Gündem

"Türkiye'de hapse girsin deyince 'Emredersin', çıkar deyince 'Başüstüne' diyen bir yargı var"

"Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı için aday olmalıdır"

20 Şubat 2018 12:14

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, “Türkiye’de hapse girsin deyince ‘Emredersin’, çıkar deyince ‘Başüstüne’ diyen bir yargı var. Adalet yoksa eşitlik ve özgürlük de yoktur” dedi. "Türkiye’ye en büyük kötülük umudun yok edilmesi oldu" ifadesini kullanan İnce, "Ülke uçurumun kenarında. Buna yeni heyecanla karşı koyabiliriz" diye konuştu.

Sözcü'den Nil Soysal'a konuşan İnce'nin açıklamaları şöyle:

– CHP'nin 36. Kurultayı'nın adı “Adalet ve Cesaret Kurultayı” olmasına rağmen, siz “Adalet istiyorum” çıkışı yaptınız. Kendi partinizde “adalet” arayışınızı nasıl açıklıyorsunuz?

Türkiye'de hukukun üstünlüğü yok oldu. Adalet yok. Yargı talimatla hareket ediyor. Biz bunu hep söylüyorduk. Deniz Yücel'in tahliyesiyle bu kanıtlanmış oldu. Türkiye'de artık hapse girsin deyince “Emredersin”, çıkar deyince “Başüstüne” diyen bir yargı var. Yargının emir komuta altına girmiş olması Türkiye'nin birinci sorunudur. Çünkü adalet yoksa eşitlik, özgürlük, yurttaş hakları yoktur. Biz bundan şikayetçiyiz. Biz CHP olarak, 80 milyona ne diyoruz: Türkiye'de bunlar yargıyı perişan etti. Biz adalet ve yargı bağımsızlığını istiyoruz. Demokrasi istiyoruz. Türkiye'de nasıl demokrasi istiyorsak, CHP'de de öyle bir demokrasi olmalı. Bakın siyasette çok kullanılan bir sözdür: Kavgalı eve kız vermezler. Kavgalı partiye oy vermezler! Ama kendinde demokrasi yokken ülkede demokrasi istemek de inandırıcı olmaz. O zaman CHP'nin önce kendi içindeki problemlerini halledip, sonra millete dönüp, “Tek adam her şeyi belirlemiyor” diyebilmesi lazım. Ne yaptık? 2014'te bir cumhurbaşkanı adayı gösterdik. Bu cumhurbaşkanı adayında hiç kimsenin katkısı yok. 2014'teki adayı Sayın Genel Başkan tek başına belirledi.

– Şimdi tüzük kurultayı var. Tüzük değişikliği için öneriniz üst üste 2 seçim kaybeden genel başkanın değişimi..

36. Olağan Kurultay'da Sayın Kılıçdaroğlu tekrar seçildi. Seçilen bir Genel Başkan, iki genel seçimde partiyi birinci parti yapamazsa bırakmalıdır maddesini tüzüğümüze koyalım diyorum ben. Siyaset tarihine bakın; liderler hep birinci seçimde seçilmiştir. Menderes, Demirel, Ecevit, Özal, Erdoğan, hepsi ilk seçimde gelmiştir. Onun için bunu zorlamamak lazım. Yani milletle inatlaşmamak lazım. Bakın kurultayda o koca salonu ben doldurmuş olabilir miyim? Kurultayı Genel Merkez yapıyor. Ama salonda Muharrem İnce'ye müthiş destek vardı. Bunu herkes gördü. İktidar, iktidar diye o salon inledi. Ben bu kurultayda sandıkta seçilmedim ama gönüllerde seçildim. Ama bu işleri kapattım artık. Bu parti benim partim. Bu partiye ömrümü verdim. Başarılı olması için elimden geleni yaparım. Şimdi tüzük değişikliği için 100 bin imza topluyorum. Parti üyeleri, sosyal medyada paylaştığım dilekçe örneğini imzalayıp, Muharrem İnce Yalova Milletvekili TBMM/Ankara adresine postayla gönderebilir. Bunu toplayacağımdan kuşku duymuyorum. Bakalım 100 bin üyenin teklifini ciddiye alacaklar mı?

Artık daha iddialıyım

– Bu işleri kapattım derken, iddianızdan vaz mı geçtiniz?

Bakın bu topraklarda AKP iktidara gelene kadar işsizlik vardı. Terör vardı. Geçim sıkıntısı vardı. Güvenlikle ilgili sorunlarımız vardı. Ama umut da vardı. AKP'nin 16 yılda Türkiye'ye yaptığı en büyük kötülük; umutları yok etti. O nedenle CHP'nin önce umut olması lazım. Kurultayda bir değişim gerçekleştirseydik bu bir umuttu mesela. Ben partide muhalefeti kişisel bir hırs için yapmıyorum. Türkiye uçurumun kenarında. Buna ancak yeni bir heyecan, yeni bir umut, yeni bir ruhla karşı koyabiliriz. Dolayısıyla asla vazgeçmedim. Tam tersine iddiam daha da güçlendi. Çünkü haklı olduğumu gördüm. Parti tabanının beni nasıl bağrına bastığını gördüm. Kurultay salonunu dolduran binler, gelecekten kaygı duyan ama kürsüde konuşan kişiyi de umut olarak gören ve bu kişiyle olur diyerek coşan insanlardı. Ben bunu yapabileceğimize inanıyorum. Önce CHP'yi, sonra Türkiye'yi yönetmek istiyorum.

