Doğan Holding Onursal Başkanı
Aydın Doğan, İmar Bankası, Çukurova Elektirik ve Kepez Elektrik'teki usülsüzlükleri nedeniyle, bu şirketlere TMSF tarafından el konulduktan sonra Fransa'ya sığınan işadamı
Cem Uzan'ın
Taraf gazetesine verdiği söyleşide kendisi hakkında dile getirdiği iddiaları yanıtladı. Doğan, Taraf'a gönderdiği açıklamada "Petrol Ofisi ihalesinin 'olabilecek en şeffaf şekilde televizyondan canlı yayımlanarak' gerçekleştirildiğini hatırlatarak, Uzan'ın sözlerini "ahlaksızca bir iftira" olarak değerlendirdi. Uzan, söyleşide, Doğan Medya yayın organlarında hakkında yayımlanan olumsuz haberlerin kaldırılması için Aydın Doğan'ın kendisinden 38 milyon dolar istediğini ileri sürmüştü. Doğan, yanıtında "Olayın gerçek yüzü şudur" diyerek Uzan'ın Bodrum'daki görüşmelerini kayıt altına aldığını söyledi. "Uzan'ın montajlanmış kaset kayıtlarıyla kendisine şantaj yaptığını" söyleyen Doğan, "Bu kaset nedeniyle Uzanlar aleyhine hem ceza, hem de tazminat davası açtım. Tazminat davsını kazandım, ancak Uzanlar aleyhine Kadıköy İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nde açtığım kamu davası yurtdışında olduklarından tebligat yapılamadığı için zaman aşımına uğradı" ifadesini kullandı.
Taraf gazetesinde "Aydın Doğan: Bana iftira atıyor" başlığıyla yayımlanan (10 Ekim 2013) açıklamanın tam metni şöyle:
'İpe sapa gelmez bir iftira'
“Kendisi, gazetenize verdiği mülakatta şahsım ve grubumla ilgili her ikisi de asılsız olan iki iddiada bulunuyor. Bunlardan birincisi, Petrol Ofisi’nin bize peşkeş çekildiğinin ileri sürülmesidir. Bu ipe sapa gelmez bir iftiradır. Bilindiği gibi, Petrol Ofisi bizden önce 1998’de ihaleye çıkartılmış, ancak kazanan firma yükümlülüğünü yerine getiremediğinden ötürü ihale iptal edilmişti. Petrol Ofisi, iki yıl sonra yeniden ihaleye çıkartıldı. İhale 3 Mart 2000 tarihinde olabilecek en şeffaf bir şekilde televizyondan canlı yayımlanarak gerçekleştirildi. İhaleye Koç, Doğuş, Alarko, Nurol, Cıngıllıoğlu ve Çukurova da dahil olmak üzere çok sayıda firma katıldı. Katılımcıların bir bölümünün elenmesi sonucu son turlar Doğuş, Koç ve Doğan grupları arasında zorlu bir çekişmeye sahne olmuş ve ihale açık arttırmanın onuncu turunun sonunda şirketin yüzde 51 hissesi karşılığı 1 milyar 260 milyon dolara grubumuz tarafından kazanılmıştır. İhalenin her aşaması kamuoyunun gözü önünde cereyan etmiştir. Bu gerçeklere rağmen Cem Uzan’ın bu şekilde konuşması ahlaksızca bir iftiradır.
Montajlı kasetle şantaj
İkincisi, hakkındaki yayınları durdurmak için kendisinden 38 milyon dolar para istediğim iddiasıdır. Olayın gerçek yüzü şudur: Uzan ailesinin bütün malvarlığına el konulduktan sonra iş yerlerinde ve kasalarında yasadışı yollardan yaptıkları telefon dinleme ya da gizlice kaydetme sonucu elde edilmiş şantaj kasetleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir tanesi de bizimle ilgili kasettir. Bu kaset, Cem Uzan’ın Bodrum’daki konutumda beni ziyareti sırasında cebine koyduğu bir cihazla kayda aldığı görüşmeye aittir. Bu görüşmenin bir tuzak olduğunu kaset ortaya çıkınca anladık. Bu kasetin bulunmasından sonra Şişli Cumhuriyet Savcısı Sayın Mecit Ceylan, beni telekulak mağduru olarak davet edip bilgime başvurdu. Savcı Ceylan ile 8 Ekim 2003 tarihinde görüştüm. Bu görüşmeye ilişkin haberler, 9 Ekim 2003 tarihinde bütün gazetelerde yayımlandı. Bu görüşme sırasında kasetin bazı bölümlerinin basına sızdırılmak için montajlanmış olduğunu öğrendik. Bunun üzerine Sayın savcıdan yasadışı yapılmış olan kaydın tamamının yayımlanması ricasında bulundum ve bunun için o anda dilekçe de verdim. Ayrıca, bu kaset nedeniyle Uzanlar aleyhine hem ceza hem de tazminat davası açtım. Tazminat davsını kazandım, ancak Uzanlar aleyhine Kadıköy İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nde açtığım kamu davası yurtdışında olduklarından tebligat yapılamadığı için zaman aşımına uğradı.”
Cem Uzan ne demişti?
Cem Uzan, 8 Ekim'de Taraf'ta yayımlanan söyleşisinde, Aydın Doğan'ın kendisinden rüşvet istediğini ve konuşmalarının kaydedildiğini şu sözlerle anlatmıştı:
"Bodrum'da görüştüm. Aydın Doğan 40 gün benim aileme saldırdı. 40 gün sesimi çıkarmadım, 41. gün randevu alıp gittim. Bodrum'da evinde birebir görüştüm. "Verirsin 38 milyon dolar. Yayınları keseriz," dedi. Görüşme 2001 yılının Ağustos ayında gerçekleşti. Bu görüşme onun yanında çalışan birisi tarafından kaydedilmiş. Kendi konuşmalarını da kaydediyor. Oradan birisi bana gönderdi. Benim ofisimde vardı. Ofisler basıldığında savcılığın eline geçti. Savcılık bantla ilgili olarak ifadeye çağırdı. Ertuğrul öztürk ile birlikte ifadeye gittiler."