Gündem

Yasak sonrası İdil: II. Abdulhamit'in askerleri Şırnak'ta, uzun adam ordu da arkanda...

Şırnak'ın İdil ilçesinde operasyonlar 22 gün sürdü

01 Nisan 2016 11:42

*Hatice Kamer 

Günler süren operasyonlar ve sokağa çıkma yasağı ardından, sabahın ilk saatlerinde İdil…

Şırnak'a bağlı ilçenin merkezi oldukça sessiz.

Cadde ve sokaklarda tek tük insanlar karşıma çıkıyor.

“Kullanılamaz hale gelen belediye binası”

İlk olarak merkezdeki belediye binasına gidiyorum. Bina, çatışmalar sırasında epey hasar görmüş.

Belediye Başkanı Mehdi Aslan binanın içini sonra da enkaza dönmüş makam odasını gösteriyor. "Burası makam odamdı ama halini görüyorsunuz" diyerek başını sallayıp yıkıntılar arasında dolaşıyor.

Aslan, binanın kullanılamayacak hale geldiğini, artık yıkılması gerektiğini söylüyor.

Evinin de büyük zarar gördüğünü anlatan Aslan "Hasarı bir tarafa bırakın, onu geçtik. Evimin yatak odasında gece lambasının arkasına şahsıma bir sürü hakaretin ve küfrün yazıldığı bir not bırakmayı da ihmal etmemişler" diyor.

 

Duvarlarda yazılar

 

Sokağa çıkma yasağı ve operasyonların düzenlendiği diğer ilçelerde olduğu gibi burada da karşımıza duvar yazıları çıkıyor.

'18 Mart Çanakkale', 'II. Abdulhamit'in askerleri Şırnak'ta', 'Uzun adam ordu da arkanda', 'Besmele çek'…

26 bin 500 nüfusu olan İdil'de yasak başladıktan sonra birkaç bin ilçe sakinin insanın kaldığı söyleniyor.

22 gün süren operasyonlar sırasında Turgut Özal ve Yeni Mahalle'de çok şiddetli çatışmalar yaşanmış.

Yeni Mahalle'de çatışmalardan önce 9 bin kişinin yaşadığı belirtiliyor.

Çatışmaların yoğun yaşandığı her iki mahallede yüzlerce ev hasar görmüş durumda.

Yeni Mahalle'den Turgut Özal Mahallesi'ne doğru yürüyorum.

 

“Aşıti (barış) falan kalmadı”

 

Yasak boyunca Kasrik'te akrabalarına kalan, soyadını vermek istemeyen Aysel, evinde büyük hasar olanlardan.

Kızıyla birlikte çaresiz, kapının önünde bekliyor.

Adını vermek istemeyen bir mobilya mağazası sahibi üç katlı deposunda bütün mobilyalarının yakılmış olduğunu gösteriyor.

Turgut Özal Mahallesi'ne gitmek için çevredekilere adres soruyorum.

İlçeye girebilmeyi başarmış İdilliler evlerinin halini görmek için koşar adım yürüyorlar.

"Aşıti Parkını geçince sağda" cevabını alıyorum.

İleride, çocuğunu omuzuna almış genç bir kadına Aşıti Parkı'nı soruyom "Park şurada ama aşıti nerde bilmiyorum. Artık aşıti falan de kalmadı" diyor.

Park da harap olmuş durumda.

YPS'liler ve güvenlik güçlerine tepki gösteren kadın

Turgut Özal Mahallesi'nin girişinde hasarlı evlerinin karşısında bekleyen, ad ve soyadı vermek istemeyen çift, zararlarının büyük olduğunu söylüyor.

Kadın hem evine bomba yerleştiren YPS'lilere hem de bombayı patlatan güvenlik güçlerine öfkeli.

Hatice de sıvası yeni bitmiş evini gösteriyor. "Daha kalıplarının parasını bile vermedim" diyor.

Fatma, "Ne oluyorsa biz fakir fukaraya oluyor" diyor. Her iki kadın evlerini bu hale getirenlere kızıyor. “35 yıl boyunca ben ve çocuklarım tarlarda çalışarak bu evi yaptık. Geriye hiçbir şey kalmadı”

Hacı Sait Toksoy ve eşi Kadriye de Worzik adlı köylerinden az önce gelmişler. Kadriye Toksoy ağlıyor. Eşi ve komşusu onu teselli ediyor.

Hacı Sait, 1990'larda köyleri boşaltılınca tek bir parça eşya bile kurtaramadıklarını anlatıyor. "Buna da şükür cana gelmedi ya" diyerek eşine güç vermeye ve onu teselli etmeye çalışıyor.

Yine de evin içerisindeki hasar karşısında derin bir sessizliğe bürünüyor, tabakasından sigarasını çıkarıp yakıyor ve " Hiçbir şey kalmamış" diyerek derin bir nefes çekiyor.

Biraz sonra komşu evden bir kadın ağıt yakıyor. Adı Fatım. Onun da evi kullanılmayacak hale gelmiş. "Vay başıma, vay yetimlerime, ben şimdi ne yaparım diye" diyerek evde dolanıyor. Komşuları teselli etmekte zorlanıyor.

Xane, yasak boyunca yaşlı anne ve babasıyla İdil'de kalmış. Evde gıda stokladıklarını söylüyor. "Elektrikler de yoktu. Her şiddetli patlamada ev başımıza yıkılacak sanıyorduk. Uyuyamadık. Çok korktuk, psikolojimiz bozuldu" diyor.

 

İlçe çapında patlamamış bombalar

 

Asiye ise evin damında patlamamış bir bomba olduğunu söylüyor. Polise haber vermişler, polis de eve girmemelerini söylemiş.

İlçede olduğum süre zarfında çok şiddetli patlama sesleri geliyor. Patlamamış mayın ve mühimmatın kontrollü patlatıldığı söyleniyor. Bener Cordan İlköğretim okulu ve karşı sokağında hasar çok büyük.

 

“Bundan sonra okul değil, iş”

 

Burada patlayan mayınlar ve bombalardan dolayı derin çukurlar oluşmuş durumda. Sokakta bir kadın, iki kızı ve bir oğlu yolun kenarına oturmuş sessizce ağlıyor. Genç kızların büyük olanı geçen hafta YGS sınavına girmiş, diğeri de lise 11. sınıfa devam ediyormuş.

Her ikisinin de en büyük isteği üniversiteye gitmekmiş. Büyük olan kardeşin sınavı da oldukça iyi geçmiş ama "Bundan sonra okul mu olur" diyerek bir işe girerek çalışmak zorunda olacağını söylüyor.

Küçük kız kardeş, "Hem hayallerimizi aldılar, hem geleceğimizi, hem de evimizi" diyerek ağlamaya devam ediyor.

Kızlarını teselli edecek söz bulamayan anneleri de çaresizce evlerinden geriye kalan yıkıntıları izliyor.

İlgili Haberler