Gündem

'İnternet yasasının amacı, dinlemeleri ve izlemeleri çökertmek'

Recep Tayyip Erdoğan:30 Mart seçimleri, herhangi bir şahsın belediye başkanı seçilme seçimi değildir. AK Parti’nin oyunu nasıl aşağı çekebiliriz, gayretler buna yönelik

11 Şubat 2014 14:33

AKP grup toplantısında sansür tartışmalarının gölgesinde yasalaşan internet düzenlemesi üzerinden muhalefeti eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İnternetle ilgili yaptığımız düzenlemeye neden destek vermiyorsunuz? İnternet yasası işte bu. Bu dinlemeleri izlemeleri bütün bunları çökertmeye yöneliktir" dedi.

Muhalefetin "paralel yapı"yla birlikte hareket ettiğini öne sürerek, "Yıllarca hakaret ettikleri bu paralel yapının yedeğinde birlikte bir uçuruma doğru ilerliyorlar. Onun için bu  mesele sadece AK Parti meselesi değildir. CHP ve MHP bu paralel yapının oyuncağı haline gelebilir. Ama biz gelmedik gelmeyeceğiz" görüşünü dile getirdi.

Başbaka Erdoğan, kendisi aleyhinde tweet attığı gerekçesiyle sınır dışı edildiği öne sürülen Today's Zaman muhabiri Mahir Zeynalov'un yazdıklarını okumadığını belirterek, "Hele hele tweetle hiç işim yok, takip ettiğim de yok. Ne atarım ne okurum. Benim bu kadar boş zamanım yok. Twitter kullananlara hakaret etmiyorum ama benim bu kadar zamanım yok. Gece gündüz demeden işime bakıyorum" şeklinde konuştu.

Sansür tartışmalarının gölgesinde yasalaşan internet düzenlemesine de değinen Başbakan Erdoğan, "Şimdi yapılan ne? Biz diyoruz ki hemen buna TİB buna müdahale eder, mahkeme kararı verinceye kadar, kişilik hakları zaten zedeleniyor, itibar suikastı yapılıyordu. İşte burada TİB şikayetleri anında değerlendirecek, erişimi engelleyecek ve ardından mahkeme kararını bekleyecek. Hiç kimse fişlenmeyecek" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

 

Yurt dışı temasları

 

Önceki gün Medine’de Umre ziyaretçilerinin bulunduğu otelde çıkan yangında 17 kişi hayatını kaybetti, 130 kişi de yaralandı. Orada hayatını kaybeden kardeşlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Bu arada Bosna Hersek’te devam eden olayları kaygıyla izlediğimizi, dualarımızın kardeşlerimizle bir arada olduğunu ifade ediyorum. Önceki hafta gerçekleştirdiğimiz grup toplantımızdan bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında çok sayıda temasımız oldu. Toplantımızın ardından, komşumuz İran’a gittik.

Cumhurbaşkanı, yardımcısı, dışişleri bakanıyla görüşmelerimiz oldu. İran ziyaretimizde tercihli ticaret anlaşmasını, ortak bildiriyi ve kurumlarımız arasında işbirliğini ön gören çeşitli protokolleri imzaladık.

Suriye başta olmak üzere bölgesel meseleleri değerlendirdik. Geçen hafta Salı günü de Almanya’da temaslarımız oldu. Merkel ile çalışma yemeğini gerçekleştirdik. Federal dışişleri bakanı Gabriel ile yine orada bir ikili görüşmemiz oldu. Bu görüşmelerle de yine Türkiye-Almanya noktasındaki ikili ilişkileri değerlendirme fırsatımız olduğu gibi, iki ülke arasında neler yapabiliriz bunları değerlendirmek üzere, bir yerde de hedef büyüttük diyebilirim. AB’de 23 ve 24’ncü fasıllarla ilgili neler yapabiliriz bunları görüşme imkanımız oldu. Ve Almanya’da seçkin bir katılımcı topluluğuna hitabım oldu. Akşam saatlerinde de Berlin’de binlerce kardeşimizin katıldığı bir buluşmaya iştirak ettik. Orada vatandaşlarımıza hitap ettik. Almanya temaslarımızda da bölgesel meseleler, ekonomik ilişkiler gündemimizde yer aldı. Bunlarla ilgili konuları ortaya koyduk.

