Gündem

Yeni Şafak yazarı: Türkiye’de kurban eti girmeyecek ailelerin sayısının geçmiş yıllara göre daha fazla olduğunu öngörmek için TÜİK verilerini beklemeye gerek yok

"Türkiye’de kurban eti girmemiş hane kalmıyor diyemiyoruz çünkü üst gelire mensup aileler kurbanlarını yardım kuruluşları aracılığı ile yurt dışına göndermeyi tercih ediyor"

08 Temmuz 2022 09:12

Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, Kurban Bayramı ile ilgili değerlendirmelerde bulunduğu bugünkü yazısında “Kadınlar rasyonelleştikçe, dindarların heyecanı, coşkusu zayıflıyor” görüşünü dile getirdi.

“Farkında olmamız gereken şu ki, insanlar durduk yere ‘Ben artık bu ibadeti yapmıyorum’ diyerek vazgeçmezler yapmakta oldukları amelden” diyen Barbarosoğlu, şöyle devam etti: “Konjonktür ve hayat şartları dediğimiz atmosfer, elimizden alıp götürür yapmakta olduklarımızı. Böylece biz, bir nesil öncekilerin yaptıklarını, artık terk etmiş olduğumuzu anlamayız bile.

Metropollerde kurban kesmek her geçen gün biraz daha zorlaştıkça, kurban kesmenin ruhundan da uzaklaştı/uzaklaşacak Müslümanlar. Mekanın ve zamanın eşitlendiği/düzleştiği seküler dünyada, sünnetlerden adım adım koptuğumuzu fark etmiyoruz bile. Bu kopuştan kurtulmanın tek yolu, zamanı ve mekanı, müminin idrakini ve ferasetini arttırıcı bir berraklığa kavuşturacak şekilde düzenlemek. Çok mu büyük geldi söylediklerim!

Yeni zengin Müslümanlar 'ötekilerin' hayat tarzını ikame etmek üzere kendileri için ayrıcalıklı siteler kurarken... Yüzme havuzları, aerobik solanları, kapalı otoparklar, her tür rekreasyon alanları! Eee? Kurban kesmek için düzenlenmiş estetik ve elverişli mekanlar nerede?” 

Orhan Pamuk'un, İstanbul: Hatıralar ve Şehir adlı kitabında, ailesinin kurban bayramlarında, kurbanı kestirip etini fakirlere gönderdikten hemen sonra kasaptan et alışlarını anlattığını, taze kurban eti koktuğu için ailecek kurban eti yemeyi tercih etmediklerini yazan Barbarosoğlu şöyle devam etti:

"Üst gelir düzeyine sahip dindar evlerde de aynı seküler Pamuk ailesi gibi kurban kokusuna pek rastlanılmıyor artık. Yani yaklaşık 50 yıl önce Pamuk’un ailesinde “kurban” taze et kokusu üzerinden lezzetsiz bulunup tercih edilmezken, şimdi aynı durumu yaşayan muhafazakar-dindar aileler var.

Sorun şu ki, artık Müslüman erkekler kurbanlarını kendisi kesemiyor. Şehirde kurban kesmenin külfeti arttıkça kurbanın ibadet boyutu zayıflayarak sosyal yardımlaşma boyutu ön plana çıkıyor.

Oysa kurban kesmek, dindarların kendilerini Allah’a en yakın hissettikleri ibadetlerden biridir. Bu his doğrudan “can”a dairdir. Allah öyle emrettiği için oğlunu kesmeye hazır bir İbrahim ve babasının bıçağına razı bir İsmail’in hatırası eşlik eder kurban kesen müminlere. (Yani etmelidir. Yani bu hatıra tazelenmelidir.)

Kurban kesilirken sosyal yardımlaşma boyutu ön planda tutuluyor da Türkiye’de kurban eti girmemiş hane kalmıyor diyebiliyor muyuz? Ne yazık ki hayır. Çünkü üst gelire mensup aileler kurbanlarını yardım kuruluşları aracılığı ile yurt dışına göndermeyi tercih ediyor. Kurban etini dünyaya dağıtmak için yıllardır yardım kuruluşları seferber. Bu seferberlik ümmetin birbirine muhabbetini arttırıcı bir durum. Fakat 2022 Kurban Bayramı’nda Türkiye’de kurban eti girmeyecek ailelerin sayısının geçmiş yıllara göre daha fazla olduğunu öngörmek için TÜİK verilerini beklemeye gerek yok.

Yazının tamamını okumak için tıklayın