ülkelerine seslenerek, şu çağrıda bulundu:

"Başta ülkemiz olmak üzere bütün İslam ülkelerine sesleniyorum. Eğer gözünüz kesmiyor, gücünüz fiili adım atmaya yetmiyorsa hiç olmazsa şu zalim İsraille tüm münasebetlerinizi kesin. Sadece Mescid-i Aksadan değil, İsrail işgal ettiği bütün topraklardan çekilinceye kadar, elçilerinizi geri çağırarak diplomatik ve ticari münasebetlerinizi kesin. İsrailin Doğu Akdenizde çıkardığı gaz var, kapitalist ülkeler nezdindeki itibarı yüksekmiş, dünya finans kurumlarındaki hakimiyeti iyiymiş, bırakın bunları. Mazlumun yanında yer almaya, hakkın tecellisi için risk almaya, şahsiyetli bir tavır sergilemeye gayret edin. Bilin ki İsrail sadece güçten anlar. Siz bir kararlılık gösterin bakın sonu nasıl gelecek. Biz 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatını başlattığımız zaman bütün dünya karşımıza çıkmıştı, ancak sonuç ne oldu? Biz Allahın yardımıyla Kıbrıs çıkarmasını yaptık ve adaya huzur getirdik. İsrailin şu zulmünü durdurmak için yeni adımlar atalım."