Almanya’daki vatandaşlarımızın sorunları da gündemimizin ilk sırasındaydı. Yaptığımız bir düzenlemeyle, artık yurtdışındaki T.C. vatandaşlarının da oy kullanabilmeleri hakkını getirmiştik. Daha önce sınır kapılarına gelip oy kullanmak zorunda kalıyordu. Bunu yerinde çözmek için düzenleme yapmıştık. Bu yıl gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, genel seçimde vatandaşlarımız bulundukları ülkede oylarını kullanabilecekler. Almanya’da da hazırlıklar belli bir aşamaya geldi. Yedi ayrı noktada vatandaşlarımız oylarını kullanabilecekler.

 

Birileri laf üretir, biz icraat üretiriz

 

Bildiğiniz gibi Kıbrıs’ın genelinde yeni bir sürece doğru gidiyoruz. Temennim odur ki inşallah gelinen noktadan geri adım atılmaz, böylece Kıbrıs sorununu da çözmüş oluruz diye inanıyorum. İstanbul’da Okmeydanı’ndaki tapu sorununun çözümüne yönelik ilk adımı attık. 200 kadar tapuyu hak sahiplerine dağıttık. Cumartesi günü İstanbul Kartal’da inşa edilen 20 kavşak ve yolun açılışını gerçekleştirdik. Pazar günü ise Eyüp Alibeyköy’de Mecidiyeköy-Mahmutbey metro hattının temelini attık. 201 erguvan otobüsü, yani renginden dolayı erguvan. Engelli vatandaşlarımız için her türlü donanıma sahip, çok çok modern olan otobüsü hizmete aldık. Yarın yine önemli bir açılış gerçekleştiriyoruz. Ankara büyükşehir belediyemizin başlattığı, ulaştırma bakanlığımızın tamamladığı Batıkent-Sincan metro hattı artık açılma aşamasına geldi. Yarın Sincan’da İspanya Başbakanı’nın da katılımıyla inşallah bu hattı artık hizmete alıyoruz. 

Birileri laf üretir biz ise icraat üretiriz. Farkımız bu. Sırada Çayyolu ve Keçiören metroları var. onları da tamamlayarak şehir içi ulaşıma çok farklı bir boyut kazandırmış olacağız.

 

Seçimlere 47 gün kaldı

 

30 Mart yerel seçimlerine şurada artık 47 gün kaldı. AK Parti olarak uzun süredir yoğun şekilde devam eden seçim hazırlıklarımızı belli bir aşamaya getirdik. Büyükşehir ve il adaylarımızı açıkladık. İlçe adaylarımızın, belediye meclis ve il genel meclis adaylarımızın tespit süreci ilerliyor.  Bu arada seçim beyannemesi üzerine çalışmalarımız da tamamlanma noktasına geldi. Şu anda zaten sahada teşkilatımızla çalışmalarımız sürüyor.

 

Mitinglere başlıyoruz

 

Gelecek hafta mitinglerimize başlıyoruz. Programımız el verdiği ölçüde şehirlerimizi şahsen tüm genel başkan yardımcısı, bakan arkadaşlarım, milletvekillerimiz yoğun bir şekilde propaganda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. TBMM’de acil yasaları tamamladıktan sonra inşallah milletvekillerimizle tam kadro halinde sahada olacağız.

 

AK Parti'nin oyunu nasıl aşağı çekerim gayretindeler

 

30 Mart seçimlerinin çok çok önemli olduğunu, seçim sürecinin de oldukça zorlu geçeceğini defalarca dile getirmiştim. Bu seçim herhangi bir şahsın belediye başkanı seçilme seçimi değildir. Bütün gelişmeler şunu gösteriyor. AK Parti’nin oyunu nasıl aşağı çekebiliriz, gayretler buna yönelik. Ben buradan tüm halkıma sesleniyorum. Sizler öyle bir gayretin içinde olacaksınız ki Allah’ın izniyle AK Parti’nin 30 Mart seçimlerinden de güçlenerek çıktığını ispat etmiş olacaksınız.

