Dünya
Deutsche Welle

Özel askeri şirketler mercek altında

ABD’de Blackwater skandalının 2007 yılında patlak vermesiyle, gözler özel güvenlik şirketlerine çevrilmişti. Ancak skandal sonrası tartışmalar duruldu. Alman barış araştırmacıları işte bu sessizliği bozmak istiyor.

09 Haziran 2015 18:23


İHA olarak bilinen İnsansız hava araçlarıyla yürütülen savaşlar, Avrupa dış ve güvenlik politikaları ya da Arap dünyasında meydana gelen çöküş… Alman barış ve kriz araştırmaları enstitüleri her yıl güvenlik politikalarına dair temel konuları masaya yatırıp, bir barış raporu kapsamında değerlendiriyorlar. Araştırmacılar kimi zaman da son derece güncel bir konu olmasına karşın kamuoyunda yankı uyandırmayan konuları gündeme alıyorlar.

Alman barış araştırmacıları, 2015 yılında ise devletlere askeri hizmet sunan özel şirketleri mercek altına aldı. Zira bu konuda sessizlik hâkim. Belki de son dönemler, ABD'deki Blackwater kadar büyük bir skandal meydana gelmediğindendir. Blackwater şirketinin, 2007 yılında etrafa rastgele ateş ederek Iraklı sivilleri öldürdüğü ortaya çıkmıştı. Kimileri şirketin, modern paralı askerler olduklarını öne sürdü. Para için savaşa giriyor, yasa ve hakları tanımıyorlardı.

'Rambo formasyonundan çıktılar'

Özel güvenlik şirketleri son dönem daha temkinli davranarak, ‘Rambo formasyonunda' görünmemeye başladılar. Ancak ne var ki, geçmişe oranla daha da aktif durumdalar. Siyaset Bilimci Florian Flörsheimer, bu şirketlerin öncelikle kriz bölgelerinde personel ve objeleri koruma hizmeti sunduklarını, klasik yöntemlerle sorgulama, casusluk ama aynı zamanda gerekli ekipman mevcut ise keşif uçuşlarıyla bilgi kazanma hizmeti de verdiklerini ama en önemlisi kamu personeli ve özel personele eğitim ve antrenman hizmeti sunduklarını belirtiyor.

'Hizmet alanları gittikçe genişliyor'

Barış raporu için Hessen Barış ve Kriz Araştırmaları Enstitüsü'nde konuk uzman olarak çalışmalar yapan Brunei Üniversitesi'nde Profesör Elke Krahmann da özel askeri şirketlerin hizmet alanlarının gittikçe genişlediği görüşünde. Krahmann, örneğin 1990'larda Almanya'ya, ülke içinde lojistik hizmetler satan şirketlerin, Alman ordusunun yurtdışı misyonlarıyla birlikte yurtdışına askeri teçhizat satmaya da başladığını belirtiyor. Afganistan misyonunda, Almanya'nın askeri arazilerini koruyan özel şirketlere ait silahlı nöbetçiler bulunuyordu.

Araştırmacılar, özel askeri şirketlerin devletler için maliyeti düşürmediği görüşünde. Çoğunlukla sunulandan daha fazla hizmet için para ödendiği belirtiliyor. Özellikle de ABD, bu şirketler tarafından dolandırılma deneyimini yaşamış ülkelerden. Almanya için de durum çok farklı olmadı. Bu nedenle de bir zamanlar Alman ordusu tarafından daha verimli çalışılması amacıyla kurulan şirketler, lav edilerek görevleri yeniden birliklere verildi.

Ancak yine de, daha önceleri ordunun yaptığı işlere dair hizmetler sunan şirketler, dünya genelinde anlam kazanmaya devam ediyor. Siegen Üniversitesi'nden barış araştırmacısı Andrea Schneiker da bu şirketlerin uluslararası askeri misyonların bir bileşeni olduğu ve devletlerin birçok durumda bu firmalara yöneldiği konusunda hemfikir.

Kuvvet kullanımı tekekli el mi değiştiriyor?

Araştırmacıların hemfikir olduğu konu ise özel güvenlik şirketleri nedeniyle, ‘kuvvet kullanma tekelinin' nasıl tanımlanabileceği. Andrea Schneiker soruyor: Devlet hangi görevleri üstlenmeli, hangilerini üstlenmemeli? Hangileri özelleştirilmeli?

Profesör Elke Krahmann, 1990'lı yıllara kadar devletin bir takım asli görevleri olduğunu ve bunları yerine getirmesi gerektiğini belirtiyor. Bunun özellikle de, yurtdışı misyonlarındaki ‘kuvvet kullanma tekeli' için geçerli olduğunu ifade ediyor. Günümüzde ise devletlerin yurtdışındaki bu misyonların sorumluluğunu aldığı ancak görevlerin nasıl yerine getirildiğinin kontrolü sağlanarak, bir takım görevleri askeri hizmetler sunan özel şirketlere verebileceği argümanı sunuluyor.

Almanya'da koalisyon hükümeti, askeri görevlerin özel şirketlere devredilemeyeceğini koalisyon sözleşmesine dahil etti. Ancak büyük koalisyon yönetime başladığından bu yana bu konu gündeme alınmadı. Belki de araştırmacıların raporu, konunun tartışmaya açılmasını sağlayacaktır..

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle