15 Temmuz Darbe Girişimi

MHP'li Erdoğan: ByLock kullananların siyasi ayağı nerede?

“Türkiye artık bir suç işleme cenneti, sınırlarımız açık..."

15 Mart 2017 01:08

MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, Meclis Genel Kurulu’nda HDP’nin cezaevleri konusunda verdiği gurup önerisi üzerindeki konuşmasında 50 bin terör tutuklusu ve 185 bin kişilik ByLock listesini gündeme getirdi.

“Bu 185 bin kişilik ByLock listesi hep aşağı tarafta mı vardır yani bunları atayanlar, müsteşarları, genel müdürleri bunların üst bürokrasisi ve siyasi ayağı nerededir?” diye soran Erdoğan, MİT’in örgütlerin kullandığı haberleşme sistemlerinin üzerine gidilmesi gerektiğini belirtti.

Cezaevlerinde 50 bin terör tutuklusundan 40 bininin 'FETÖ'den tutuklu olduğunun bilgisi aktaran Erdoğan, kamu kurum ve kuruluşlarındaki bu alt düzey personelin hızla açıklığa kavuşturulması, adil hızlı biçimde yargılanmalarının şart olduğuna dikkat çekti.

“Türkiye artık bir suç işleme cenneti, sınırlarımız açık, isteyen herkes mülteci olarak ülkemize gelebiliyor” diyen Erdoğan’ın Genel Kurul'daki konuşması şöyle:

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) -HDP Grubunun önergesine baktığımızda özellikle cezaevi koşullarından bahsedilmektedir. Resmî olarak, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün rakamlarına baktığımızda bugün 132 bin hükümlü, 80 bin tutuklu, toplam 213 bin hükümlü ve tutuklu vardır. Cezaevlerinin kapasitesine baktığımızda bu 202.938'dir Yani, şu anda cezaevleri yüzde 105 doludur yani 100 kişinin olması gereken bir cezaevinde 105 kişi vardır; ki buraya gelinen sürece baktığımızda da İnfaz Kanunu'ndaki değişikliklerle son birkaç ay içerisinde 30 binden fazla kişinin de tahliye edildiğini hesap edersek gerçekten iktidarın yaptığı son dönemdeki en önemli, en büyük yatırım alanlarından birisi cezaevleri ama oradaki manzara da maalesef budur.

Buraya nasıl gelindi buna bakmak lazım. Türkiye artık bir suç işleme cenneti, sınırlarımız açık, isteyen herkes mülteci olarak ülkemize gelebiliyor; Suriye'den milyonlar gelmiş, diğer ülkelerden gene ülkemizde sığınmacı olarak bulunan çok insan var ve sonuçta suç işleme eğiliminin düşürülmesiyle ilgili yapılan çalışmalar ve önleyici kolluk kuvvetlerinin yetersizliği açık bir durumdur. Tabii ki, suç işlendikten sonra elbette ki suçu işleyen cezalandırılacak, burada bir problem yok ama suç işleme eğiliminin azaltılması konusunda da devletin alması gereken tedbirlerin biraz daha üzerinde titizlikle durulması lazım. Bakın, bugün Türkiye'de terör sebebiyle hükümlü yaklaşık 9 bin kişi, tutuklu ise 50 bin kişi var. Bu 50 bin kişinin önemli bir kısmının FETÖ terör örgütü, diğer kısmının da çoğunlukla PKK, DHKP-C ve DEAŞ terör örgütü mensupları olduğu düşünülürse işte geçmişte uygulanan yanlış politikaların bugün Türkiye'yi nereye getirdiği açıktır. Bugün de tabii, bu tabloya bakarken yargıya güven konusu üzerinde durulmalıdır. Bir ülkede elbette en önemli şey yargıdır. Bir ülke… Hani "Adalet mülkün temelidir." diyoruz ya o mülk devletin ta kendisidir. Devletin bekası açısından yargının sağlam olması lazım, çalışması lazım, adil olması lazım ve herkesin bu yargıya gönül huzuruyla teslim olabilmesi lazım. Bugün Türkiye'de maalesef yargıya güven hızla düşmüştür, inşallah, bundan sonra yapılacak yargı reformlarıyla yargının içine düştüğü bu güvensizlik ortamından çıkarılması devletimizin bekası açısından oldukça önemlidir.

Şimdi, yargının işletilmesi de çok önemli bir sorun. Bugün bu 50 bin terör tutuklusunun bulunması gerçekten… Cezaevlerindeki toplam insan, hükümlü, tutuklu sayısının 50 bini terör suçları sebebiyle tutuklu pozisyondadır. Bunların durumunun hızla açıklığa kavuşturulması, bunların adil yargılanması ve bunların süratli yargılanması muhakkak şarttır. Tabii, bu konuda adalet duygusunu pekiştirecek uygulamaları da, adımları da iktidarın muhakkak atması lazım. Şimdi, bu 50 bin kişi kimdir, özellikle aldığımız bilgilere göre, bunun yaklaşık 40 bini FETÖ terör örgütü mensuplarıdır; bunların önemli bir kısmı alt düzeydeki kamu görevlileridir, öğretmen, polis, hemşire vesaire gibi diğer kamu kurumlarındaki insanlardır. Bunların tutukluluk iddiasına baktığımızda… İşte, geçtiğimiz günlerde kamuoyuna da yansıyan 185 bin kişilik bir byLock listesinden bahsedilmektedir. Bu 185 bin kişilik byLock listesi hep aşağı tarafta mı vardır yani bunları atayanlar, müsteşarları, genel müdürleri bunların üst bürokrasisi ve siyasi ayağı nerededir? Eğer buraya gidilmediği müddetçe bu yargılamalar vicdanımızdaki, kamu vicdanındaki hakkaniyetten uzaklaşacak, devletin haklı mücadelesi, meşruiyeti tartışılır hâle gelecektir. Bu bakımdan, bu hususta acilen gerekli tedbirlerin alınması ve Millî İstihbarat Teşkilatının bu ByLock ve Fetullahçı terör örgütü ve diğer terör örgütlerinin kullandığı haberleşme sistemlerini hızlı ve daha iyi bir şekilde çözerek muhakkak bu işin üst tarafına gidilmesi lazım.