Gündem

Savcı Aziz Takçı, 'AKP'ye kapatma davası' iddiasına Yargıtay'ın verdiği cevabı açıkladı

Takçı: Haysiyetli gazetecinin yapması gerekeni yaptım. 'AKP'ye kapatma davası' iddiasını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na sordum

28 Ekim 2014 19:53

Adana’da MİT TIR’larını soruştururken görevden alınan ve iki kez görev yeri değiştirilen savcı Aziz Takçı, hukukçuların kullandığı adalet.org isimli internet sitesinden Star Gazetesi yazarı Elif Çakır’ın dile getirdiği “AKP’ye kapatma davası açılacağı” iddialarına ilişkin bir açıklama yaptı. Savcı Takçı bir gazetecinin böyle bir iddiayı gündeme getirmeden önce taraflara sorması gerektiğini belirtti ve Çakır’ın bunu yapmadığını anımsattı. Takçı, Çakır’ın iddiayı köşesine taşımadan önce Yargıtay’a ve kendisine sormadığını belirttiği açıklamasında “onun yerine Yargıtay’a ben sordum. Böyle bir hazırlık ve ellerine ulaşan bir belge olmadığı yanıtını aldım” dedi. Yargıtay’dan gelen cevap yazısını paylaşan Takçı, “Eğer ben yaptığım bir soruşturmada bir partinin kapatılması için gerekçe oluşturabilecek veya kim olursa olsun bir yönetici hakkında soruşturmayı gerektirecek bilgi veya belgeye ulaşırsam bunu öyle soytarı gibi gizli gizli el altından değil resmi yazıyla yetkili ve görevli mercie ulaştırırım. Herkesi kendisi gibi korkak ve onursuz zannedenler bunu anlayamaz” dedi.

Takçı’nın yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

Saygıdeğer Meslektaşlarım;

Gazete olduğu iddia edilen bir havuz şeysinde, yine gazeteci olduğu iddia edilen bir sözde yazar tarafından yazılan yazı ve yine gazete olduğu iddia edilen başka bir havuz şeysinde yer alan sözde haberleştirilen bazı saçma sapan yalan ve iftiralarla ilgili olarak meslektaşlarımı ve kamuoyunu bilgilendirmem gerektiğini düşündüm.

Uzun yazıların okunması için meslektaşlarımın yeterli zamanı olmadığını biliyorum ancak affınıza sığınarak bazı zırvaları buraya alacağımdan yazı bir miktar uzayacak. 

Bu yalan ve iftira dolu yazı ve haberdeki iddiaların bir kısmına kısaca yer verecek olursak:

“17 Aralık ve 25 Aralık’ta yargı eliyle darbe girişimine kalkışan paralel yapı, HSYK seçimleri kaybetmesinin ardından yeni hedefini Ocak ayında yapılacak Yargıtay Başsavcılığı seçimi olarak belirledi. Yargıtay’da etkin olan paralel yapı bu seçimi kazanırsa da Oslo süreci, MİT tırları, IŞİD temelinde AK Parti’ye kapatma davası ve Cumhurbaşkanı’na da vatana ihanet davası açmayı planlıyor...”

'Yeni hedef Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'


