Politika

'Oy kaybedersem istifa ederim; muhafazakârlara yönelik açılım yapacağız'

Kılıçdaroğlu: Vatandaşlar yüzde 55-60 oranında anketleri görünce, 'ben bir şey değiştiremem' diyerek sandığa gitmedi. Bu yanılgı öyle özürle filan geçmez

25 Ağustos 2014 10:39

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Grupbaşkanvekilliği'nden istifa ederek genel başkanlığa adaylığını açıklayan Muharrem İnce'nin "istifa" çağrısına "Ben diyorum ki, oylarını anlamlı bir oranda düşüren genel başkan gitmelidir. Elbette amaç iktidar. Ben eğer anlamlı bir oy kaybı yaşatırsam giderim" dedi. "Dindarlarla, Kürtlerle bir araya geldik" diyen Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki dönem muhafazakârlara yönelik bir açılım olacak" ifadesini kullandı.

Anket firmalarına kızgın olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Vatandaşlar yüzde 55-60 oranında anketleri görünce, 'ben bir şey değiştiremem' diyerek sandığa gitmedi. Bu yanılgı öyle özürle filan geçmez" diye konuştu.

Hürriyet'ten Fatih Çekirge'nin sorularını yanıtlayan (25 Ağustos 2014) Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Oy kaybeden genel başkan gider"

 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu kendisine karşı en çok eleştiri getirilen konuyla ilgili iddialı bir çıkış yaptı.

Soruyorum:

-Tayyip Erdoğan, (Ben birinci parti olamazsam giderim. Siz de gider misiniz) iddiasını sürekli önünüze koydu. Şimdi benzeri bir şeyi Muharrem İnce de söylüyor. Kurultayda bir cevabınız olacak mı?

Elbette olacak. Kurultayda teklifi getirsinler oylayalım. Hemen kabul edelim.

-Sizin şahsi düşünceniz nedir?

Ben diyorum ki, oylarını anlamlı bir oranda düşüren genel başkan gitmelidir. Elbette amaç iktidar. Ben eğer anlamlı bir oy kaybı yaşatırsam giderim.

-2015 için mi?

Elbette...

-Anlamlı oy kaybından kastınız nedir?

Yani öyle sıfır noktalı falan değil. Birkaç puanlık bir kayıptan söz ediyorum. Şu ana kadar biz partide bir oy artışı yaşadık...

-Peki yeterli mi?

Elbette yeterli değil. 2015 için önümüzde ciddi bir hedef var...

Ve devam ediyor:

“Partide bir disiplin olmalı. Tüzüğümüze birkaç yeni madde koyacağız. Eğer parti yetkili organı bir karar almışsa, artık partili o kararın arkasında duracaktır. Hayır durmuyor da aleyhte çalışıp konuşuyorsa... Gider arkadaş...”

 

Yönetimde değişim

 

-Çok fazla genel başkan yardımcısı olduğu konusunda eleştiriler var. Bu konuda bir değişiklik yapacak mısınız?

Bazı değişikliklerimiz olacak elbette. Mesela ben her yere gidemiyorum. O nedenle konusunda uzman arkadaşlarımızı getireceğiz. Onlar ekipler halinde seçilmiş bölgelere gidecekler... Oralardan raporlar getirecekler. Bu yolla sahaya çıkacağız.

 

Sarıgül faktörü

 

-Önümüzdeki günlerde partiye yeni isimler katılacağını duyuyorum. Sarıgül adı da var. Görüşmeleriniz de oldu.

Mustafa Sarıgül değerli bir arkadaşımız. İstanbul Büyükşehir adaylığında da ciddi bir oy aldı. Elbette çok katkısı olacaktır.

 

Muhafazakâr açılım

 

-Kurultaydan sonra tasfiye olacak iddiaları var.

Olur mu öyle şey. Biz daha da geniş kesimlere açılmayı planlıyoruz. Her kesime gideceğiz. Dindarlarla, Kürtlerle bir araya geldik. Kucaklaştık. Mesela önümüzdeki dönem muhafazakârlara yönelik bir açılım olacak. Erdoğan bizim için Sivas’tan öte gidemiyorlar diyordu. Biz gidiyoruz. Kendimizi anlatıyoruz. Daha da anlatacağız.

