Paris merkezli Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi yayınlandı. Rapora göre Türkiye 180 ülke arasında 154'üncü sırada.
Afganistan, Ürdün ve Irak gibi ülkelerin gerisinde kalan Türkiye’den raporda, “problem ülke” olarak bahsedilirken Gezi Parkı eylemlerinde 153 gazetecinin yaralandığı, 39’ının gözaltına alındığı hatırlatıldı. Ve şu ifadeler kullanıldı:
Türkiye 10 yılda 56 sıra geriledi
Türkiye, basın özgürlüğü sıralamasında Irak ile Gambiya arasında yer alıyor. RSF, bir önceki sıralamada Türkiye’nin yerini “TMK ve yargı paranoyası” ile açıklarken bu yıl “tutuklu gazeteciler, Gezi’de habercilere saldırı ve dış editoryal müdahalelere” vurgu yaptı.
Türkiye, geçen yıl 179 ülke içerisinde 154'üncü sıradaydı; bu yıl bir fazla ülkeyle aynı sırada kaldı.
Ama Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından hazırlanan basın özgürlüğü listesinde 2005 yılında 98. sırada yer alan Türkiye, o günden bugüne tam 56 sıra geriledi.
'Yol ayrımındaki Türkiye'
Büyüyen diplomatik ve ekonomik etkisiyle Türkiye’nin özellikle de "Arap Baharı"nı yaşamış rejimler için kendisini bölgesel bir demokrasi modeli olarak sergilediğini kaydeden RSF, basın bildirisinde, "İslami muhafazakar AKP’nin 10 yıllık iktidarında, ordunun siyaset ve medya alanındaki etkisi kayboldu ve Kemalist ideolojiye bağlı kimi tabuların etkisi kırıldı. Ancak bunların yerini yeni kırmızı çizgiler alma eğiliminde" ifadesine yer verdi.
Türkiye'nin 2013 yılı sonu itibariyle 60 tutuklu gazeteci ile dünyanın en büyük gazeteci hapishanelerinden biri olduğunu kaydeden RSF, yargının yapılan reformlara rağmen baskıcı özünü büyük ölçüde koruduğunu kaydetti.
Yıllarca süren mahkeme ve tutukluluk süreçlerine dikkat çeken RSF "Tutuklu ve yargılanan gazetecilerin çoğu, baskıcı yıllardan miras Terörle Mücadele mevzuatının bedelini ödüyor. Ceza Kanunu’ndaki 20 kadar madde de özgürlükleri hedef alan bu düzenlemeleri tamamlıyor" diyor.
Raporda hükümetin PKK ile barış müzakerelerini açmasının umutlar doğurduğu, taahhüt edilen reformların hayata geçirilmesinin aciliyet taşıdığı kaydediliyor ve "Mevzuatın ötesinde, Kürt sorununun barışçıl çözümü konusundaki bir uzlaşı, paranoyak ve baskıcı izler taşıyan yargı kültürünü nihayet geliştirmeyi sağlayacaktır" deniyor.
'Gezi gazeteciler için mayınlı bölge'
RSF Gezi olaylarına da değinerek "2013 yazında yaşanan, benzeri olmayan protestolar, Türkiye toplumunun özgürlüğe olan ihtiyacını gösterdi. Olay, güvenlik kuvvetlerinde demokratik kültür eksikliğini ve büyük medya gruplarının hükümetle bağı olan iş insanlarının elinde toplanmasının çoğulculuk bakımından yol açtığı tehlikeyi de ortaya koydu" değerlendirmesini yapıyor.
Gezi olaylarıyla ilgili bilanço ise raporda şu şekilde aktarıldı:
"153 gazeteci yaralandı, 39’u gözaltına alındı: Mayıs- Eylül 2013 döneminde gazeteciler, hükümet karşıtı protestolarının şiddetle bastırılmasının bedelini ziyadesiyle ödediler. Kimi zaman eylemcilerin hedefi oldularsa da sistemli saldırılar güvenlik güçlerinden geldi.