 

Cefayı millet çekti, sefayı bir avuç seçkin sürdü

 

Çünkü halkımızın takdiri çok önemli. En önemli ölçü halkımızın iradesidir. Şu ana kadar olan sürece bakıldığında, öngörümüzde ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı çıkıyor. Bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bu aziz millet, tarihi boyunca gerçekten çok büyük acılar yaşadı. Çok büyük badireler atlattı. Hiç kuşkusuz zaferler kazanmış, kahramanlıklar yazmış, onurunu, şerefini, istiklalini, hürriyetini yiğitçe muhafaza etmiş, azizliğini gerçekten hak etmiş bir milletin sahibiyiz. Aynı zamanda çok çileler çekmiş bir milletiz. Böyle bir milletin mensuplarıyız. Lütfen şöyle geriye dönüp Anadolu’nun Trakya’nın o uzun tarihini şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Her neye ihtiyacı varsa hep millete gidildi. Paraya ihtiyaç varsa millete gidildi. Fedakârlık gerekiyorsa tek adres milletti, gidildi. Ama o aziz millet karar süreçlerinin hiçbirinde hatırlayın yer almadı. Milletin görüşüne başvurulmadı. Milletin itirazına kulak verilmedi. Cefayı çeken her zaman millet oldu, sefayı bir avuç seçkin zümre sürdü.

Öküzünü vereceksin dediler itiraz etmedi. Tarlasını sürdü, öküzünü verdi. Buğdayından, tavuğundan pay vereceksin denildi. Bağrına taş bastı, midesine taş bağladı. Biricik evladını, yüreğinin parçasını askere gönderdi, tabut içinde geri getirdiler. Yutkundu olduğu yere çöktü vatan sağ olsun deyip kaderine razı oldu.

Yol istedi, okul istedi, hastane yapmadılar. Doktor istedi hemşire istedi göndermediler. Huzur istedi emniyet istedi bunu da vermediler. Hani o türküde diyor ya “Şavata'tan Ankara'ya ses gitmiyor. Biz gitmeye kuvvetimiz hiç yetmiyor. Malımız yok. Yolumuz yok. Ankara’ya ses verecek dilimiz yok. Kanadımız yok, kolumuz yok. Bu ne biçim memlekettir oy?"

Bu millet asırlarca asırlarca inim inim inledi. Yahu bir anne düşünün yavrusunu 9 ay karnında taşımış, onu beslemiş büyütmüş, yürütmüş. Canından bir parça olarak görmüş. Delikanlı olunca eline saçına kınalar yakmış, dualarla davulla zurnayla askere uğurlamış. Yavrusu şehit olup geldiğinde düşmanı sevindirmeyeceğim diyerek başını bir an yere eğmemiş. Bu başka analarda olmaz, bu ancak bizim analarımızda olur.

 

Başörtülüsün okuyamazsın dediler

 

Ama bir devlet dairesine gidince yüzüne bakılmamış. Başörtülüsün sen buraya giremezsin demişler. Sen okuyamazsın demişler. Sen köylüsün demişler. Taşralısın demişler. Fakirsin demişler. Yetmemiş daha da ileri gitmişler sen makarnacısın, sen aptalsın, göbeğini kaşıyansın demişler. Bu ülke bunları gördü. Daha yakın zamanlara kadar bu ülke bunları yaşadı. Ve onun kendi iradesini ortaya koyarak verdiği oyu bu zihniyetle değerlendirmişler. Her şeyi milletten aldılar, ama milletin görüşünü zerre kadar önemsemediler. Demokrasiye geçilmiş olması, sandığın ortaya konması seçme hakkı verilmesi bile milletin kararının duyulmasına yetmedi.

