Medya

"Ya sen nasıl bir okul müdürüsün arkadaş!"

"9 yaşındaki bir kız çocuğu, külotlu çorabı yarıya inik koşuyordu"

24 Şubat 2017 11:26

Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, Van’ın Edremit ilçesinde, ailelerini ücretsiz etüt verme bahanesiyle kandırdığı kız çocuklarına cinsel istismarda bulunan öğretmenin tutuksuz yargılandığını hatırlatarak "Mesela bu davayla Aile Bakanlığı ilgili mi? Daha 25 gün önce Bakan Fatma Betül Sayan Kaya ile bir sohbet etmiştik. Bakan Hanım’ın bu konulara olan hassasiyetini çok iyi biliyorum. Ama bana o sohbette bir sıkıntıdan söz etmişti. Adalet Bakanlığı’nın bilgi işlem merkezine henüz erişimleri yoktu. Bu nedenle bu tür davaları Adalet Bakanlığı ile aynı anda görüp müdahil olamıyorlardı" dedi.

Cinsel istismara uğrayan kız çocuğu, külotlu çorabı inmiş halde koridorda kaçıyor, müdür "Güvenlik kamerası çalışmıyor" diyor, öğretmen serbest!

Avukat Müjde Tozbey Erden, sanık öğretmenin 9 yaşındaki müvekkilinin düzenli olarak istismarda bulunduğunu, mahkemenin, cinsel birleşme olmadığı gerekçesiyle suçu sarkıntılık olarak gördüğünü bu nedenle öğretmenin serbest kaldığına dikkat çekmişti.

Dün Ayşe Arman kanımızın donduğu yeri yazdı.

Bir ilkokul koridoru...

İşte tam oradan devam ediyorum.

Van’ın Edremit ilçesindeki bir okulun koridorlarında...

9 yaşındaki bir kız çocuğu, külotlu çorabı yarıya inik koşuyordu.

Anlaşıldı ki öğretmen tacizi.

Küçük çocuklara ‘ücretsiz (!) ders veren’ bir öğretmen...

‘Duhul yok’ diye serbest kalmış...

İğrenç.

İltihaplı bir vicdan.

Niye?

- Çünkü okul müdürü “Kamera kayıtları yok” demiş.

Niye?

- Çünkü okul müdürü çocuğu koridorda o halde gören temizlik görevlisi için “Böyle bir görevli yok” demiş... (Oysa Milli Eğitim görevliyi tescil etmiş.)

Ve çocuk olayı ağlaya ağlaya anne-babasına anlatmış.

İnsan delirebilir.

Ama ben delirmeden bazı şeyleri yazmak istiyorum.

Mesela bu davayla Aile Bakanlığı ilgili mi?

Daha 25 gün önce Bakan Fatma Betül Sayan Kaya ile bir sohbet etmiştik.

Bakan Hanım’ın bu konulara olan hassasiyetini çok iyi biliyorum.

Ama bana o sohbette bir sıkıntıdan söz etmişti.

Adalet Bakanlığı’nın bilgi işlem merkezine henüz erişimleri yoktu.

Bu nedenle bu tür davaları Adalet Bakanlığı ile aynı anda görüp müdahil olamıyorlardı.

Yani...

Tacize uğrayan kadın ve çocukların haklarını savunamıyor...

Bu ve bunun gibi yüzlerce olay, çok sonra Aile Bakanlığı’na ulaşıyordu.

BOZDAĞ’A ÇAĞRI

Çok iyi biliyorum ki...

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da en az Bakan Fatma Betül Sayan Kayakadar bu tür cinsel taciz olaylarına karşı duyarlıdır.

Ama bir türlü bürokrasi işlemiyor.

Adalet Bakanlığı’nın suç ve davalara erişim kayıtları Aile Bakanlığı’na açılmıyor.

Umarım Bakan Bozdağ bir talimat verir de bu ‘bürokratik yokuş’ aşılır.

Tacize yataklık

Okul müdürüne gelince...

Her türlü suç için ‘yardım ve yataklık’ maddesi varsa...

Bu cinsel taciz için de geçerli olmalı.

Genellikle okullarda ya da kamu alanlarında gerçekleşen taciz olaylarında ilgili kurumun yöneticileri, kendi kariyerleri ya da okulun adı için sessiz kalıyor ya da suçu hafifletici ifadeler veriyor.

Bir anlamda ‘delil karartıyor’lar.

Edremit’teki olaya bakınca okul müdürüyle ilgili böyle bir kuşku doğuyor.

En azından bu kuşku araştırılmalı.

Ortada çocuğun gözyaşı dolu ifadesi var.

Eğer ‘ıslak imza’ aranıyorsa, işte gözyaşıyla ıslanmış en gerçek imza...

Bu davalarda yardım ve yataklık ile delil karartma araştırması ve suçlaması da olmalı.

O zaman gerçeğe daha kolay ulaşılacaktır.

Bu travma hangi suça girer

Dikkat ettim...

Cinsel tacizle ilgili yasalar da hâkimlerin elini kolunu bağlıyor.

Tanımlamalar şaşırtıcı.

Mesela tacizin sürekli olması cezayı artırıyor. Bir defa olması sarkıntılığa giriyor.

Tecavüz yani ‘duhul’ yoksa, yaratık ucuz kurtuluyor.

Bu yasalarda çocuğun ya da kadının uğradığı psikolojik travma hangi suça girer?

Bunun bedeli nedir?

Ruhu çürümüş bu sapıkların, bu kusmukların hayatımızda açtığı yaralar için...

Çocuklar için...

Kadınlar için yarın devam edeceğim...