 

‘Başarılı olduk’ diyemeyiz

 

-Sohbetin bu noktasında son Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili parti teşkilatlarına yönelik yapılan eleştirileri hatırlatıyorum. Kılıçdaroğlu, “Hiç sorun yoktu” demiyor. Hatta sorunları maddeler halinde anlatıyor. Burada ben, “Hiç hata yok mu” diye soruyorum. Kılıçdaroğlu “hata” sözcüğü yerine “sorun” demeyi tercih ediyor: “Sonuçta seçimde başarı, iktidar olmak demektir. O açıdan bakınca Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarılı olduk diyemeyiz. Ama Ekmeleddin Bey iyi oy aldı. Kendisine o konuda teşekkür ediyoruz.”

 

Nerede sorun var?

 

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde elbette Ekmeleddin Bey ismini seçmekle doğru yaptık. Ancak bazı yerlerde sorun oldu."

1) İlk kez bir cumhurbaşkanını halk seçiyordu. Örgüt ne yapacağı ve nasıl davranacağı konusunda biraz bocaladı. Hazırlıklarda geciktik.

2) Bir de adayımızı açıkladıktan sonra bazı kanatlar arasında tartışma çıktı. Tartışma yerine çalışsalardı daha iyi sonuç alırdık. Bu arada o sıcaklarda 7-8 saat çalışan örgütümüze şükranlarımızı iletiyorum.”

 

Anket firmalarına kızgın

 

“Anket şirketleri resmen manipüle ettiler. Yüzde 55-60 diyenler oldu. Vatandaşlar da bunu görünce, ben bir şey değiştiremem diyerek sandığa gitmedi. Bu yanılgı öyle özürle filan geçmez.”

 

Tunceli’ye üzüldüm

 

-Kendi şehriniz Tunceli’de seçim kaybetmek sizi kızdırdı mı?

Orada baskı oldu. Ben Tunceli halkı baskılara direnir, geçit vermez diye düşündüm. Ama olmadı. Kızmadım ama üzüldüm doğrusu...

 

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı

 

-Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı tavrınız ne olacak?

Biz çok bekledik. Ama tarafsız olmayacağını anladık. Biz de ona göre davranacağız. Mesela yemin törenine nasıl gideriz... Olmaz tabii.

 

6 Eylül ve sonrası

 

-Kılıçdaroğlu hoşgörüsünden bir şey kaybetmemiş. Ancak gördüğüm kadarıyla disiplin konusunda partiye çok keskin bir çizgi getirmeye hazırlanıyor. Kurultayda ise tam bir güvenoyu alacağını düşünüyor. Zaten kurultayda vereceği mesajların çok büyük bir bölümü de 2015 seçimlerine yönelik. Sohbetimizden çıkarttığım kadarıyla kurultayda 5 önemli mesaj vermeye hazırlanıyor:

-Kucaklaşma: CHP’yle arasında mesafe olan bütün kesimlere açılım yapmak. Kucaklaşmak. Toplumda bu konuda yetkili olan isimlerle temas etmek.

-Parti içi disiplin: 6 Eylül sonrasında parti teşkilatlarının tam bir disiplin içinde çalışacak olması.

-Küskünlüğün bitmesi: Parti içinde ve dışındaki bütün küskünlüklerin sonlandırılması.

-Görev bilinci: Parti içinde görev alan her partilinin azami sorumluluk alabilmesi.

-Keskin muhalefet: 2015 seçimlerine kadar keskin bir muhalefet stratejisi benimseniyor.

Evet, CHP Genel Merkezi’ndeki sohbetimizin ana hatları böyle.

Sonuç olarak ilk başta yazdığım cümleye dönüyorum: Kılıçdaroğlu soyadındaki kılıcı çekmiş görünüyor...

 

Kılıç kınından çıkmış

 

CHP Genel Merkezi’nde sohbet ettiğimiz Kılıçdaroğlu’nu bu defa farklı buldum... Belediye başkan adaylığı sırasında İstiklal Caddesi’nde yürüdüğümüz Kılıçdaroğlu ile bugünkü arasında ciddi bir fark var.

O zaman “Gandi” demiştim. Şimdi, hoşgörüyle disiplin arasına bir çizgi çekiyor gibi. O nedenle de espri yapıyorum: “Soyadınızdaki kılıcı çekmiş gibisiniz...”