Merhum Menderes gibi milletten bahseden siyasetçiler geldi ama sonunda kazanan dar ağaçları, cellatlar oldu. Kazanan yine CHP oldu, yine sermaye oldu. Sandıktan hangi sonuç çıkarsa olsun bu ülkede medyanın, sermayenin, çetelerin, mafyaların dediği oldu. Bakın burada açık açık ifade ediyorum, cumhuriyet tarihimizde, hatta asırlık tarihimizde millet iradesi ilk kez bu ülkede karar süreçlerine AK Parti döneminde yansımıştır.

 

Birileri içine sindiremedi

 

Tarihte ilk kez milli irade bu kadar güçlenmiştir. AK Parti’nin dik duruşu sayesinde millet tarihinde ilk kez bu ölçüde devletiyle buluşmuş, iradenin sözün mührün kendisinde olduğunu hissetmiştir. Dikkat edin arkadaşlar bu durum birileri için elbette yenilir yutulur bir durum değildir. Asırlardır insan yerine konulmayan, fikrine kararına hissiyatına başvurulmayan millet, ilk kez AK Parti döneminde tam anlamıyla iktidara gelmiştir. Bu durumu da birileri içine sindirmemiştir.

Şurada 11 yıl önce hükümetleri sermaye kuruyor, sermaye yıkıyordu. Medya bu ülkede hükümetlerin üzerinde fonksiyon icra ediyordu. İşte biz bu çarkı bozduk. Kirli çarkın dişlilierini kırdık. Bu adaletsiz, bu dengesiz, bu istikrarsız tezgâhı biz alt üst ettik. Elbette bunu sindiremiyorlar. Hazmedemiyorlar. Senin evladın eksi 40 derecede Cudi Dağı'nın eteklerinde terörle mücadele ederken, kahramanca şehit olmuş, sen zannediyor musun ki bunların umrundadır? Senin meseleni mesele yapmadılar. Gözyaşını görmediler. Yüreğindeki yangını hissetmediler. Bunlar senin dirini değil, evet ölünü sevdiler. Ben bunları sadece AK Partili kardeşlerime söylemiyorum,  CHP’ye MHP’ye BDP’ye gönül vermiş kardeşlerime, Alevi kardeşlerime, sünni kardeşlerime, sağcısına solcusuna hepsine söylüyorum.  Bu ülkede kararları artık milletim veriyor, bundan rahatsız oluyorlar.

 

Sandıkta ne derseniz o olur

 

Siz sandıkta ne derseniz o oluyor. Her meselenin çözüm yeri TBMM’dir. Fakat birileri çıkıyor, siz çoğunluksunuz, azınlığa zulmediyorsunuz. Azınlığın güvencesi biz olduk. Bugüne kadar azınlığa bu ülkede hakları verilmedi. Biz onları da güvence altına aldık. Az oy alan siyasi partileri söylüyorsan, onların bu dönemde yaptıklarını hiçbir dönemde, muhalefette olan iktidarlar yapmadılar, yapamadılar. Ama bu dönemde yaptılar.

 

Batı'ya şikayet edecek kadar alçaldılar

 

Bu ülkenin Başbakanı'nı kalkıp, Batı'ya gidip şikayet edecek kadar bunlar alçaldılar. Burada parlamentoda yaptıklarınız yetmiyor mu, bunu gidip Batı'ya gidip anlatıyorsun? Onlar yerine geldiği zaman otururlar, ülkenin menfaati için dayanışmayı yaparlar. Ama bizim ülkemizde böyle bir dayanışmayı göremezsiniz. Tam aksine olumlu adımın her zaman karşısında olmuştur.

Bu ülke artık, faiz, vaiz, medya, sermaye lobisi tarafından idare edilemez. Kimin ne meselesi varsa bunu Türkiye’de görmelidir. Ne meselesi varsa, sandıkta görmelidir.

Türkiye dışarıdan yönetilecek bir ülke değildir. Bunlar tarih oldu artık. Buyursun siyasetle o meseleyi çözmenin meselesini gelsinler Türkiye’de versinler.

