Gündem

"Türk Kızılayı'nın TIR'ları Esad’ın bombalarından kıl payı kurtuldu"

Türk Kızılayı Genel Başkanı: Gönderseydik bizimkiler de vurulacaktı

01 Ekim 2016 12:59

Milliyet gazetesi yazarı Tunca Bengin,  "Kuşatma altındaki Halep’e insani yardım götürmek üzere hazırlanan 100 TIR’lık Türk Kızılayı konvoyunun Esad’ın bombalarından kıl payı kurtulduğu ortaya çıktı" dedi. Halep'e yardım götüren Birleşmiş Milletler'e ait 31 TIR'ın hava saldırısında vurulmasıyla Türk TIR'larının da plana uygun şekilde gönderilmesinin durdurulduğunu belirten Bengin, konuyla ilgili Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın “Gönderseydik bizimkiler de vurulacaktı” dediğini aktardı.

Tunca Bengin'in Milliyet'te Hedef Türk yardım TIR’larıydı başlığıyla yayımlanan (1 Ekim 2016) yazısı şöyle:

Kuşatma altındaki Halep’e insani yardım götürmek üzere hazırlanan 100 TIR’lık Türk Kızılayı konvoyunun Esad’ın bombalarından kıl payı kurtulduğu ortaya çıktı. Şöyle ki; Kurban Bayramı’ndaki ateşkes kararından sonra Halep’te sıkışan yüz binlerce insana gönderilmek üzere Türk Kızılayı’nca ağırlıklı olarak gıda ile kadın ve çocuklara yönelik ihtiyaçları içeren yardım malzemeleri hazırlandı. Plana göre 100 TIR’lık konvoy hemen yola çıkacaktı ancak Halep’in tek ikmal hattı olan “Castello Yolu”nu tutan Suriye rejimi ve ona karşı savunma hattını terk etmeyen ÖSO güçleri arasında süren çatışma nedeniyle her iki taraftan da “Gelebilirsiniz” diye konfirmasyon alınması kararlaştırıldı.

Bekleme sürerken, yine Halep’e yardım malzemesi götürmek üzere yola çıkan 31 TIR’lık BM konvoyu saldırıya uğradı ve 20 yardım gönüllüsü yaşamını yitirdi. Dolayısıyla da Türk Kızılayı’nın yardım konvoyu gidemedi.

Dün bu durumu konuştuğum Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın ilk sözü “Gönderseydik bizimkiler de vurulacaktı” oldu, sonrasında da yaşananları şöyle anlattı:

“Bugüne kadar yardım malzemelerimizi sınırda Suriyeli taşımacıların kamyonlarına naklediyorduk, dağıtımı Suriye Kızılayı yapıyordu. Bu sefer kendi TIR’larımızla götürecektik ve hemen yola çıkacaktık. Bu, Suriye’deki savaşın sona erdirilmesi noktasında bütün tarafların üzerinde anlaşmış olduğu insani dramın dindirilmesine yönelik bir adım olacaktı. Ancak, Castello Yolu’ndaki sıkıntı nedeniyle Suriye rejimi ve ÖSO’dan konfirmasyon bekledik, yani riske girmedik. Nitekim iki taraftan da net konfirmasyon gelmedi. Öyle olunca da göndermedik TIR’ları. Birlikte plan yaptığımız, hatta malzemelerini sınıra naklettiğimiz BM konvoyu ise girdi ve saldırıya uğradı.”

Kınık’ın riske rağmen BM konvoyu niye gitti sorusuna verdiği yanıt da şuydu:

“BM’nin kendi TIR’ları değil onlar. Geçişlerine yardımcı olduğumuz BM yardımları sınırda  Suriye Kızılayı’nın kamyonlarına yüklendi. Dolayısıyla BM kendi adamları olmadığı için biraz daha cesaretli davrandı. Aslında Suriye kendi Kızılay’ını vurdu ve Halep Şube Başkanı Ömer Bereket ile 20 civarındaki  Suriye Kızılayı gönüllüsü hayatını kaybetti. Göndermiş olsaydık bizimkiler de vurulacaktı...”

Kimyasal silah tehdidi

(Halep'e yardım götüren BM TIR'ları böyle vurulmuştu)

Türk Kızılayı olarak direkt ulaştıramadıkları yardım malzemelerini savaşın başladığı günden bu yana olduğu gibi farklı yollardan küçük parçalar halinde göndermeye çalıştıklarını belirten Genel Başkan Dr. Kerem Kınık’ın Halep’te yaşananlar ve gelişmelere ilişkin saptamaları ise şöyleydi:

- Fırat Kalkanı operasyonundan sonra kuzeyden Halep’e ulaşmak için ÖSO ve müttefik güçler çalışıyorlar. Şu anda Halep’in içerisinde en ağır muhasara altında kalmış yaklaşık 300 bin kişi özellikle çok zor durumda; bölgeye hiçbir şey girip çıkamıyor. İçeride hem gıda yok hem de oluşturulan kara pazar nedeniyle çok pahalı. Yakında çok acı haberler alabiliriz.

- Halep’in kuzeydoğusunda PYDYPG, kuzeybatısında DAEŞ, güneyinde Suriye rejimi, Rusya,İran var. Kuzeyi açık ama oraya da güvenli yol olmadığı için insanlar kaçamıyor. El Bab ÖSO tarafından alınırsa bizim kuzeydeki koridorla Halep birleşecek ve bir rahatlama olacak.

- Yardım unsurları ve özellikle hastaneler, topluma hizmet veren noktalar oradaki direncin kırılması amacıyla özellikle hedef alınıyor. Sistematik olarak çok sayıda hekim, sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Kilis’in karşısında bizim yardım malzemelerimizi içeriye taşıyan kamyon parkı da vuruldu, 30’a yakın insan öldü.

- Halep’te kalan az sayıdaki doktor çok zor şartlarda çalışıyor. Şu anda tamamen merdivenaltı binalarda bizim sahra hastanesi dediğimiz şartlarda sadece savaş cerrahisine yönelik faaliyetler var. Biz de içerdeki hastaneleri desteklemeye çalışıyoruz. İdlib kırsalında bir hastanenin kurulmasına yardım ettik. Kızılay olarak Cerablus’ta Sağlık Bakanlığı’yla beraber kurduğumuz hastanede 14 doktorumuz çalışıyor.

- Maalesef kimyasal silah kullanma tehdidi devam ediyor. Guta’daki katliamdan sonra Suriye rejimi kimyasal silahların yok edilmesine yönelik dünyayla işbirliği yapmıştı fakat gelen bilgiler Suriye’de tüm kimyasal silahların yok edilmediğine yönelik. Hatta bazı kimyasal silah depolarının DAEŞ’in kontrolündeki bölgelerde olduğu söyleniyor. Dolayısıyla, kitlesel katliamlar olabilir..