Politika

Yeni Şafak Temsilcisi: Keşke HDP-PKK-İmralı'yı yok sayarak çözüm mümkün olsa...

Abdülkadir Selvi: Kadınlara psikolojik destek verilecek, ünlüler bölgeye gidecek

04 Şubat 2016 12:47

Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, sokağa çıkma yasaklarının ve çatışmaların devam ettiği Güneydoğu için hazırlanan Master planının dördüncü ayağında yeniden şekillenen çözüm sürecinin başlatılacağını söyledi. Yeni çözüm sürecinde İmralı ve HDP'nin de muhatap alınacağının sinyallerini veren Selvi, "Keşke HDP-PKK ve İmralı'yı yok sayarak bir çözüm mümkün olsa. Ama reel politik bunu pek mümkün kılmıyor" dedi. 

Selvi'nin Yeni Şafak'ta "Sanatçılar ve sporcular bölgeye" başlığıyla bugün (04.02.2016) yayımlanan yazısı şöyle: 

Kürt sorununun çözümü ve şehir savaşlarının ardından bölgenin normalleşmesi için ciddi bir istişare süreci yürütüldü.

“Master plan” hazırlandı. Kapsamlı bir mutfak çalışması yapıldı.

Başbakan Davutoğlu yarın Mardin'de yeni dönemin ilk aşamasını başlatacak.

Türkiye ilginç bir trafik yürütüyor.

Bir yanda PKK'ya karşı etkin bir mücadele veriliyor, zaman zaman şehit haberleri geliyor. Örgütün, “şehir savaşları” stratejisi başarısızlığa uğratılıyor.

Diğer yandan normalleşmeyi sağlayıp bölgeyi ayağa kaldıracak, insanlarımızı rehabilite edilecek, yaraları saracak bir planı devreye sokuluyor. Ama aynı zamanda Türkiye'ye yatırımları çekmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, Şili senin Suudi Arabistan benim, Peru senin İngiltere benim temaslarda bulunuyorlar.

1 Kasım seçimlerinde AK Parti yüzde 49.5 oy oranı ile çok büyük bir fırsat yakaladı. Rus uçağının düşürülmesi, PKK, DHKP-C ve DEAŞ'ın eşzamanlı olarak saldırıları başlatması ile yakaladığımız fırsatı felakete çevirmek isteyen güçler harekete geçti.

Bu bizim kaderimiz değil. Buna teslim olmamamız gerekiyordu. Ayağımıza vurulmak istenen prangaları parçalamamız gerekiyordu.

Yapılmak istenen bu.

Ve biz bunu başaracağız.

Çünkü Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle, Sünnisiyle bu millet sağlam.

20 Temmuz'dan bu yana Türkiye, PKK'nın şehir savaşları konseptine geçmesiyle birlikte operasyonlar, şehit cenazeleri nedeniyle ağır bir sürecin içinden geçiyor.

Başbakan Davutoğlu'nun Cuma günü Mardin ziyaretiyle birlikte yeni bir iklime geçilecek. Başbakan her Cuma namazını bölgede bir ilimizde kılacak.

Mardin'den sonra sırada Siirt, Hakkari ve Şırnak var.

Yarından itibaren bir sistem dahilinde uygulamaya sokulacak olan Master Plan 4 ana ayaktan oluşuyor.

1-Kamu düzeninin sağlanması,

2-Kamu düzeninin yeniden bozulmasının kalıcı olarak önlenmesi için idari önlemlerin alınması,

3-Rehabilitasyon süreci,

4-Çözüm ruhunun yeniden canlandırılması.

Master Plan, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş ve Yalçın Akdoğan'ın başkanlığında Sağlık, Milli Eğitim, Kültür ve Turizm, Aile Sosyal Politikalar, Çevre ve Şehircilik, İçişleri, Kalkınma ve Maliye Bakanlıkları ile hazırlanmıştı. Bu Master Planın uygulamasından sadece bu bakanlıklar sorumlu anlamına gelmiyor. Diğer bakanlıkların da üstlendiği sorumluluklar var.

Birkaçını paylaşmak isterim.

Şehirlerin yaralarını sarmak ve kardeşlik ruhunu tahkim etmek için, “kardeş şehir” projesi geliyor. Örneğin Diyarbakır Konya ile Batman Gaziantep ile kardeş şehir olacak. Van depreminden sonra bölgeye gitmiştim. Erciş'te yıkıntıların başında konuştuğum bir vatandaşımız, “Başımıza gelen felaket sırasında Türkiye yardımımıza koştu. Kardeşlik ruhunu hissettim” demişti.