 

Ortam dinlemeleri yapılıyor

 

Bu saldırıda bir kısım yargı kullanılıyor, bir kısım emniyet güçlerimiz de kullanılıyor. Fakat saldırıda ses kayıtları, ortam dinlemeleri kullanılıyor. Kara propaganda kullanılıyor. En önemlisi de bu saldırıda paralel yapı kullanılıyor. Bizim karşımıza mertçe siyaset meydanında çıkmıyorlar. Hesaplarını sandıkta görme gibi bir dertleri yok. Milletle aynı yolda yürümüyorlar. Aynı istikamete bakmıyorlar. Millet bunların arkasında değil karşısında.

 

17 Aralık millete yöneliktir

 

Bakın biz 17 Aralık’tan sonrası mücadelemizi yeni bir istiklal mücadelesi olarak ilan ettik. 17 Aralık saldırı sadece hükümete yönelik değildir, millete yönelik yeni Türkiye’ye yönelik bir saldırıdır. 17 Aralık saldırısı, altını çizerek ifade ediyorum, sadece ve sadece bir yıkım projesidir. Yıkmanın peşindeler. Yıkmaya çalışıyorlar. Ama yapmak gibi bir dertleri hedefleri yok.

AK Parti gitsin diyorlar. Hükümet gitsin diyorlar. AK Parti’nin yerien geçmişte olduğu gibi kaosu belirsizliği istikrarsızlığı yolsuzluğu öneriyorlar. Milletin devre dışı olduğu idare fırkasının, hep belli kesimlerin kazandığı bir Türkiye için ahlaksız saldırıyla üzerimize geliyorlar.

 

Gizli ses kayıtları CHP ve MHP'yi de esir almıştır

 

CHP’nin iradesine çok açık bir şekilde ipotek konulmuştur. MHP’nin iradesine çok açık şekilde ipotek konulmuştur. Gizli ses kayıtları, CHP’yi de MHP’yi de esir almıştır. CHP’nin gizli görüntü kayıtlarıyla nasıl şekillendiğini, Baykal’ın nasıl gönderildiğini tüm millet açık net şekilde gördü. bu oyunun arkasında da paralel yapı vardı ilan ediyorum. Şimdi onlar düşünsünler, şimdi onlar gidip irtibat kursnular, yahu bunu nasıl ortaya çıkardınız diye onlar arasınlar bulsunlar. İşte o şekillenme devam ediyor. CHP’nin aday belirleme sürecinde kendisini hissettiriyor. Yolsuzluktan ihraç ettiklerini aday yapıyorlar. Bir çok şehirde dünya görüşlerini paylaşmadıkları kişileri aday gösteriyorlar.

 

Paralel yapının yedeğinde uçuruma doğru ilerliyorlar

 

Yıllarca hakaret ettikleri bu paralel yapının yedeğinde birlikte bir uçuruma doğru ilerliyorlar. Onun için bu  mesele sadece AK Parti meselesi değildir. CHP ve MHP bu paralel yapının oyuncağı haline gelebilir. Ama biz gelmedik gelmeyeceğiz.

 

Hodri meydan ellerinden geleni yapsınlar

 

Biz milli iradeyi, ipi uluslararası çevrelerin elinde olan bu paralel yapıya asla peşkeş çekmeyeceğiz. Hodri meydan ellerinden geleni yapsınlar. Ellerinde hangi kirli araç varsa buyursunlar kullansınlar. Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın.

 

Mersin'de Vali'den Belediye Başkanı'na herkes dinlenmiş

 

Bunu da buradan açıklıyorum. Mersin’de Vali'den belediye başkanına, bütün partiler dinlenmiş ve kaydedilmiş. Sadece benim değil, cumhurbaşkanının değil, bakanların sanatçıların gazetecilerin görüşmeleri dinlenmiş, şantaj için kullanılmış.