Adaletsizlik varsa karşı çıkacağız

CHP'li Muharrem İnce, kendisini “CHP'de parti içi tartışmaları gündeme taşımanın sırası mıydı?” diye eleştirenlere şu cevabı verdi: “Tayyip Erdoğan adaletsizlik yaptığı zaman karşı çıkacağız. CHP'de adaletsizlik yapıldığında iç tartışma diyeceğiz öyle mi? Adaletsizlik Türkiye'de varsa haykıracaksın. Adaletsizlik CHP'de de varsa gene haykıracaksın.”

Tüzüğü değiştireceğim dedim baskın tüzük kurultayı geldi

– Kılıçdaroğlu 2014'teki aday için geçtiğimiz hafta yine aynı açıklamayı tekrarladı. “Kararımın arkasındayım” dedi…

Genel Başkan'ın 2014'teki kararı için; bugün olsaydı yine aynısını yapardım sözlerine ben artık diyecek bir şey bulamıyorum. Onun için de ben diyorum ki; 2019'da böyle bir dayatma olmasın. Bir tüzük değişikliği öneriyorum. 1 milyon 250 bin üyemizle ön seçim yapalım. 50 kurultay delegesinin imzası ile aday adayı olunabilsin. Diyorlar ki; sadece partinin üyelerinin belirleyeceği bir aday ile toplumun diğer kesimlerini nasıl kucaklayacağız, onlardan nasıl oy alacağız. Tayyip Erdoğan sadece partilileri ile yapmıyor mu bu işi? Bu özgüven eksikliği niye? Bir; özgüven sahibi olmalıyız. Başarabiliriz demeliyiz. İki; bir siyasi yapıyı ancak bir başka siyasi yapı yenebilir. AKP bir siyasi oluşumdur. Bu oluşumu geçecek olan siyasi oluşum da CHP'dir. Doğruları anlattığınız takdirde CHP olarak cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabiliriz. Yüzde 10'luk milli görüşten gelmiş birisi, yüzde 50'yi geçen bir oy almışsa, yüzde 26'lık CHP, kurucu irade neden 50 artı 1 almasın?

Bunu doğru bulmuyorum

– Tüzük kurultayının seyircisiz olmasını nasıl yorumladınız?

Eğer siz önceden bir metin hazırlayıp bütün partililere göndermiş, parti örgütlerinde bunun tartışılmasını sağlamış, gelen önerileri almış olsaydınız, kurultayın bu şekilde çalışmasına hakkınız olurdu. Bunu yapmamışsınız. İnsanların önüne metin koyup bunu onaylatmak için kurultay yapıyorsanız, elbette partililerin orada yaşananları bilmesi gerekir. Bunu en güzel sosyal medyada yorumlamış vatandaş: Diyorlar ki; tribünler Muharrem İnce diye bağırınca, CHP MYK'sı tribünlere bir kurultay seyircisiz ceza verdi! Bu olmaz. Bu doğru değil. Herkesin gözünün önünde olmalı.

– Tüzükte neler değişecek?

Gündemi Genel Merkez belirleyecek. Genel Merkez ‘Şu maddeleri değiştireceğim' diye bir taslak hazırlayıp, kurultay delegelerine gönderdi mi? Göndermedi. Delege oy kullanacak ama neyin nasıl değişeceğini şu anda biliyorlar mı? Bilmiyorlar. Ben de bilmiyorum. Bu baskın bir tüzük kurultayıdır. Muharrem İnce ‘Tüzüğü değiştirmek için 100 bin imza toplayacağım' dedi. Baskın bir kurultay yaparız, tüzüğü değiştiririz dediler. Doğru bulmuyorum bunu.

İnce'nin tüzük değişikliği önerileri

– Partinin cumhurbaşkanı adayını CHP üyeleri ön seçimle belirlesin.

– 50 kurultay delegesinin imzası ile aday adayı olunabilsin.

– Genel Başkan, iki genel seçimde partiyi birinci yapamazsa bıraksın.

Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı için aday olmalıdır

– 2019 yılındaki seçimde cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?

Ben partimi zora sokacak hiçbir şey yapmam. Ama CHP'nin cumhurbaşkanı adayı 2014'teki gibi olmayacak. Bu kesin. Bunun için ne gerekiyorsa partililerimizle onu yapacağız. Yani partimi zora sokacak hiçbir şey yapmamakla beraber, partiye hiç kimsenin aday dayatmasına da izin vermeyiz. Partililerimizle, arkadaşlarımızla buna engel olacağız. Bu partide bir daha yetkiyi elinde bulunduran “ben karar verdim sizler tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” deme hakkını kendinde bulamayacak.

– Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa destekler misiniz?

CHP Genel Başkanı bence doğal adaydır zaten. Yani Sayın Genel Başkan cumhurbaşkanı adayı olmaya mecburdur! Ama Kurultay'da ben Genel Başkan olsaydım cumhurbaşkanlığı adaylığı için ön seçime girecektim. Kemal bey de aday olmalıdır ve ön seçime girmelidir.

Türkiye'nin egemenliği varoluş gerekçemizdir

– Afrin operasyonunda CHP'nin tavrı eleştiriliyor. Siz bu konuda CHP'nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

CHP terörle mücadele konusunda her zaman net olmuştur. Bizi terör örgütleriyle yan yana getirmek, iç siyasete yönelik faaliyettir. Bunu karşılıksız bırakmayız. Yalan; söyleyenin kuyruğudur ve eninde sonunda kendi kuyruğu kendilerinin ayağına dolanacaktır. Türkiye'nin egemenliği bizim varoluş gerekçemizdir. Terörle işbirliği yapanlar, Oslo'da görüşme yapanlardır. Habur'da karşılama töreni düzenleyenlerdir. ‘Alnı secdeye değenlerden zarar gelmez' diyerek devleti FETÖ'ye teslim edenlerdir. Mesele Türkiye'ye yönelik tehdit ise operasyon bunun için yapılıyorsa, bu tehdit nerede kalkıyorsa, operasyon orada bitmelidir.