Çevre

'Yedi Renkli Göl' tek renk olmasın!

'Yedi Renkli Göl' olarak adlandırılan Eğirdir Gölü, çevresindeki tarımsal faaliyetler nedeniyle kirlenme tehlikesi yaşıyor

02 Eylül 2013 15:44

Isparta'da bazı gün ve saatlerde farklı renklerde görüldüğü için 'Yedi Renkli Göl' olarak adlandırılan Eğirdir Gölü, çevresindeki tarımsal faaliyetler nedeniyle kirlenme tehlikesiyle karşı karşıya.
Eğirdir Gölü, Göller Bölgesi'nin en büyük doğal zenginliklerinin başında geliyor. Adını Eğirdir İlçesi'nden alan göl, 468 kilometrekarelik yüzölçümüyle Türkiye'nin 4'üncü büyük gölü. Deniz seviyesinden yaklaşık 917 metre yükseklikte bulunan tektonik göl, ortalama 14 metre derinliğe sahip. En derin noktası ise 16,5 metre civarında. Genelde camgöbeği renginde olan göl, bazı gün ve saatlerde farklı renklere büründüğü için halk arasında 'Yedi Renkli Göl' olarak anılıyor.
Zengin balıkçılık ve kerevit potansiyelinin yanı sıra, sulama ve enerji üretimi bakımından da büyük önem taşıyan gölden, çevredeki tarım alanlarının sulanmasında yararlanılıyor. Kovada Gölü'nü de besleyen, 'Kovada l' ve 'Kovada 2' hidroelektrik santrallerinin su ihtiyacını karşılayan Eğirdir Gölü, Isparta'nın içme suyu ihtiyacının da bir bölümünü karşılıyor. Özellikle piknik yapılan 'Can Ada' ile üzerinde Ayastefanos Kilisesi gibi tarihi zenginlikler bulunduran Yeşilada'nın da içinde bulunduğu Eğirdir Gölü, bölgedeki tarımsal ilaçlama nedeniyle risk altında.
 

Elma bahçelerindeki ilaçlama yüzünden

 
DHA'dan MEhmet Erçakır'a konuşan, Eğirdir Gölü'nde 1992 yılından bu yana incelemeler yapan su ürünleri uzmanı biyolog Sedat Karakoyun, göl çevresindeki elma bahçelerine yapılan ilaçlamanın büyük tehdit oluşturduğunu söyledi. Eğirdir Gölü'ndeki kirlilikle ilgili uyarılarda bulunan Karakoyun, bölgedeki tarımsal faaliyetler nedeniyle yılda 15 kez ilaçlama yapıldığını kaydetti. Bunun yanında suni ve hayvansal gübreleme yapıldığına da işaret eden Karakoyun, vahşi sulama nedeniyle kimyasal atıkların göle aktığını iddia etti. Eğirdir Gölü'nün kritik noktasının elma yetiştiriciliğinin fazla olduğu Gelendost bölgesi olduğunu anlatan Karakoyun, "Bölgede 4 bin 500 çiftçi, 5 bin 500 hektarlık alanda elma üretiyor. Burada geçen yıl 98 bin kilo zirai ilaç, 2 milyon 874 bin kilo kimyasal gübre kullanıldı. Bu kimyasallar vahşi sulama nedeniyle göle ve yeraltı sularına karıştı" dedi.
 

Arıtma tesisi yok

 
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, tehdit altındaki Eğirdir Gölü'nü korumaya alma amacıyla 2 yıl önce özel hüküm belirleme çalışması yaptı. Bu çalışma kapsamında Eğirdir Gölü çevresindeki bazı yerleşim birimlerine arıtma sistemi ve ekolojik köyler kurulması öngörülmekteydi. Biyolog Sedat Karakoyun, göl çevresindeki bu yerleşim birimlerine halen arıtma tesisi kurulmadığını hatırlattı. Cumhurbaşkanlığı dahil pek çok makam ve kuruma şikayette bulunduğunu vurgulayan Karakoyun, "Acil önlem alınmazsa yedi renkli göl, gözümüzün önünde yok olacak" diye konuştu.
 

Organik tarıma geçilmeli

 
Gölün korunması anlamında ilk başta organik tarıma geçilmesi gerektiğine dikkati çeken Karakoyun şunları söyledi:
"Eyüpler ve Boğazova'da damla sulamaya ciddi yatırım yapıldı ve tarımda büyük gelişme sağlandı. Aynı uygulamanın hiç vakit geçirilmeden Gelendost'ta da uygulanması şart. Çünkü Gelendost'ta göle yakın bahçeler var. Elma bahçeleri yılda 10 ile 15 defa ilaçlanıyor. Vahşi sulamayla birlikte bahçedeki kimyasal ilaç hızla göle sızıyor. Bu da ciddi tehdit oluşturuyor."