 

İnternet düzenlemesine neden destek vermiyorsunuz

 

Sen iş adamı mısın, şunu şunu yap, yapmadığın takdirde arkadan bu geliyor. Sıkıysa yapma. Çünkü kendilerine güveni yok. Şimdi CHP, MHP çıkıyor gereğini yap diyor. O zaman soruyorum HSYK ile ilgili düzenlemeye neden yanaşmadınız. HSYK yasası ile ilgili neden o kadar gürültü kopardınız? İnternetle ilgili yaptığımız düzenlemeye neden destek vermiyorsunuz? İnternet yasası işte bu. Bu dinlemeleri izlemeleri bütün bunları çökertmeye yöneliktir.

 

Sizi neyle tehdit ediyorlar açıklayın

 

Niçin yanında yer almıyorsunuz? Neden uzakta duruyorsunuz? Önce bunu bir açıklayın. Sizi kimin tehdit ettiğini, neyle tehdit ettiğini açıklayın.

Kasetlerle siyasetin dizayn edilmesinin önüne geçiyoruz. Dün kasetler yoluyla CHP dizayn edildi. CHP’nin genel başkanı hakkında, anayasa çalışmaları yaparken bu sosyal medyaya düştüğü andan bunu ortadan kaldıran biz olduk yahu. Hemen süratle bunu engelledik yahu. Benim CHP’li kardeşlerim buun farkında değiller mi yahu. Bütün Türkiye bunu izleyebilirdi, aynı şekilde CHP’nin genel başkan yardımcısının yine bu şekilde düşmedi mi? Kim engelledi ya? Biz engelledik. Aynı şekilde MHP’nin grup başkanvekilleri bu şekilde düşmedi mi? Siyasi hayatları bitti. Kimler paralel yapı. Kim durdurdu, biz durdurduk ya.

AK Parti kasetler yoluyla yıpratılmak isteniyor. Eğer buna boyun eğersek milletin emanetine hıyanet etmiş oluruz. Biz internet düzenlemesiyle kişilik haklarını mahremiyetin gizliliğini koruma altına alıyoruz. Bir ses kaydının engellenmesi 5 günü alıyordu arkadaşlar.

 

Kimse fişlenmeyecek, internetteki verileri depolanmayacak

 

Şimdi yapılan ne? Biz diyoruz ki hemen buna TİB buna müdahale eder, mahkeme kararı verinceye kadar, kişilik hakları zaten zedeleniyor, itibar suikastı yapılıyordu. İşte burada TİB şikayetleri anında değerlendirecek, erişimi engelleyecek ve ardından mahkeme kararını bekleyecek. Hçi kimse fişlenmeyecek. İnternetteki verileri depolanmayacak. Özgürlüğü ihlal edilmeyecek. Biz göreve geldiğimizde Türkiye’de geniş bant internet abonesi sayısı 20 bindi. Şu anda ne? 34 milyonu aştı ya. 20 bin nerede 34 milyon nerede. internete karşı olan iktidar böyle bir imkanı hazırlar mı?

Bize kimse bu konuda ders veremez. Bu işi yapan biziz. Yatırımları yapan biziz. Şu ana kadar çocuklarımıza 63 bin adet tablet dağıttık. Önümüzdeki haftalarda 600 bin tablet dağıtıyoruz. 1 ay içinde 675 bin tablet bilgisayarı dağıtmış olacağız. Allah aşkına internetin karşısında olsak bunları yapar mıyız? Şu anda sadece Türkiye’de değil, başta AB ülkeleri ve ABD olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde, siber zorbalık adı verilen çok ciddi bir sorun var. İnternette görüntüleri çekilip yayınlanan bundan dolayı intihar edenler, cinayet işleyenler var. Bir çok ülkede internetle ilgili düzenlemeler var. Daha yakın zamanlarda ABD’de biliyorsunuz Twitter üzerinde ABD’yi yerle bir edeceğiz diye şaka yollu mesaj atan iki irlandayı geceyi cezaevinde geçirdiler, ardından da sınır dışı edildiler. İnternet üzerinden tacize uğrayan çocuklar var. Ahlaksızlığın edepsizliğin fırsat kolladığı bir internet dünyası var. Her ülkede de tedbirler var.

