İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaretten yargılanmasını istediği yazar Perihan Mağden için bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası istedi.
Nokta dergisi yazarı Mağden hakkında, Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla 14 Eylül 2015 tarihinde Diken haber sitesinde yayınlanan “köşeye sıkışmış vahşi bir hayvan gibi, vahşi bir kaplan gibi” sözleriyle ilgili olarak soruşturma başlatılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel'in suç duyurusu dilekçesiyle başlatılan soruşturmaya kaynak olan söyleşi, Mağden'in köşe yazarı olduğu Nokta Dergisi'ne 2015'in Eylül ayında yapılan polis baskınıyla ilgili tepkileri ele alıyordu.
P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu'nun haberine göre, Mağden, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadesinde ilgili söyleşiyi yaptığı "Diken muhabiri Tunca Öğreten'in sormuş olduğu sorulara cevap verdiğini, ancak kendisinin özellikle ‘kaplan’ tabirini kullandığını, konuşma sırasında lafın gelişi olarak ‘vahşi bir hayvan gibi’ ifadesini kullandığını ama peşi sıra bunun teşbih olduğunu da söyleyerek ‘kaplan gibi’ şeklinde değiştirdiğini, kendisinin sadece muhabire telefonda fikrini açıkladığını ve hakaret etmediğini" söylemişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, hakaret davasına konu olan iddianamede, Mağden'in, Cumhurbaşkanı için 'vahşi bir hayvan gibi' sözlerini sarf ettiğini belirterek, bu tanımın “hakaret suçunu oluşturur mahiyette olduğunu, eleştiriyi aşan ve açıkça hakaret kabul edilebilecek” bir ifade olduğunu ileri sürdü. Savcı, Mağden için dört yıla kadar hapis cezası talep etti.
Tunca Öğreten: Yaşananlar Mağden’in anlattığından farklı
Muhabir Öğreten ise davaya konu olan 'vahşi hayvan gibi' benzetmesi için Mağden'in yaptığı açıklamanın doğru olmadığını savundu.
"Aslında yaşananlar Perihan Mağden’in anlattığından tamamen farklı" diyen Öğreten, tartışmaya dair T24'e gönderdiği açıklamada şunları söyledi:
"Mağden, savcılık ifadesinde ve basına anlattığı gibi, telefonda bana görüş verdikten sonra teşbih yaptığını vurgulayarak o bölümü değiştirmemi istemedi. Sanıyorum ki ben söylediklerinin dışında bir şey yazmış olsaydım röportaj yayınlandıktan ve onlarca yerde paylaşıldıktan sonra telefon açar, bana gerekli uyarıları yapardı. Hatta adım gibi eminim ki, pek çok gazete veya haber sitesine konuşur, benim bu ahlak dışı hareketimi ifşa ederdi."
"Mağden ile röportaj sonrası ilk konuşmayı, soruşturmaya kendisinin de dahil edilmesinden sonra yaptıklarını" ileri süren Öğreten, sözlerine şunları ekledi:
"O konuşma da zaten ‘Tunca benim seninle konuşacak bir şeyim yok, avukatım Veysel Ok ile konuş’ diyerek, suratıma telefonu kapatmasından ibaretti. Mağden’in bu tavrını anlıyorum. Daha önce hiç yaşamadım ancak ben de birini hiç yaşanmamış bir hikayeyle zan altında bırakmış olsam konuşacak yüzü kendimde bulamazdım. Açılan davayla ilgili daha fazla detay vermek istemiyorum. Kendisi P24, T24 ve dokuz8HABER‘e konuşarak, devam eden dava sürecinde hakkımda farklı bir algı oluşturma ve karar mekanizmalarını etkileme çabasına başvurmuş olsa da ben gerekeni 12 Mayıs’ta yapılacak ilk duruşmada dile getireceğim."