Sırada “kardeş okul” projesi var. Okulların fiziki yapılarının tamiri gerekiyor. Ama ondan önce öğretmen ve öğrencilerin ruhlarında açılan yaraların tedavi edilmeli. Sokağa çıkma yasakları ve çatışmalar yüzünden bölge bir süredir çok ağır bir travma yaşıyor. Şırnak'ta, Cizre'de, Silopi'de Sur'daki çocuklar batıda bir okulla kardeş olacaklar.

Evlerini terk etmek zorunda kalan Kürt kadınlar. İki yüz bin kişi kendi doğduğu topraklarda mülteci durumuna düştü. Burada en büyük bedeli kadınlar ödedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı birkaç aşamalı bir plan üzerinde çalışıyor.

Bu çalışmanın kadınlara psikolojik destek verilmesi, kadının ekonomiye katkısı ve kadınlar için STK'ların oluşturulması gibi ayakları olacak.

Esnafın banka borçları ile Bağkur prim borçlarının 1 yıl ertelenmesi gündemde. Ayrıca Halk Bankası bölge halkına düşük faizli ve uzun vadeli kredi açacak.

Bölgenin ekonomik kalkınması önemli bir yer tutuyor. Bölgeye 7 sanayi sitesi, bir serbest bölgenin kurulması gündemde.

Diyanet İşleri Başkanlığı da önemli bir rol üstlenecek. Bölgedeki din adamlarının aktif hale getirilmesi, Kürtçe bilen din görevlilerinin seferber edilmesinin üzerinde çalışıyor. Ama asıl yük Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in omuzlarının üzerinde olacak.

Başbakan Davutoğlu'nun bir ayağı sürekli olarak bölgede olacak. Başbakan, Suudi Arabistan gezisi sırasında yaptığımız sohbette, “Her Cuma bir ilde olacağım. Gerekirse Cumartesi günü de kalacağım” demişti.

Başbakan'ın ayrıca TRT Kürdi, Rudaw ve K24 kanalında ortak yayına çıkması gündemde.

Bölge insanına moral olması açısından planlanan etkinlikler de olacak. Ünlü sanatçı ve sporcuların bölgeye gitmesi gibi. Bölge halkı TV dizilerinden ya da yeşil sahalardan tanıyıp sevdiği ünlülerle bir araya gelecek.

Milli Takım'ın hocası Fatih Terim'in halkımızla kucaklaşması ne kadar güzel olur. Yaklaşık 6 aydır çatışmalarla, sokağa çıkma yasağıyla boğuşan bölge halkının bu tür jestlere ihtiyacı var. Bunlar hayatın normalleşmesi açısından uygulamaya konulacak hususlar olacak.

Ama asıl sorun bölgede kalıcı olarak güvenliğin sağlanması gerekiyor. Güvenlik olmadan çözüm olmuyor. Ama çözüm sağlanmadan bu işin içinden çıkılmıyor.

Siyasi irade bunu reddetmiyor.

O yüzden Master Planın dördüncü ayağı yeni şekliyle çözüm sürecinin başlatılması olacak.

Ama nasıl olacak? PKK-HDP ve İmralı olmadan olacak mı?

Söz konusu yeni çözüm süreci olunca Başbakan Davutoğlu ile toplantılara katılan bölge temsilcileri, bu konuyu gündeme getiriyorlar.

HDP'nin silahların susması adına kendine biçilen rolü oynayamadığı kesin. İradesini Kandil'e teslim ettiği de bir gerçek. Yeni süreçte rol üstlense güvenilir ve etkili bir enstrüman olacak mı orası da meçhul. Sinn Fein'in İRA'ya yaptığını yapamadılar. Sinn Fein liderliği İRA'nın silah bırakmasını sağladı. Ne HDP, Sinn Fein oldu ne de içlerinden bir Gerry Adams çıktı. PKK-HDP hareketinin en büyük eksikliği içlerinden bir Gerry Adams çıkmaması oldu. Tam aksine Cemil Bayık olmayı tercih ettiler.

Keşke HDP-PKK ve İmralı'yı yok sayarak bir çözüm mümkün olsa. Ama reel politik bunu pek mümkün kılmıyor.