 

Kaset siyasetine karşı mücadele ediyoruz

 

Türkiye’de siber zorbalığın bir türü de işte kaset siyasetidir. Buna karşı mücadele veriyoruz. Özel hayatı mahremiyeti korumanın yanında siyaseti ağır bir tehditten korumaya çalışıyoruz. Aklı olan, vicdanı olan, evde küçük çocuğu olan hiçbir insan bu düzenlemeye karşı çıkmaz, çıkamaz. Hele hele CHP gibi MHP gibi siber zorbalığın acısını çekmiş partiler böyle bir düzenlemenin karşısında duramaz. Duruyorsa orada bir başka tehdit vardır.

 

Olur ya yarın iktidar olmayabiliriz

 

Biz bugün iktidarız, olur ya yarın olmayabiliriz. Millet bu makamları ehline teslim edin dediğinde, sahibine teslim ederiz. Bizim yolumuz bu. Ama bu emanet biz de olduğu sürece özgür siyaseti güçlendirmeye devam edeceğiz. Kendimiz için değil neslimiz için değil Türkiye’nin istikbali için gözümüzü kırpmadan ifade edeceğiz.

 

40 yıl boyunca devlete sızmaya çalışan bir yapı

 

Bu paralel yapının ne olduğunu, nasıl çalıştığını herkesin görmesi gerekiyor. Yurt dışında Türkiye’yi izleyen çevrelerin, bu paralel yapının ne olduğunu kavramalarını diliyorum. Bu paralel yapı içinde yer almış tamamen saf temiz duygularla hizmet etmeye çalışmış kardeşlerimin bu yapının karanlık tarafını görüp anlamalarını temenni ediyorum.

Yaklaşık 40 yıllık bir süreç söz konusu. Sadece bizim zamanımızda değil, 40 yıl boyunca devlete sızmaya çalışmış bir yapı söz konusu. Amaçları için her yolu meşru kılan bir anlayışla sızmış. Böyle bir yapı söz konusu. Bu yapı şeffaf değil. açık değil. Karşımızda sınırları, ilkeleri, yapılanmaları, finansmanları açık olmayan bir yapı var. Bu yapının tabanında hasbi samimi saf ve temiz duygularla hizmet aşkıyla mücadele veren kardeşlerimiz var. Ama tavanında, lider kadrosunda çok farklı hedeflerin peşinde koşan bir kadro var. 

 

Aynı anda hasta olmuşlar

 

Emniyet içinde gizlice örgütlenerek, amirlerin talimatlarıyla değil liderlerinin talimatıyla hareket etmesini sağlıyor. Anayasa çiğneniyor. Aynı günde bakıyorsunuz hepsi hastalanıveriyorlar. Şu anda HSYK’da Genel Kurul toplanamıyor. Çarşamba toplanamadı, başkan olarak Bakan bey davet etti, dün de toplanamadılar. Aynı anda hasta olmuşlar. Kimisi izin, kimisi rapor almak suretiyle adım atıyorlar. Bunlar devleti çalıştırmamanın adımlarıdır. Bu nasıl anlayıştır ya.

Hani dürüsttünüz siz, tezgahı bu şekilde çalıştırıyorlar. HSYK’ya siz bunun için mi seçildiniz? Şimdi soruyorum, HSYK’nın yasalaşma noktasında çıkmasını engelleyenlere sesleniyorum. Siz bunu engellediniz, bunu çalıştırıyorsunuz. Siz paralel yapıyla müşterek hareket ediyorsunuz ey CHP ey MHP. Ha iş olacağına varacak. Adımlar atılacak, gereği yapılacak. Onlar o şekilde mücadele ediyorsa, biz de adil olan netice hukuk içerisinde neyse bunu çözmeye çalışacağız.

İllegal operasyonlar da bu yapının tehditleriyle yapılıyor. Aynı yapı yargı içinde örgütlenmiş.