HSYK seçimlerinde istediği başarıyı bulamayan paralel örgüt 17 ve 25 Aralıkta yarım kalan darbe planlarını Yargıtay üzerinden tamamlamayı planlıyorlar. Nasıl yani diyorsunuz değil mi? Hatırlayacaksınız. Yargıtay’ın HSYK’ya göndereceği 3 asil 3 yedek üyenin kimler olacağına dair seçimden günler önce belirlenmiş bir liste olduğunu Yargıtay içindeki bir kaynağıma dayanarak Yargıtay seçiminden bir gün önce ‘Yarın sandıktan bu isimler çıkacak’ diye yazmıştım. Kaynağım, Yargıtay seçiminin ve ortaya konacak sandıklarının göstermelik olduğunu söylemiş kimin ne kadar oy alacağının dahi kağıt üzerinde planlandığını söylemişti. Şimdi Yargıtay içindeki kaynaklarım, paralel yapının 2015 Ocak ayında yapılacak olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı seçimi olduğunu ve Pensilvanya’nın bu seçimlere umut bağladığını ve bu minvalde Yargıtay içinde hummalı bir çalışma olduğunu iddia ediyor. Temmuz ortasında yapılan Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu seçimlerinde 20 üyenin tamamını alan paralel yapının 2011 Şubat ayında HSYK tarafından apar topar gönderilen 160 Yüksek Yargı Üyesi olduğunu bir kez daha hatırlamakta fayda var. Kaynağıma göre 2015 Ocak ayında Yargıtay’da yapılacak olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı seçiminde, sandıktan iki sosyal demokrat görünümlü kripto cemaat, bir kişi ise açıktan cemaat üyesi çıkacak. Yani anlayacağınız yeni paralel örgüt Ocak ayındaki Yargıtay seçiminde sandıktan yeni bir Abdurrahman Yalçınkaya çıkartacak. Ve yeni Abdurrahman Yalçınkaya’nın ilk görevi ise AK Partiye kapatma davasını açmak olacak.

 

'AK Parti’ye ve Erdoğan’a dava'

 

Kaynağıma göre bunun zemini ise şimdiden Cumhuriyet, internet sitelerinden  T24 ve Radikal üzerinden oluşturulmaya başlandı. Kapatma davasının ana gerekçesini MİT TIR'ları ve IŞİD oluşturacak. Aziz Takçı’nın el altından verdiği ‘asılsız bilgiler’ CHP’li vekiller tarafından demeçlerle bu site ve gazetelere verilmeye başlandığını söylüyor Yargıtay’daki kaynağım. AK Parti’ye kapatma, Cumhurbaşkanına yönelik olarak Oslo, MİT ve IŞİD’den vatana ihanet davası açmayı planlıyorlar. Asla vazgeçmiyor paralel yapı ve Pensilvanya, görüyorsunuz. Peki, ne yapmak gerekiyor. Madem ki seçimler tamamlandı. Yargıda Birlik Platformu müstakbel başkanı (ben Abbas Beyin başkan olacağını tahmin ederek böyle yazdım) Abbas Özden HSYK seçimleri sonrasında verdiği röportajlarda paralel yapının asıl fikir babalarının Yargıtay içinde olduğunu ve asıl sıkıntının orası olduğunun altını çizerken, paralel yapıya yönelik hukuki mücadelede sonuna kadar gideceklerini dile getiriyor. Ayrıca, paralel yapının kendisine karşı yürütülecek hukuki mücadelede MİT Tırları’nın durdurulması, 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri, casusluk davalarında verilebilecek cezaların temyiz görüşmelerini yapan Yargıtay tarafından bozulmasını da planlıyor... O halde.. Tehlikede büyük bir eşik aşılmış olsa da henüz tamamen tehlikenin atlatılmadığını söyleyebiliriz.”

 

‘Paralel savcılar Yargıtay’a güveniyor’

 

“Çözüm süreci açısından da, henüz bitmemiş olan darbe planları açısından da kritik yerlerdeki Başsavcı, başsavcı vekilleri ve Ağır Ceza Başkanları hatta heyetleri gözden geçirilmelidir. (Hayrettin Türe paralel yapıyla hukuki mücadele başlamışken, dört ay boyunca paralel yapıya ilişkin olarak dinleme kararlarının önünü kesen bir isimdir. Süleyman Köksaldı Ankara Ağır Ceza üyeliğinde MİT’çilerle ilgili dinleme kararlarını veren isimdir. Ne olduysa bu isim mesele bilindiği halde sonrasında ödüllendirilir gibi Sulh Ceza Hakimliğine terfi ettirildi.) Yargıtay’ın paralel yapıyla mücadelede beyin görevi gördüğünü söylemiştim. Diyelim ki, bu süreçte, Adnan Çimen, Aziz Takçı, Zekeriya Öz, Fikret Seçen gibi isimlerle ilgili sümenaltı edilen dosyalara yeni HSYK 3. Daire izin verdi ve soruşturma başlatıldı. Zekeriya Özleri yargılayacak yer Yargıtay’dır ve Yargıtay bu davaları kapatacaktır. Bu kez darbeci yargı mensuplarını korumada Yargıtay devreye girecek. Zekeriya Öz, Mehmet Karababa gibi isimlerin HSYK seçim gecesinde dahi hükümeti tehdit eden mesajları atmasının altında bu özgüven yatıyor.”

