Özel Dosya

Soma hikâyeleri: Oğlumun öldüğü madende 18 yıl çalıştım, bu ülkede adalet çürümüş!

"Kelimeler, kalemler yetmez onu anlatmak için"

16 Aralık 2015 19:46

Sosyal Haklar Derneği, 13 Mayıs 2014’te meydana gelen Soma  katliamında hayatını kaybeden 301 madencinin ve geride kalanların hikâyelerini, “Öleni, kalanı ve Soma'ya ne olduğunu okuyun” başlığıyla yayınlamaya başladı. Soma'da hayatını kaybeden işçilerin unutulmaması için kaleme alınmaya başlayan öykülerden biri Uğur Çolak'a ait...

İsmail Çolak, 52 yaşında. Oğlu Uğur Çolak 13 Mayıs 2014'te Soma'da öldü. O da madenciydi, oğlu da… İsmail Çolak, oğlu Uğur'u anlatıyor:

Bugün beşinci kez duruşmaya gidiyorum. Oğlum daha 26 yaşındaydı. İki çocuğu var: İsmail Ayaz Çolak, Ulaş Bereket Çolak. Biri dört yaşına girdi. Biri on beş gün sonra iki yaşına girecek. Oğlum hiç aklımdan çıkmıyor.

Kelimeler, kalemler yetmez onu anlatmak için. Ben, o ocağa yıllarımı vermişim. İlk göz ağrımdı. Evlat sevgisini onunla gördüm. Sportmendi. Üniversiteye gitti, iki yıl okudu. Bıraktı. Okumayı sevdiremedim.

Ama hayatta haksızlığa tahammül etmeyen biriydi, kim olursa olsun hakkını savunurdu. Çok iyi bir eşti, babaydı. Çalışıyordu, az para kazanıyordu ama mutlulardı. Yeraltında çalışanlardan o güne kadar en iyi kazanan 1.500 lira maaş alıyordu. Oğlum en fazla 1.003 lira maaş almış, evet 1.003. Bordrolarını gördüm sonradan.

Olaydan önce, baba müthiş bir ısınma var diyordu. Ocağı tanıdığım için anlatıyordu. Sizin bıraktığınız galerilerin altına indik, diyordu. Gelir gelmez yatardı. Halsizlik yorgunluk olmaya başladı. Her gün iki litre su götürüyorsa, beş litre su götürmeye başladı. Her gün iki üç takım çamaşır değiştiriyordu. Son zamanlarda çok sıcaktı diye şikâyet ediyordu.

İşi bırakmasını da istiyordum. Ama Soma’da yaşıyorsan, madencilik kaçınılmaz. Bu ülkede adalet çürümüştür artık. Kamu görevlileri yargılansın istiyoruz. Bu madenler devletindir. Bu madenlerin enerji ruhsatı Enerji Bakanlığı tarafından verilir. Yeraltı kaynakları devletin malıdır. Suçlu değillerse savunacaklar. Ama suçlularsa cezalarını çekmeleri lazım.

Çocuklarımız yanarak öldüler çoğu. Bazısı zehirlendi. 52 yaşındayım. 26 buçuk sene madencilik yaptım. Bunun 18 yılı oğlumun öldüğü madende. Madencilik ağır iş kolu. Yangınlar bizim zamanımızda da vardı. Ama işçi sağlığı çok önemliydi. Üretim o kadar önemli değildi. Şimdi her şey üretim.


Sosyal Haklar Derneği Soma Hikayesi - 1