 

Her kesime şantaj yapmışlar

 

Peki neler yapıyorlar? Fişleme yapmışlar, illegal kayıtlar izlemeler yapmışlar. Elde ettikleri verilerle iş adamlarından gazetecilere, siyasetçilerden bürokratlara kadar her kesime şantaj yapmışlar.

 

Twitter kullanacak boş zamanım yok

 

Bir tanesi Azeriymiş, bu gazetede yazarmış. Bunu bizim iktidarımızın yurt dışı (sınır dışı - T24) ettiğini söylüyor. Bunlarda yalan meşrudur bunu da söyleyeyim. Bir defa basın enformasyon kurumu, sizin basın kartınızı uzatır ya da uzatmaz. İrade onlara aittir. Bunun için buradan bunun izni alınır. Benimle ilgili tweet atmış, benim bundan haberim yok. Hele hele tweetle hiç işim yok, takip ettiğim de yok. Ne atarım, ne okurum. Benim bu kadar boş zamanım yok. Twitter kullananlara hakaret etmiyorum ama benim bu kadar zamanım yok. Gece gündüz demeden işime bakıyorum.

 

Fethullah Gülen'e 'Örgüt lideri' 

 

İşte alım sınavlarında usulsüzlükler yapılmış. İşçinin, memurun parasını toplamış tasarruf etmişler. Nüfus kullanmaktan yolsuzluğa kadar hemen hepsine bulaşmışlar. Adeta hislerini esir aldıkları temiz insanlar nezdinde dini görünüm altında mubah hale getirmeye çalışmışlar. Bir Müslüman, Müslüman kardeşinin zaafını araştırır, kaydeder, şantaj olarak kullanabilir mi? Bırakın Müslümanı, diğer bir insanın mahremine girebilir, kaydedip yayabilir mi?

Rabbimizin hükmüne yönelin “Siz hiç düşünmez misiniz, akletmez misiniz” çünkü bu hükümlerde akıl sahipleri içindir. Buradan hareketle bu adımları atmamız gerekir. Örgütün lideri ABD’den birilerinin izlendiğini, ses kayıtlarını dinlediniz, bunu engellediğini, buna benzer başka vakaların kendisinde olduğunu itiraf ediyor. Bizim dışımızda da kimse gidip hesabını sormadı. Gazeteciler, hukuk yargı hiç duymuyor. Bunlar suç teşkil etmiyor mu? Her meselede konuşan malum o bir iş veren örgütü var ya bu meselede ağzını bile açmadı. Çünkü onların da CD’leri var, kasetleri var ellerinde. Aradan aylar geçti bir tane savcısı da çıkıp sen neyi itiraf ediyorsun diye dava açmadı. Herkes susuyor, biz konuşuyoruz.

 

Madem onlar yazıyor, biz de adımlarımızı atacağız

 

Artık yeter, yetti. Madem ki onlar yazıyor, konuşuyor, dinliyor, CD’lerle ülkemizi idare etmeye çalışıyor, artık biz de hem konuşacağız, hem adımlarımızı atacağız. Biz cesaretle bu meselenin üzerine gidiyoruz.

Neler var neler. Ameliyatımızı bile gündem konusu yapıp, yahu diyor, beddualarınız bile tutmadı diyor. Böyle şeyler olabilir mi ya. Ne çirkin yakıştırmalar var. Demek ki diyor iyi Müslüman değilsiniz. Şu hale bak. Yani takdirler çok enteresan. Bu mesele bizimle başlamış bir mesele değil.

 

Meselenin kökü 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta

 

Bu meselenin kökü 12 Eylül 1980 darbesinde. Bu meselenin kökü 28 Şubat darbesinde. Biz 7 Şubat hadisesi olduğunda meselenin ciddiyetini kavradık. 17 aralık darbe girişimiyle birlikte şu anda bu meselenin üzerine tek başına biz gidiyoruz. Bu meselede de tek başımıza bırakıldık. Biz bu yolda aynı şekilde devam edeceğiz.

 

Devamı geliyor...