Yaşam

Tinercilerden Başbakan'a: Gelsin, bir gece sokakta yatsın!

Üç yıldır sokakta yaşayan ve tiner çeken Zeynel Abidin, "Kimse sokakta yaşamak istemez. Bir kere alsın eline tineri çeksin ya da bir gece sokakta yatsın, ne yaşadığımızı anlar" dediler.

19 Şubat 2012 15:49

T24 - Üç yıldır sokakta yaşayan ve tiner çeken Yasin, Fatma ve Zeynel Abidin, Başbakan Erdoğan'ın "dindar gençlik yetiştireceğiz" sözü üzerine çıkan tartışmaların ardıdan "Bu gençlik, tinerci mi olsun? İsyankar bir nesil mi olsun?" demesi üzerine "Kimse sokakta yaşamak istemez. Bir kere alsın eline tineri çeksin ya da bir gece sokakta yatsın, ne yaşadığımızı anlar" dediler.

Cumhuriyet gazetesinden Deniz Ülkütekin'in "Kimse sokakta yaşamak istemez" başlığıyla yayımlanan (19 Şubat 2012) yazısı şöyle:


Kimse sokakta yaşamak istemez


Yasin, Fatma ve Zeynel Abidin; üçü de yıllardır sokakta, üçü de tiner çekiyor, üçü de “elhamdülillah Müslümanız” diyor. Başbakan’a yeter mi bilinmez ama onların da kendi inançları ve hayalleri var. Ertesi günün ne getireceği bilinmese de, yaşam ne kadar zor olsa da, sokakta bir yaşam var.

Bu yaşamı sokağın sakinleri anlatıyor...


- Niye her gün kalmak istemiyorsun?

Yasin: Benim için artık ev diye bir şey kalmamış. Mahalleye gidiyorum, arkadaşlar “bakır, demir çalalım” diyor. İstemiyorum, bu sefer de parasız kalıyorum. “Bali çekmeye gidelim” diyorlar. Alamıyorum, canım çekiyor, ben de hırsızlık yapıyorum. Babam da “sigaranı alayım” diyor ama istemiyorum. Çünkü 400 lira alıyor, 325'i kiraya gidiyor. Ev bodrum katta, görsen duvarları leş gibi. Bazen yiyecek bir şey olmuyor, Fazlalık olmasın diye evde kalmıyorum.


- Peki ilk sokakta kaldığında hiç korkmadın mı?

Yasin: Korkmadım, Allah’tan başka kimseden korkmam. Bir ev bulmuştuk Mecidiyeköy’de, kimse kalmıyordu, orada kalmaya başladık. Alttaki kahveden elektirik çektik.

Fatma: Ben de korkmadım. “Çikolata, şeker alalım” diye kaçıyordum. En yakın arkadaşım bali çekmeye başlamıştı. Sinyal yapıyorduk (sokaktakilerden para istemek), sonra gidip nalburdan alıyorduk. Belli bir yaştan sonra insan kurtulmak istiyor ama kurtulamıyor. Çekmediğim zaman kimseden para isteyemiyorum. İşim, gücüm, evim yok. Aileme ben bakıyorum, abim cezaevinde. Sinyal yapıyorum. Hırsızlık da yaptık ama hepimiz hata yapabiliriz.


- Peki dinsiz olduğunuz için mi tiner çekiyorsunuz?

Zeynel Abidin: Kesinlikle değil, arkadaş kurbanı olduğumuz için. Büyüklerimizin sözünü dinlemedik. Evden uzaklaşıp, sokakta gurur yapıp, böbürlendik. Kabadayı gözükerek kendimizi kaybettik. Annem rahmetli, cezaevinde yatmıştı. Tinerliyim diye görüşe bile almıyorlardı. 15 senedir tiner kullanıyorum, onun dışında da esrar kullanıyorum.


- Kardeşlerinle görüşüyor musun?

Zeynel Abidin: Evet bazen alıyorlar yanlarına ama onların çevresine kötü gözüküp kariyerlerini etkilememek için özel görüşüyorum. Bira filan ısmarlıyorlar bazen, ama tekliflerini kabul etmiyoruz. Kendi yolumuza devam ediyoruz.


- Ne diyorsunuz Başbakan’ın lafı için?

Fatma: Hepimiz Müslümanız. Böyle konuşması yanlış. Bizi basının önünde hakir görüyor. Devlet bizi dışladığı için biz böyleyiz. Gelip “ne derdiniz var” diye sorsa bir şans verse, belki hırsızlık da yapmayız, para da dilenmeyiz, tinere de elimizi sürmeyiz. Ne yapalım biz de böyle yapıyoruz. Kimse sokakta yaşamak istemez. Bir kere alsın eline tineri çeksin ya da bir gece sokakta yatsın, ne yaşadığımızı anlar.

Yasin: Buyursun gelsin başımızın üzerinde yeri var.

Fatma: Valla biz, onlar gibi değiliz. Onu utandırmak için her türlü çayımızı, kahvemizi ısmarlarız. Bak, bizim kimsemiz yok bir tek Allah’ımız var.


- Ne kadar kazanıyorsunuz?

Fatma: Çok istediğim zaman günde 100 lira bile kazanıyorum ama insanlar dışlıyor sonuçta. Zeynel Abidin mesela, lokantaya giriyor, tinerci diye içeri almıyorlar. Kazansa ne olacak?