"Bu şiddet patlaması resmi söylemlerinin ve hükümete yakın medya kuruluşlarının yaydığı histerik havada gerçekleşti: Köşe yazarları eleştirildi; sosyal medya kullanıcıları ve uluslararası medya çalışanları rejimi yıkmaya dönük uluslararası bir komplonun ajanları, teröristler olarak gösterildiler.
"Oto-sansür, habere ağırlık veren televizyon kanalları İstanbul’u sarsan şiddetli çatışmaları haber olarak vermeye yanaşmamalarıyla tüm boyutlarıyla ortadaydı. İflah olmaz gazetecilere kapı gösterildi: En az 14’ü işten çıkarıldı; 22’si istifa etmeyi tercih etti. Eylemleri daha yakından aktara televizyon kanallarına ise astronomik para cezaları verildi."
Rusya ve eski Sovyet ülkeleri
Soçi Olimpiyatları’nın Kremlin ile kendini daha iyi ifade eden sivil toplum arasındaki bilek güreşini gizlemeye yetmediğini bildiren RSF, Putin’in yeniden Kremlin’in başına geçtiği 2012’den beri hakaret suçuna yeniden hapis öngörüldüğünü, İnternet sitelerinden “kara liste” oluşturulduğunu, haberleşme özgürlüğünün “geleneksel değerler” saikiyle sınırlandırıldığını, “inançlara hakaret” veya homoseksüellik propagandası” gibi suçlamalarla düşüncenin sınırlandırılması yoluna gidildiğini bildirdi.
RSF, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Azerbaycan’dan da haberleşme özgürlüğünü hedef almalarına karşın “uluslar arası toplum”un sahip oldukları doğal kaynak rezervleri nedeniyle baskı yapmaya yanaşmadığı ülkeler olarak söz etti.
ABD 13 sıra geriledi
Raporda ABD gibi demokratik ülkelerde de basın özgürlüğünün artan bir tehditle karşı karşıya olduğu belirtildi. Paris merkezli kuruluş, ulusal güvenlik nedenleriyle yapılan dinlemelerin "dünya çapında bir tehdit" oluşturduğuna dikkat çekildi.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanan Edward Snowden vakası, Wikileaks'e bilgi sızdıran Bradley Manning'i mahkum etmesi ve Associated Press ajansının telefon kayıtlarının ele geçirilmesi gibi olaylar ülkenin 13 sıra birden gerilemesine neden oldu. Bu, 'şimdiye kadar görülen en hızlı düşüş' olarak kayıtlara geçerken ABD 46'ıncı sıraya yerleşti.
Basın Özgürlüğü Endeksi’nde ilk 10 ülkenin 9’u Avrupa’da bulunuyor.
Basın özgürlüğü listesi
1.Finlandiya
2. Hollanda
3. Norveç
4. Lüksemburg
5. Andorra
6. Lihtenştayn
7. Danimarka
8. İzlanda
9. Yeni Zelanda
10.İsveç
…
128.Afganistan
…
132.Endonezya
133.Tunus
134.Umman
135.Zimbabve
136.Fas
137.Libya
138.Filistin
139.Çad
140.Hindistan
141.Ürdün
142.Burundi
143.Etiyopya
144.Kamboçya
145.Myanmar
146.Bangladeş
147.Malezya
148.Rusya
149.Filipinler
150.Singapur
151.Meksika
152.Kongo
153.Irak
154.Türkiye
155.Gambiya
156.Svaziland
157.Belarus
158.Pakistan
159.Mısır
160.Azerbaycan
161.kazakistan
162.Ruanda
163.Bahreyn
164.Suudi Arabistan
165.Sri Lanka
166.Özbekistan
167.Yemen
168.Ekvator Ginesi
169.Cibuti
170. Küba
171. Laos
172. Sudan
173.İran
174.Vietnam
175.Çin
176.Somali
177.Suriye
178.Türkmenistan
179.Kuzey Kore
180.Eritre