Gündem

Tekerlekli sandalyedeki mahkûm, ‘kaçma şüphesiyle’ tahliye edilmiyor!

Sibel Çapraz’ın üç ameliyat daha olması gerekiyor

17 Mayıs 2016 00:10

Hakkâri’de sokağa çıkma yasakları sırasında vurulan ve tekerli sandalye ile yaşayan Hakkâri İl Belediye Meclis Üyesi Sibel Çapraz, “kaçma şüphesi” nedeniyle tahliye edilmiyor.

Çapraz, sokağa çıkma yasağı ilan edilen Hakkari Yüksekova’da 27 Kasım 2015’te yaralanmıştı. 15 ameliyat geçiren Çapraz, tedavisi sürerken 3 Mart’ta “örgüt üyeliği” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamalarıyla tutuklanmıştı. Çapraz’ın üç ameliyat daha olması gerekiyor.

Bianet’ten Rosida Koyuncu’nun haberine göre, Çapraz’ın kardeşi Kendi Çapraz’ın yaşananlara dair açıklaması şöyle:

"Kardeşim sokak ortasında vuruldu. Sivil ve seçilmiş biriydi. Zırhlı araçtan 'A-4 mermisi' denilen bir mermiyle vuruldu. Bu mermi vücuda girince parçalanıyormuş. Bunu hastanede öğrendim. Bağırsakları dışarıdaydı ve ellerinde büyük hasar vardı. 27 gün Van 100. Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavi gördü. Daha sonra Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.

“Sibel'e 15 ameliyat yaptılar. Baltalimanı Başhekimi, 'Bu teröristin burada ne işi var' diyerek bize hakaret etti. Polis bir gün odaya gelip beni çıkarmaya çalıştı. Başında 'Biz bekleyeceğiz' dediler. Ben de yazılı savcılık kararı istedim. Sonra Sibel'i de alıp hastane odasından çıktım. Doktor gelince, polis Sibel'in başında bekleme ısrarından vazgeçti. Odaya dinleyici koyduklarını da öğrendim.

“3 ameliyat daha olması gerekirken, tutuklandı. Hakkari Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya görüntülü olarak katıldı. Formalite bir mahkemeden sonra tutuklayarak, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ne getirdiler.

“Daha tam iyileşmeden, ağrıları varken, üstelik tekerlekli sandalyedeyken tutuklandı. Tekerlekli sandalyeli birini kaçma şüphesi olduğu iddiasıyla cezaevinde tutuyorlar. Onu ilk gün cezaevinde böceklerin olduğu bir odada tek başına tuttular.”

 

Çapraz’ın avukatı Banu Güveren de müvekkilinin tedaviye devam etmesi gerekirken cezaevinde tutulmasını eleştirdi ve şöyle konuştu:

“Çapraz hakkında bazı kişilerinin ifade verdiği söyleniyor. O kişiler duruşmaya geldi ve 'Bizim böyle bir ifademiz yok' dediler. Bu davada polis bilirkişiye oynuyor. Polis, kendince ifade ve tutanaklar yazmış. Polis tutanakları çelişkilidir. Yüksekova'da sokağa çıkma yasağı nedeniyle zaten devlet kurumları çalışmıyor. Yüksekova gibi bir yerde her gün çatışma varken Sulh Ceza Mahkemesi nasıl çalışıyor? Duruşmanın nasıl yapıldığı belli değil. Sibel görüntülü olarak İstanbul'dan duruşmaya katıldı. Formalite bir duruşmadan sonra tutuklanıyor.

 

“İki defa tutukluluğunun incelenmesi ve tutukluluğun kaldırılması için Yüksekova Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvuruyoruz. Klişe aynı söylemler duyuyoruz, bazen de cevap verme tenezzülünde bile bulmuyorlar. Bu durum kesinlikle hukuk ile izah edilemez, siyasi bir karardır.”

 

Esra Mungan: Tedavisi bitmemiş birisinin burada ne işi var?

 

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nden tahliye olan akademisyen Esra Mungan, havalandırma esnasında Sibel Çapraz’la biraraya gelmişti. Mungan, tedavisi devam eden bir kişinin cezaevi koşullarında yaşadığı zorluklara dikkat çekti ve şöyle konuştu:

"Ortak sohbette Sibel ile tanıştık. İnsan onu görünce şaşırıyor. 'Tedavisi bitmemiş ve tekerlekli sandalyeli birinin burada ne işi var?' diye düşünüyorsun. Bu durum insanın vicdanını yaralıyor. Merdivenlerden çıkarmak zor. Bir asansör var cezaevinde, o da bozuk. Bazen çalışıyor bazen çalışmıyor. İçinde rehin kalabiliyorsun. Nitekim Sibel'in de başına geldi bu.”

Mungan, Çapraz'ın durumundaki bir hasta için cezaevinde uzman doktor dahi olmadığına da dikkat çekti ve şu ifadelere yer verdi:

“Akşam acil bir durum olsa nöbetçi doktor yok. Başka bir arkadaşımıza rahim biyopsisi yapılması gerekiyor. Ama bunun için sıra ve hasta yoğunluğu gerekçesiyle hastaneye götürülmüyor. Hastaların sevki ring araçlarında yapılıyor. Asker de güvenlik gerekçesiyle götürmeyebiliyor. İçeride sağlık durumları ciddi olan insanlar var ancak tedavi olanaklarından yoksunlar."