Gündem

Orhan Pamuk: Açıkça taraf olan ve bu kadar siyasi tartışmaya giren bir Cumhurbaşkanı'na karşı 'hakaret suçu' düzenlemesi ahlaki ve mantıki değil

Murat Belge: 2 bin civarında dava var; Türkiye'nin en büyük kulüplerinden biri, cumhurbaşkanına hakaret edenler kulübü!

Fotoğraf: Sinem Babul / T24

03 Mayıs 2016 17:01

Prof. Murat BelgeT24'ten önce yazdığı Taraf gazetesinde yayımlanan “Vermezsen 400’ü” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla hâkim karşısına çıktı. Belge'ye destek için Kartal'daki Anadolu Adliyesi'ne giden Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar Orhan Pamuk, "açıkça taraf olan ve siyasi tartışmalara giren bir Cumhurbaşkanı'na karşı 'hakaret suçu' düzenlemesinin, ahlakî ve mantıkî olarak demokraside kabul edilemeyeceğini" söyledi.

Murat Belge, 20 Eyül'e ertelenen duruşma sonrasında T24'e yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan yargılanan kişi sayısı 2 bin civarında. Bu herhalde Türkiye’nin en büyük kulüplerinden biri. Adı da Cumhurbaşkanı’na hakaret edenler kulübü’’ dedi. Prof. Baskın Oran tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Barış İçin Akademisyenler Girişimi’nce yayımlanan ‘’Bu suça ortak olmayacağız’’ başlıklı bildirisini imzalayan akademisyenlere yönelik söylediği ‘“alçak, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini, lümpen, terör örgütünün maşası, ahlaksız, mandacı artığı, ruhu kirlenmiş” sözleri nedeniyle açılan hakaret davasında, Erdoğan’ın avukatlarının ifade özgürlüğü savunması yaptığını hatırlatan Belge, "Kendisi de, alçaklar, müsveddeler,  filan diye konuşuyor. Sen ne dedin diye sorulunca da düşünce özgürlüğünü kullandığını beyan ediyor. Bu kadar çifte standart, bu kadar demagoji… Söyleyecek bir şey bulamıyorum’’ görüşünü dile getirdi.

 

"Ben yazımda hakaret bulamadım,
savcı da bulamamış"

 

Kendisine açılan davaya konu edilen yazısında hakaret içeren bir yer bulamadığını belirten Belge, "Hakaret olarak gönderilen şey benim yazdığım 3 sayfalık yazı. Bakıyorum bunun neresinde hakaret etmişim?  Savcı da bulamamış. Bulsaydı ‘Şu kelime hakarettir’ falan derdi. O da yok. 3 sayfa yazıyla hakaret etmek de herhalde Türkiye’den başka bir yerde olmayan ve Tayyip Erdoğan’dan başka kimsenin başına gelmeyen bir durum" dedi.

Belge, ‘’2 bin civarında kişinin hakaret ettiği bir insanın, ‘Acaba ben bir şey mi yapıyorum, niye bu kadar insanın sinirine dokunuyorum da bana bunlar hakaret ediyorlar’ diye düşünmesini beklerdim’’ diyerek sözlerini noktaladı.

 

Pamuk: Cumhurbaşkanı
bu kadar kolay incinmemeli

 

Kartal'daki Anadolu Adliyesi'ne giden Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, cumhurbaşkanına hakaret davalarının hepsinin siyasi davalar olduğuna değinerek, ‘’Hakaret gördüğünü iddia eden kişinin gördüğü zararı gelip kanıtlaması gerekir. 2 bin kişiye hakaret davası açmak... Fikrini beyan eden 2 bin kişiyi susturma çabası olarak görüyorum bunu" diye konuştu. Pamuk, "davaların bazılarının incitici ve üzücü sözler üzerine açılmış olabileceğine" de değinerek, "Belki gerçekten incitici, üzücü şeyler vardır, ama bir cumhurbaşkanı da bu kadar kolay incinmemeli. Burada konu, hakaret davasında olması gerektiği gibi, zarar gören kişinin psikolojisine değil, sosyal ortama göre açılıyor" ifadesini kullandı.

 

"Cumhurbaşkanına hakaret,
makamın tarafsız olduğu zamanlardan kalma"

 

Cumhurbaşkanına hakaret davalarının, cumhurbaşkanlığı makamının tarafsız olduğu, siyasete girmediği dönemden kaldığına dikkat çeken Pamuk, "Şimdi  cumhurbaşkanı seçimde açıkça bir taraf.  Yani siyasi tartışmaya giriyor. O zaman hakaret maddesi, ahlaki ve mantıkî olarak demokraside kabul edilemez bir madde oluyor. Cumhurbaşkanı'nın bu kadar siyasete girmesi, seçimlerde partisine oy çağrısı yapmasından sonra, hakaret davası diye kendini koruyacak bir silahının da olmaması lazım’’ dedi.

 

‘’AKP’ye oy verenler bunu ahlâki buluyor mu?’’

 

AKP’ye oy verenlere de seslenen Pamuk, "Kendisi de sert sözlerle  eleştiriyor. Aynı sözlerin daha yumuşağıyla eleştirene hakaret davası açıyor. Sormak lazım; AKP'ye oy verenler bunu ahlaki olarak ve insani olarak doğru buluyorlar mı" diye konuştu.

Murat Belge'ye destek için Anadolu Adliyesi'ne gelen Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni yazar Ömer Laçiner de, T24'e yaptığı değerlendirmede "Bu kadar çok davanın olması, cumhurbaşkanının bizzat kendisinin hakaret edilebilir durumda olduğunun bilincinde olduğunu gösteriyor" dedi.

Laçiner, Erdoğan’ın ‘’Ben insanların bana hakaret etmesi için bir çok sebebe sahibim’’ şeklinde düşündüğünü ileri sürerek, ‘’Bu kadar çok davanın olmasının sebebinin, cumhurbaşkanının bizzat kendisinin hakaret edilmeye müstehak biri olduğunu düşününmesinden kaynaklı olduğunu sanıyorum’’ ifadesini kullandı.

T24'ün notu: 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçu, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) genel hakaret düzenlemesinden ayrı olarak ele alınıyor. TCK'nın "Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar" başlıklı bölümü, 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' başlığı taşıyan 299. maddeyle başlıyor, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası, "suçun aleni işlenmesi durumunda" da hapis süresinde altıda bir oranında artırım öngörüyor.
TCK'da genel hükümlere göre 'hakaret' suçu ve cezası ise 'Şerefe Karşı Suçlar' başlıklı bölümdeki 125. maddede düzenleniyor. 'Hakaret' kenar başlıklı 125. maddede üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası, "suçun aleni işlenmesi durumunda" da altıda bir oranında artırım öngörülüyor.