 

'Gazetecinin yapması gerekeni
yapıp Yargıtay’a sordum'

 

“Bu iddiaları duyan haysiyetli bir gazeteci ne yapar? Konunun muhataplarına sorar. Ama böyle bir soruyu ne Yargıtay Başsavcılığı’na ne de bana soran olmadı. Bu haberi bir dostumun söylemesi ile öğrendiğimde ben de hemen haysiyetli gazetecinin yapması gereken ancak bu haberi yapan sözde gazetecilerin yapmadıklarını yaptım. Yargıtay C. Başsavcılığı’na sordum. İddia edilen hususlarda size benim tarafımdan veya başka kanallarla bilgi ve geldi mi, bu tür dava hazırlıklarınız var mı diye sordum.”

 

'Yargıtay’ın kapatma davasına
ilişkin verdiği cevap yazısı'

 

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Soruşturma Bürosu’nun 21/10/2014 Tarihli cevabi yazısında, ‘iddia edilen konularla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Soruşturma Bürosu’na doğrudan veya dolaylı yollardan ulaşmış herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı’ bildirildi.”

 

'Rahat rahat uyuyabilirler en yetkili
ağız ihanet davaları ile ilgili belge yok dedi'


 

"AKP ve hükümet ile mevcut Cumhurbaşkanı rahat rahat uyuyabilirler. Sözde gazeteci üstü açık uyuyup kötü rüya görmüş. En yetkili ağızdan kapatma ve vatana ihanet davaları ile ilgili bilgi ve belge bulunmadığı bildirildi.

Diğer taraftan bu sözde gazete ve gazetecilere şu kadarını söyleyeyim. Eğer ben yaptığım bir soruşturmada bir partinin kapatılması için gerekçe oluşturabilecek veya kim olursa olsun bir yönetici hakkında soruşturmayı gerektirecek bilgi veya belgeye ulaşırsam bunu öyle soytarı gibi gizli gizli el altından değil resmi yazıyla yetkili ve görevli mercie ulaştırırım. Herkesi kendisi gibi korkak ve onursuz zannedenler bunu anlayamaz.

Bir diğer husus ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gibi devletin en üst düzey soruşturma mercilerinden birisinin el altından sızdırılan belgelerle iş yaptığı iddiasıdır ki yenilir yutulur cinsten değildir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir konuda bilgi ve belge isteyecekse bunu iki satır yazı ile ister.Devlet organları ve özellikle CUMHURİYET SAVCILARI havuz gazeteleri gibi çalışmaz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Bu paranoyaklar bilsin ki; Ben işimi yaparken hukukun üstünlüğünü, evrensel hukuk ilkelerini, anayasayı ve yasaları esas alırım. Allah’tan başkasına dayanmam. Allah’tan başkasından da korkmam. Yalan ve iftiralarınızdan da korkmuyorum. Bu tür açıklamaları da iftiracıları önemsediğimden ve çekindiğimden değil bu yalanları görüp doğruyu görmeden inanabilecek kişilere doğrunun aslında ne olduğunu göstermek için yazıyorum. Bir kısım uyuyan dostların da ileride söylemeleri muhtemel “ben böyle olduğunu bilmiyordum” bahanelerini ellerinden almak için yazıyorum.

 Ben sıradan bir Anadolu Çocuğuyum. Bugün geldiğim maddi imkanları ve görevimi hiçbir zaman içselleştirmedim, kişiliğimin önüne geçirmedim. Benim mesleğimden ayrı bir kişiliğim var ve bu değişmez. Yemek yerken, ihtiyaçlarımı görürken “Savcı” olarak değil “Aziz” olarak hareket ederim. Bu maddi imkanların ve ünvanların kaybedilmesi bende bir şey eksiltmez. Ancak bazı haysiyetsiz güruhun arpası biraz kesilse ilk saldıracakları kişiler yıllarca onları besleyenler olacaktır vesselam….”