Gündem

"Provokasyon varsa bile; önüne geçmenin yolu, işçilerin haklı taleplerine kulak vermek"

"Bu yapıldığı takdirde dünyanın bütün provokatörleri bir araya gelseler bile ancak havalarını alırlar"

17 Eylül 2018 10:14

3. havalimanı inşaatında çalışan işçilerin 14 Eylül'de  kötü çalışma koşulları sebebiyle başlattığı eylem için 'provokasyon ihtimali' üzerine iddialar ortaya atılarak yazılıp çizildi. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, provokasyon ihtimali üzerinde duranlara seslenerek, işçilerin haklı taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğini,  kulak verildiği takdirde, "Dünyanın bütün provokatörleri bir araya gelseler bile ancak havalarını alırlar" vurgusu yaptı. 

"Fena halde sırıtmaktadır, o ayrıdır, bu ayrıdır"

Hakan, yazısında İstanbul Yeni Havalimanı işletmesi olan IGA AŞ’den yapılan yazılı  açıklamaya yer verdi. Yazar,  Üçüncü havaalanına  karşı olanların, işçilerin yaşadıkları sorunlar üzerinden kendi tezlerini haklı kılma çabaları olduğunu belirterek, "fena halde sırıtmaktadır. O ayrıdır, bu ayrıdır" dedi. 

Ahmet Hakan'ın "Havaalanı olayında uzlaşmamız gereken 7 husus" başlığıyla (17 Eylül 2018) yayımlanan yazısı şöyle: 

"Husus bir: İstanbul’a kazandırılacak olan muazzam havaalanıyla gurur duymak, orada çalışan işçilerimizin sorunlarına karşı duyarsız olmamızı gerektirmez. Hem devasa projeyle gurur duyup hem de işçilerimizin sorunlarına karşı duyarlı olmayı başarabiliriz.

Husus iki: Havaalanının 29 Ekim’e yetişmesi için çabalamak tabii ki takdire değer. Yapılan fedakârca çalışmaların tabii ki farkında olmalıyız. Ancak “proje ille de 29 Ekim’e yetiştirilecek” diye işçiler asla mağdur edilmemeli.

Husus üç: Provokasyon varsa bile... Bu provokasyonun önüne geçmenin tek yolu var: İşçilerin haklı taleplerine kulak vermek ve o talepleri yerine getirmek... Bu yapıldığı takdirde dünyanın bütün provokatörleri bir araya gelseler bile ancak havalarını alırlar.

Husus dört: Üçüncü havaalanına kökten karşı olanların, işçilerin yaşadıkları sorunlar üzerinden kendi tezlerini haklı kılma çabaları fena halde sırıtmaktadır. O ayrıdır, bu ayrıdır.


Husus beş: “Bunlar Gezi’yi hortlatacak! Bunların derdi başka! Bunlar dış güçlerin maşası!” falan diyerek sorun çözülmez... Müzakere ederek, ikna ederek çözülür... Müzakere, ikna süreçleri yaşandığı takdirde... Ne Gezi hortlar, ne dış güçler numara çevirebilir.

Husus altı: İşçilerin etnik kimliklerine yönelik yapılan vurgular ve o vurgulardan sonuç çıkarmak sadece ve sadece ahlaksızlıktır, başka bir şey değil.

Husus yedi: Toplumsal olaylarda gözaltına almak, TOMA’ları harekete geçirmek, jandarmayı devreye sokmak falan... En son ama en son alınması gereken tedbir olabilir. En son alınması gereken tedbiri ilk önce almaya kalkmak olayları küçültmez, büyütür!
 

Tahtakurusu, yemek, servis...Sorunlar çözülüyor!

İstanbul Yeni Havalimanı işletmesi olan IGA AŞ’den yazılı bir açıklama geldi bana.

Yazılı açıklamada öncelikle şu husus vurgulanıyor:

“Olayın gerçekleştiği ilk andan itibaren IGA İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadri Samsunlu, sorunların çözümü için yoğun bir mesai harcamıştır. Sorun ve talepleri dinlemek üzere işçilerimizle hızlıca bir araya gelmiş, yapılan görüşme sonucu sorun yaşandığı tespit edilen noktalarda vakit kaybetmeden adım atılmaya başlanmıştır. Kadri Samsunlu, 500’e yakın taşeron firma patronlarıyla bir araya gelmiş ve sorunların giderilmesiyle ilgili kendilerine talimat vermiştir”.

Yazılı açıklamada...

Provokasyonlarla olayların kasten tırmandırıldığı, 36 bin kişinin çalıştığı bir ortamda olaylara küçük bir grubun katıldığı da ifade ediliyor.

Açıklamanın son bölümü ise sorunlara ve çözümlere ayrılmış.

İşte o bölümde söylenenler:

Servis sorunu: Sefer sayılarının arttırılması ve bekleme alanlarının düzenlemesi konusunda çalışmalar başlatılmıştır. Servis bekleyen işçilerimizin rahatı için çadır ve üstü kapalı bekleme alanı oluşturulacaktır.

Tahtakurusu: Tahtakurusu ile mücadele, üst düzeyde ele alınan bir konudur. Bu konuyla sıkı bir şekilde ilgilenilecektir. Bu konudaki ilk aksiyon, eskimiş yatakların değiştirilmesi olacaktır.

Taşeronlar: İstanbul Yeni Havalimanı’nda taşeron olarak hizmet veren firmalarla ayrıntılı görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmelerin ardından genel hizmet kalitesinin arttırılması konusunda hemfikir kalınmıştır ve konuyla ilgili hızlı adımlar atılmasına karar verilmiştir.

Yemek sorunu: Mavi ya da beyaz yaka ayrımı olmadan projede görev alan çalışanların yediği yemekler, işçilerin geri bildirimleri üzerine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hassasiyetle incelenecek ve kalitesi test edilecektir.

Çalışma koşulları: İstanbul Yeni Havalimanı için çalışanlarının sağlığı ve rahat çalışma koşullarına sahip olması her şeyden önce gelmektedir ve gelmeye devam edecektir.

Aksama yok: 29 Ekim’de resmi açılışına hızla yaklaşan alanımız için çalışmalar, aksamadan sürmektedir."

Yazının tamamı için tıklayın